0.6

116 25 40
                                    

İyi okumalarr

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Ne görmeyi bekliyordum bilmiyorum ama bu ani hareketimle
tüm bedenim kasılmıştı. Önümdeki beden devasaydı. Yüzünün olduğu yere baktığıma emindim ama hiçbir şey görünmüyordu. Askerler korkudan ne yapacaklarını kestiremiyordu. Hatta komutan ayakta duramıyor gibiydi. Hepsinin aksine Lord hiçbir tepki vermemiş kafasını aynı hizada tutmuştu. Belki pelerini içi zifiri karanlık olmasa göz göze gelebilirdik.

Tepkimi ölçüyor gibi bekliyordu. Ben ise belki bir şeyler görürüm umuduyla karanlığı seçmeye çalışıyordum. İlk ses komutandan geldiğin de ses tonu oldukça korkmuş ve gülünçtü.



" L-lordum.. Lütfen bizi bağışlayın lordum. Lütfen lordum..
Sizin için kendim infaz vereceğim. Merhamet edin efendim.."


Sesi bir içine kısılıyor bir çok yüksek çıkıyordu. Az daha zorlasa altına bile edebilirdi. Ne lord ne de ben onu takmıyorduk. Takınabildiğim en ciddi yüz ile ona bakıyordum. Nefes aldığım bile şüpheliydi ama kafamı başka bir yere çeviremeyecek kadar kas katıydım.


"Çıkın!"

Sözünü ikiletmeden askerler kollarıma sarılmıştı. Lordun sesini tekrar duyduğum da içten içe ben de şaşırmış ve ürkmüştüm.


" O kalsın."



Saniyeler içinde oda boşalmıştı. Ellerim karıncalanıyordu, o karşı vereceğim biri değildi ama yapı gereği kendimi saldırıya hazırlamıştım. Buradan ellerimi bile oynatmadan çıkma gibi bir niyetim yoktu. Ölü ya da diri.

Bana arkasını dönen Lord ilerleyerek devasa penceresinin önüne gitti. Ellerini cama doğru yasladığın da bu kadar büyüğünü ilk kez görüyordum. Artık emindim, kesinlikle bir canavardı.



" Demek komutansın. Phoven komutanı Alexa.."

Adımı duymak içim de bir şeylerin oluşmasına sebep olmuştu. Garip bir histi, yine de üzerinde çok durmadan devam etmesini bekledim.



" Saniyeler öncesinde bir ölüydün komutan. Cesaretin beni gururlandırdı."


Kafamı daha da dik bir konuma getirmiştim. Yavaş ve oldukça tehlikeli bir şekilde bana döndüğün de tekrar eğmek istemiştim. Ağır adımlarla yanıma yaklaştığın da daha fazla suratına bakamamıştım. Görmesem de içimi bir ürperti kaplamıştı. Varlığı bile korkutucuydu.



" Buradan çıkmak istiyor musun Alexa?"


Beklemediğim soru ile bakışlarıma şaşkınlık da eklenmişti. Neden beni öldürmek yerine bunları soruyordu? Zaten çıkmak için elimden ne geliyorsa yapacaktım.



" Eğer şimdi beni öldürmezseniz, zaten çıkacağım."

Duyduğum gülme sesi o kadar kısıktı ki ikilem de kalmıştım.
Ellerini arkada birleştirip tekrar benden uzaklaştı. Bir kere daha sırtıyla yüz yüze gelmiştim.


" Seni öldürmeyeceğim komutan.  Buradan çıkıp gidebilirsin ama,"

Aklımdan çok fazla şey geçmişti. Ama ne? Benden ne isteyebilirdi ki? Elimde olmadan meraklanmıştım.

"Senden bir ricam olacak. Bana dış dünya da yaşananları uzun ve detaylıca anlatır mısın komutan."

Sözlerinden sonra benden cevap bekler gibi suratıma bakmıştı. Buradan çıkmanın kolay olacağını bu kadar kolay sanmıyordum. Hâlâ da sanmıyorum.

KARA LORDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin