Yine aynı park, yine aynı özlem.
Bir elimde sigaram, diğer elimde biram varken burnumu çektim. Hava yine soğuktu ve ben yine üşüyordum. Ama bu sefer unursamadım bunu. Umursayacak çok daha önemli şeylerim vardı, bir çift siyah göz gibi.
Tüm gün onu düşünüyordum. Dediği sözleri, bana karşı kullandığı o sıcak ses tonunu. Ne ara kalbime, aklıma bu kadar işlemişti bilmiyorum ama içime içime kan ağlıyordum yokluğunu hiss ettiğim her vakitte.
"Kayhan?" Diye bir ses duydum sonra.
Arkamı döndüğümde elleri ceplerinde Sarp'ı gördüm. Bu saate burada olmazdı genelde.
"Kardeşim, bir sorun mu var?" Hafif çakır keyif olduğumdan sözleri yayarak söylesem de kafam yerindeydi.
Oturduğum salıncağın hemen yanındaki diğer salıncağa da o yerleştiğinde "Asıl senin ne sorunun var? Ne bu hal?" Gözleriyle elimdeki birayı işaret etti.
Üzgün olduğumda içtiğimi biliyordu.
Omuz silktim sadece. Günlerdir göğsümü delip geçmek isteyen o ağrıyı sadece bir omuz silkmeyle anlattım.
"Uyumadın da sanırım, gözlerin kıpkırmızı." Yüzüme endişeli gözlerle bakarken salakça gülümsedim.
"Sarp...sana bir şey sorayım mı?"
Dediklerine aldırmamama şaşırsa da kafasını salladı evet anlamında.
"Aşık olduğunda mantığını mı dinlersin kalbini mi?" Baygın bakışlarım gözlerindeydi. Bu sorunun cevabına çok ihtiyacım vardı.
"Haydaaa" Dedi heyecanla.
Aşık olmayan bir insanın sorusu değildi sonuçta bu da.
"Uzatma, cevap ver sadece." Dalga geçmesini bekleyemeyecek kadar agresif ve yorgundum.
"Aşk kalp işidir, kardeşim. Mantık falan işlemez. Yaparsın, olur biter." Önümdeki lambalara bakarken biramdan bir yudum aldım, aynı zamanda sigaramın izmaritini yere atıp ayağımla ezdim.
"Ayaz hoca da kaç gündür çökmüş, birşeyler yap artık bence."
Duyduğum isim kalp atışlarımı hızlandırırken bir küfür mırıldandım. Yanıyordum olum ben.
"Banane ondan! Ben ona aşık değilim başka birisi için sormuştum ben hem." Panikle bir dize laf sıralamam sonucu Sarp "Ben aşıksın dememiştim ama görünüşe göre öyleymiş." Dedi yüzünde bir sırıtma varken.
Elimde duran cam şişeyi yere bırakıp ellerimle yüzümü sıvazladım.
"Sarp," dedim boğuk sesimle sonra.
Hm diye bir ses çıkardığında "Sever mi beni?" Dedim çaresizce.
Biraz daha konuşursak ben hüngür hüngür ağlamaya başlayacaktım.
"Niye sevmesin oğlum, sen sevilmeyecek biri misin?" Görmesem de kaşlarını çatıp anlamaz bakışlarla yüzüme baktığına emindim.
Ciğerini bilirdim ben onun.
"Öyle olsam...ilk ailem sevmez miydi beni?" Başımı kaldırıp muhtemelen kan çanağı olmuş gözlerimi ona çevirdim.
Yüzüme öylece bakarken iç çekti ve salıncaktan ulaşabildiği kadar sıkıca sarıldı bana.
"Annen baban orospu çocuğuysa ne yapabiliriz? Kimse sevmese de Ada ve ben çok seviyoruz seni."
Kollarımı ona sararken "Ben de sizi seviyorum, tek sizi."