2.0

887 49 64
                                    

"Tanımıyorum."

Cengo bu dediğime dişlerini göstererek güldü. Önüme geçerek gitmeme engel oldu. Kafamı kaldırarak ona ters ters baktım, hem utanıyordum hem de utandığım için daha rezil hareketler yaparak daha fazla kendimi utandırıyordum.

"Aa sizi Beyza'ya çok benzettim nasıl tanımıyorsunuz?" dedi alayla. Benimle oynuyordu. Ee ben de oynardım. Hodri meydan!

"Tanımıyorum beyefendi, kim bu Beyza?" dedim salağa yatarak. Cengo'nun sırıtması sıcak bir tebessüme dönüştü, gözleri yüzümde dolaştı. Bakışlarının etkisiyle yutkundum, niye böyle bakıyordu lan? Sanki ben büyücüymüşüm de onu etkim altına almışım gibiydi. Benim tarafımdan büyülenmiş gibi.

"Bir süredir aklımda dolaşan birisi Beyza, çok atılgan gibi gözükse de küçücük bir söz ile bile utanan birisi." bu dedikleri yüzünden bile kızardığıma emindim. Etraftan kopmuş sadece birbirimize bakıyorduk. "Utandığında kendini bile tanımaz." dediğinde gülmemek için kendimi tuttum. Ama yüzümde bir tebessüm oluşmasına engel olamadım.

"Allah Allah, çıkaramadım ya." dedim omuz silkerek. Bilmiyorum derecesinde dudaklarımı büktüm.

"Mesela yanağında küçük bir gamze var, ufacık tebessüm dahi etse hemen ortaya çıkıyor." fark etmeden salak salak gülmeye başladım.

"Ya Cengo," dedim cilveli şekilde. Benden beklemediğim bir şekilde cilve yapmıştım. Bismillahirrahmanirrahim.

Cengo bu halim ile şaşırarak kaşlarını kaldırdı, sonrasında boğazını temizleyerek gözlerini kaçırdı. Bir saniye, utanmış mıydı?!

"Bak işte Toprak, sonra ben dedim ki izin vermiyorum bütün peyzajı yenilemeniz gerekiyor. Yumruğumu masaya vurdum," dedi Ceyda elini masaya vurarak. Toprak onu merakla dinliyordu. Ceyda ile Toprak bizi umursamadan yan yana oturmuşlardı, Ceyda hararetli şekilde konuşuyordu. Toprak ise onu gülümseyerek izliyordu. Bunlar olmuştu ayol?!

Ben ve Cengo da masaya kurulduk, şimdi hepimiz masanın etrafında toplanmıştık. Toprak kafasını eğerek selam verdi, aynı şekilde karşılık verdim. Kumral saçları, hafif yanık teni ve soluk yeşil gözleri ile yakışıklı birisiydi. Ceyda ile birlikte durunca harbiden çok yakışıyorlardı.

"Ee siz ne yapıyorsunuz?" dedim Cengo'ya doğru dönerek. Ona döndüğümde bakışlarının benim üzerimde olduğunu gördüm. "Ne yapalım yavrum, iş bitmiyor. Molaya çıkalım dedik, Toprak efendi bizi buraya getirdi." dedi Toprak'a gıcık gıcık bakarak.

"Komiserim kötü mü oldu? Ne güzel Ceyda'yı gördüm." dedi. Sonra ne dediğinin farkına varmış gibi yüzünü buruşturdu, "Yani kızları gördük." diye toparlamaya çalıştı. Ceyda ise ona alayla gülüyordu. "Hı hı evet, bizi gördünüz." Toprak'a bakarak söylemesi Toprak'ın gözlerini kaçırmasına neden olmuştu.

"Aynen koçum," dedi Cengo. Dışardan sert duruyordu ve davranışları da sertti. Giymiş olduğu siyah deri ceket ve geniş bedenini çevreleyen siyah tişört, siyah pantolon ile çok yakışıklı duruyordu. Koyu kahve gözleri ise kendisine sert bir hava katmıştı.

Ama bana bakınca çok güzel bakıyordu. Hatta o koyu kahve gözlerinde bir parıltı olduğuna bile emindim. Herkese attığı sert bakışları bana dönünce yumuşuyordu.

"Cengo Lena ve Sare nasıl?" merakla sormuştum. Onları sormamı beklemiyordu çünkü sorunca şaşırmıştı. Ama hemen toparlayıp gülümsemişti, "İyiler. Sare bu aralar huysuz, yerini yadırgıyor galiba. Lena da onunla uğraşıyor."

"Ay kıyamam. Şimdi Lena'ya rahat vermiyordur. Allah yardımcısı olsun Lina'nın." dedim. Sonra aklıma gelenlerle iç çekip gülümsedim. "Benim küçük kardeşimi neredeyse ben büyüttüm, az çekmedim ondan. Bazen geceleri ağlar, annem yerine beni isterdi. Şimdi büyüdü bana abilik taslıyor!" sakin başlayan konuşmamı nasıl sinirlenerek bitirdiğimi ben de bilmiyordum. Kardeşler iki saniye sevilmeye gelmiyordu... Cengo bu halime kıkırdadı.

Kerem, ne kadar şimdi gıcıklık yapsa da bana çok bağlıdır. Mesela bazen geceleri yanıma gelip uyumak ister, küçükken sürekli saçımı koklayarak uyurdu. Ama şimdilerde dediğim gibi, ergenliğin etkisiyle farklı bir varlığa dönmüştü.

"Sanırım abilik damarı tüm erkeklerde var, ben de kız kardeşime karşı çok hassasım. Ama o ne derse odur, benim için." Cengo kız kardeşine gerçekten çok bağlıydı.

Demek ki görümcem ile iyi anlaşmam gerekiyor.

"Toprak sonracığıma ben oradan kaçtım, ama söyle bakayım benim suçum var mı?" dedi Ceyda merakla. Ne konuştukları hakkında bir fikrim yoktu ama Toprak Ceyda'ya öyle odaklanmıştı ki Ceyda suçluysa bile onu savunurdu. "Hayır, sen haklısın." dedi düşüncelerimi doğru çıkararak. Ceyda aldığı cevapla saçını savurdu. "Ay dimi!"

"Beyza'm,"

"Heh?" dedim kabaca.

Verdiğim anlık tepkiyle gözlerimi kocaman açtım. "Şey, efendim?"

Cengo verdiğim tepkiyle sırıttı.

"Beyza'm utanma benden, gerek yok. Rahat ol çünkü ben seninle konuşurken çok rahatım. Senin de öyle olmanı istiyorum. Daha her şeyin çok başları bunları konuşursak daha net olur. Kendini kısıtlamana gerek yok, kendin ol yeter. Yazdım sana ama geri dönmedin. Burada gördüğüm daha iyi oldu, yüz yüze konuşunca daha net olur. Ne diyorsun?" uzun uzun konuşmasını gayet sakince bitirmişti.

Olgun tavırlarına bir daha düşmem normal mi?

"Cengo'm bilmiyorum ki... Yani her şey galiba çok hızlı ilerliyor. Hayır bu hız beni rahatsız etmiyor ama çekiniyorum ister istemez. Bundan sonra dediğin gibi daha rahat olurum. Haklısın her şeyin başı, en başından konuşmak daha iyi olur."

Onu onaylamam ile gülümsedi. Ceyda ile Toprak bizden bağımsız olarak sohbete dalmışlardı. Bizi duymuyorlardı.

Cengo'nun telsizi ve Toprak'ın telsizine gelen haber ile ikisi kalkmıştı. Ceyda Cengo gittikten sonra imalı imalı bakmıştı.

Her şey güzel gidiyordu... Şu anlık.

Ay iki gündür yoktum, özledim sizi 🤧

Galiba erken final yaparım (bunu deyip altmış bölüm yazarım sjsjsnsjsn)

BAŞKOMİSERİN KIZI | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin