Soru İşaretleri ve Yanıtların sahibi

0 0 0
                                    

İlaç bile fayda etmediğinden artık, balo hazırlıklarına geçen yoğun yorucu bir akşamdan ve uykusuz geçen bir geceden sonra hava kararıp gece çökene değin binlerce kez davetli listesi, balo salonu, yiyecekler, ışıklandırmalar davetin ve görevlilerin düzenini kontrol etmiştim. Ayrıca planımın kusursuz işleyeceğinden emin olmak için baş muhafız Miro ile tekrar tekrar muhafız dağılımlarının üstünden geçmiş ve oradan oraya koşmaktan ayaklarım ağrıdığında odamda masanın karşısındaki sandalyeye oturup çalışanların beni balo için hazır hale getirmesine izin vermiştim.

En sonunda balo için seçtiğim hafifçe kabarık, dantelden bir yakası, uzun bol kolları, belinde yine gümüş rengi işlemeli bir kuşağı bulunan ve eteği yerleri süpüren bir elbise ve saçlarımın iki yanından alınmış birer tutamla sabitlenmiş yine gri ve buz mavisi taşlarla bezenmiş bir taç ile geniş balo salonunun çift kanatlı kapısının önünde dikiliyor, içeriye girme cesaretinin beni bulmasını bekliyordum.

Ancak o cesaretin hiç gelmeyeceğini anladığımda parmaklarımı onlarca kez açmaya yeltenip sonra elimi çektiğim kapı kolunun üzerine koydum. Gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir soluk alıp verdim ve kapıyı açtım.

İçeriye girdiğimde tüm gözler bana çevrildi. Üzerimde dolanan bakışlardan rahatsız olduğumu belli etmemeye çalışarak yürümeye başladım. Attığım her adımda aslında var olmayan fısıltılar dolanıyordu zihnimde. Hayal ettiğime emindim ama üzerimdeki bakışları yargılıyormuş gibi geliyordu gözüme. Tedirgin, rahatsız hissettiriyor, kaçıp gitme isteği uyandırıyordu. Sanki aç gözleri üzerime çevrili birer canavardı hepsi.

Geniş bir balkondaydım. Balkonun trabzanlarına kadar gidip boğazımı temizledim defalarca kez sesim titremesin, kelimeler dudaklarımın arasından yanlış dökülmesin prova ettiğim cümleleri söylemeye başladım,

" Öncelikle bu akşam çok eski bir geleneğimiz olan bu baloya katılan herkese hoş geldiniz demek istiyorum. Herkesin bildiği gibi her yıl kutlanan bu özel gün Tanrıçamız Hecate'nin içinde bulunduğumuz bu özel diyarı yaratarak kraliçe olarak başa geçtiği ve aynı zamanda şu ana kadarki ben dahil bütün kraliçeleri taç giydiği önemli gün. Umarım hepiniz bu davette hoş ve keyifli bir akşam geçirirsiniz." dedim onlara bakarsam eğer sesimin ya da ellerimin titremeye başlayacağını bildiğimden aşağıdaki zemini izleyerek.

Daha sonra aşağı inerek kim olduğuna bile bakmadan en köşedeki asilzadenin yanına giderek sohbet etmeye başladım. Yaklaşık üç saat boyunca bu şekilde ilerledi, masaların başında bir şeyler atıştırıp içeceklerin yudumlayan asilzadelerle gerek politika gerek siyaset üzerine içimi bunaltan konuşmalar yapıyor,  benim kesinlikle yalan olduğunu düşündüğüm iltifatları teşekkür ediyordum. Meclis üyeleriyle de teker teker sohbet ettim. Kendi  yaşadıkları yere özgü renklerde şık  giysiler giymişti Corvina siyahlar içinde  saçlarını tepeden topuz yapmış önündeki dalgalandırılmış iki mor tutamı açık bırakmıştı, Meira kızıl saçlarına dokundurtmamış diğerlerine göre nispeten sade bir elbise yerine  bordo şık bir tulum giymiş, Nyx özel bir hazırlık yapmamıştı günlük kıyafetleriyle yine kendisi gibiydi, Oleander kahverengiler içinde, Aurora beyazlara bürünmüştü
ve hepsinin yapmaları gerekeni yapağından emin olmuştum bu süre zarfında.

Masaların etrafında dolaşmaktan yorulduğumda bir köşeye sindim ve etrafı izleyerek gerginlikle beklemeye başladım. Müzik başlamıştı, kalabalığın ortasında olursam teklif edenlerin dans tekliflerini kabul etmek zorunda kalırdım, biraz da ondandı bu kuytuyu seçmenin sebebi. Ancak bir süre sonra çok susadığımdan ve yakınlarımda içecek bulunan herhangi  bir masa bulunmadığından oradan ayrıldım. İlerideki masadan bir bardak su alıp içmeye başladığımda içeriye girip dikkatleri üzerine çekerek insanların fısıldaşmalara ve çalan şarkının birkaç dakikalığına durmasına neden olan kişi ile boğazımda kaldı. Onun içeriye adımıyla birlikte şiddetle öksürmeye başladım.

Karanlığın KalbiWhere stories live. Discover now