Hyunjin'in Bebeği

44

"Felix yavrum dikkatli ol"

"Dikkatliyim Hwang!"

"İyi sen bilirsin"

Hyunjin'in, gıcık edici ses tonu Felix'i sinir ederken elleri belinde arkasına döndü. Kaşları çatık dudakları büzülmüş hâlde eşine bakıyordu. Hyunjin ise pek oralı olmuyordu, biricik eşini sinir etmek epey hoşuna gidiyordu.

"Ben bebek miyim!"

"Bebeksin, benim bebeğim. Ve benim bebeğimi de taşıyorsun Hwang Felix"

Felix'in yüzünde gayriihtiyari bir gülüş belirirken , gülüşünü saklamak için arkasına dönüp suya girmek için birkaç adım daha attı. Sabahın erken saatlerinde Felix'in denize gidelim diye inat edip ağlaması üzerine arkadaşları, babası ve eşi reddetmeden hazırlık yapmış, ardından 1 saatin sonunda sakin bir plaja gelmişlerdi.

Hyunjin, Felix ile birlikte suya girmek istese de Felix üstünü çıkarmasını istemediği için engel olmuştu. Minik bedenin damarlarından akan kıskançlık hissi eve gitme isteği uyandırsa da suya girmeden gitmek istemiyordu bu nedenle de en mantıklı yol olarak Hyunjin'e yasaklamıştı.

"Niye gitmiyorsun sen Hyunjin?"

"Sevgili eşim istemedi kardeşim", diyip ellerini kaldırıp omuz silkti acınası bir tavırda. Changbin ve Chan, seslice kahkaha atarken Bay Denis de bıyık altından gülüyordu.

"Gülmeyin be sizinde başınıza gelsin görürüm sizi"

Chan kaşlarını kaldırıp, "Sence", dediğinde Changbin ile açıkta kalan üst kısımlarını sunduğunda, Hyunjin sinirle homurdanıp eşini yakından izlemek için kalktı şezlongdan.

"Denis amcacım siz neden girmiyorsunuz?"

Amca lafı Denis'in hoşuna gitmezken, "Amca mı? Ayıp ediyorsun taş gibi adamım", diyerek boy göstermek amacıyla kalktı yerinden. Changbin sırıtırken Denis üstündeki tişörtü kafasının üstünden sıyırıp şezlonga bıraktı. Orantılı, güzel bedenini onlara egolu bir tavırla gösterdikten sonra oğlunun yanına doğru ilerledi. Kalanlar ise hafif bir şaşkınlık ile izliyordu onu. Denis, yaşına rağmen oldukça genç bir adamdı. Hayranlık uyandırıcıydı.

"Jeongin ve seungmin nerede?"

"Hiç bilmiyorum tek istediğim kimsenin benimle konuşmaması"

"Ne?"

"Seungmin beni gebertir"

"Yuh bu kadar da korkulmaz be kardeşim"

"He aynen. Jeongin gelsin göreceğim seni"

Changbin omuz silkip oturduğunda jeongin ve seungmin de ellerinde içecekler ile yanlarına geliyordu. Bu sırada bir süredir Changbin ve Chan'ı izleyen iki genç adam da onlara doğru geliyordu. Changbin ve Chan beden gösterisi yaparak kesinlikle hata yapmışlardı fakat farkında değillerdi henüz...

"Ah şey merhaba", hafif kısa sarı saçlı, güzel yüzlü genç Changbin'in tam önünde durdu. Changbin gergince sırıtırken genç biraz eğilip yüzlerini denkleştirdi. "Yalnız mısınız acaba? Arkadaşım ile size katılmak isteriz de?", dedi. Halbuki yalnız olmadıklarını da biliyorlardı.

Diğer genç ise Chan'ın yanına geçerken Chan gitmek amacıyla döneceği sırada şezlongdan düşmüştü. Yüksek olmadığından canı acımamıştı ama onu izleyen Seungmin yine de endişelenmişti.

"Ah iyi misiniz?"

"Evet iyiyim sağ ol kardeşim"

"Kardeş mi", diyerek dudağını büzdü genç.