Merhaba Sır.

0 0 0
                                    

Benim adım Sır Arıca.İsmimin tuhaf olduğunun farkındayım. Zaten beni özel kılan da bu,ismim.Annemi hiçbir zaman tanımadım.Hayattaydı ama beni hiçbir zaman görmek istememişti.Babama gelince,kendisi ölmüş.Annem ise ben doğduktan sonra ortadan kaybolmuş.Beni doğurduğu hastanedeki bir hemşire emekli olduktan sonra bana bakmaya başlamıştı.Necla teyze bana bakarken annemin beni emzirmeden hastaneden kaçtığını anlatıyordu bana.İki yaşıma geldiğimde normal bir çocuk olmadığımı anlamışlar. Çünkü ben yürüyemiyordum.İlk adımlarımı atamadım çünkü ayak kemiklerim çok zayıftı.Necla teyze ve Ersin amca benimde ilk adımlarımı atmamı istedikleri gün İzmir'de bir alışveriş merkezine gitmiştik.
—Hadi bakalım Sır, şimdi seni ayakta tutacağım ve ellerini bırakacağım.
—Ersin,el kadar çocuğa bu kadar yüklenmesene.
—Ay Necla abartma yürümeyi kolay öğrensin diye alıştırma yaptırıyorum sadece.
Ersin amca ellerimi bırakmış ama benim ayaklar benimle beraber düşmüş.Yürüyememişim.
—Allah Allah bu çok garip ben bu çocuğun ayakta duracağını düşünmüştüm ama iki büklüm oldu düştü.
—Bu 4.deneme ama ne zaman ellerini bıraksak düşüyor çocuk.
Bu olaydan sonra beni çocuk doktoruna götürmüşler.Bir sürü test yapmışlar.Yürümem için ellerinden ne geliyorsa yapmışlar ama nafile.Doktor en sonunda bacaklarıma röntgen çektirmiş ve farketmişler ki kemiklerim çok zayıf.reflekslerimde sorun yokmuş,sorun kemiklerimdeymiş.
Doktor Necla teyzeye sakat olduğumu söyleyince kadın bağıra bağıra ağlamaya başlamıştı."Küçük Sır'ım yürüyemeyecek mi!"diye ağlamıştı.O günden sonra tekerlekli sandalyede oturmaya başladım.Ersin amca ve Necla abla bana moral vermeye çalışıyordu ama ben sokakta koşarak oynayan çocukları gördükçe ağlamaya başlıyordum.O çocukların gözünde ben yürüyemeyen siyah saçlı, kehribar gözlü cılız bir kızdım.Necla teyze beni verandaya çıkardığı günlerde resim çizer veya kitap okurdum.Okuma yazmayı bile evde tekerlekli sandalyede öğrendim.Yine verandaya çıktığım günlerden birinde okula giden çocukları gördüm.Onların yerinde olmak için her şeyimi verirdim.O an sinirle elimdeki kalemtıraşı çocuklardan birine fırlattım.Kalemtıraş çocuğun kafasına çarpınca çocuklar oturduğum verandaya doğru baktılar.Ellerindeki çakıl taşlarını üzerime fırlatmaya başladılar.Taşları fırlatırken "Sakat, sakat!"diye benimle dalga geçiyorlardı.Aradan yıllar geçti ve şuna 19 yaşındayım..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Benim adım SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin