14|Çöpteki yarabandı

218 16 17
                                    

Yeniden sınıfa dönerken az önceki olaylar yüzünden daha rahatlamış hiss ediyordum kendimi. En azından içimde ağlama isteği yoktu. Sınıfa girdiğimde sırama yerleşip kafamı yaslayacağım sırada "Kayhan," Dedi Sarp.

Başımı kaldırıp önüme baktım. Ben arkada ikisi ise hemen önümde oturuyordu.

"İyi misin?" Sordu endişeli bakışları yüzümde, özellikle de morarmış yerimde dolanırken.

"Bana bir şey olmaz, endişelenmeyin." Kafamı yeniden sıraya yaslayacağım sırada sınıfa giren Ali hocayla dudaklarım o şeklini almıştı.

Ne olmuştu lan bu adama.

Yüzü tanınmayacak halde dağıtılmış, bir kolu ise alçıdaydı üstelik aksayarak yürüyordu. Ben Ayaz dövdüm derken şaka yapıyor sanmıştım, engelli yapmış adamı amk.

Yine de içimde tarifi imkansız hissler belirirken sırıtarak başımı sıraya koydum. Artık neden uyuyorsun demeye götü yetmezdi. Bu düşünceyle sırıtışım büyük bir gülümsemeye dönerken keyifle uyumaya çalıştım.

Uyurarak geçirdiğim dersin sonuna geldiğimizde zil çalar çalmaz ayağa kalkmıştım. Gidip Ayaz'a onu dövdüğü için teşekkür etmeliydim. Sonuçta benim için yapmıştı. Kesinlikle onu görmek istediğim için değildi.

Öğretmenler odasına ve bir kaç sınıfa baktığımda bulamamıştım ve tam umudumu kaybedip kendi sınıfıma adımlarken koridorun ortasında biriyle konuştuğunu görmemle yanına gidecektim ki karşısında duran öğretmenle kıkır kıkır konuştuğunu duydum. Adımlarım kesilirken koridorun ortasında öylece dikiliyordum.

Karşısında duran Sedef hoca eliyle ağzını kapatarak cilveli bir şekilde gülüyor, koluna dokunuyordu. O ise bu temaslardan hiç rahatsız değilmiş gibi dikkatle onu dinliyordu.

Sinirlenmiştim. Çok hem de. Her an patlamaya hazır bir volkan gibiyken ileriye bir adım attığımda durdum. Bana ne oluyordu?

Kiminle konuşuyor kiminle flörtleşiyor bana neydi ki? O benim basit bir hocamdı sadece. Bunları düşünürken sadece kendimi avuttuğumu biliyordum. O benim sadece hocam değildi.

Yine de düşündüklerimin ve artık engel olamayacak kadar fazla olan hislerimin yanlış olduğunu düşünerek geldiğim yolu geri gittim. Bundan sonra kesindim. Konuşmayacak, onu tanımıyormuş gibi yapacaktım.

.........

Tamam, konuşmayacak, yüzüne bakmayacaktım ama şuanda gözlerini dikip yüzüme bakması beklediğim bir şey değildi. Uyumak istesem de türkçecinin dersinde uyuduğum için şimdi hiç uykum yoktu ve bu bakışlarına maruz kalmak zorundaydım.

Sinirli bir şekilde gözlerini benden ayırmıyor, irislerindeki o anlayamadığım ifadeye anlam veremedikce rahatsızca yerimde kıpırdanıyordum.

"Seninki sinirli gibi." Sırıtarak kulağıma fısıldadığı sözlerle ağır çekimde kafamı Ada bir arkadaşıyla oturmak istediği için yanıma gelen Sarp'a çevirdim.

"Benimki?" Dedim bastırarak.

Benimki.

"Ayaz hoca olum işte."

"Konuştuğunuz şey çok ilginç olmalı Sarpcım, bizimle de paylaşmak ister misiniz?" Diye bir ses yükseldiğinde gözlerimi bana yine aynı sertlikle bakan siyahlara çevirdim.

Neden böyleydi bugün?

Halbuki sabah sarmaş dolaştık.

"Bir şey yok, hocam." Dedi ciddi sesiyle.

Ada ve ben dışında herkese fazlaca mesafeliydi.

Gözlerini ikimizde dolaşdırdıktan sonra yeniden anlatmaya devam ettiğinde derin bir nefes aldım. Bu ders işgence gibiydi.
Sonunda pes edip sweatshirtimin şapkasını kafama geçirip uyuma moduna girdim.

HOCAM | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin