1.Bölüm

3.9K 157 78
                                    

Umarım beğenirsiniz çünkü bu benim ilk kurgum. İyi okumalar.

"Günaydınnnn’’ diye sabah sabah bağıran kim diye kalktığımda Esra’yı görmem şaşırtmadı.

Çünkü bu kadar erken kim beni kaldırarak canına susamış olsun ki? Saat kaç mı 09.17
Esra’ya ters ters bakarak

‘’ne bağırıyorsun be kulağımın dibinde!’’demem onu şaşırtmadı.

‘’Kalk artık saat kaç olmuş sen daha uyuyorsun?’’sizce de erken değimli yoksa ben mi anormalim?

‘’Hadi kızım kahvaltı ortada sen daha uyuyorsun.” Sabahın köründe kahvaltımı olur. Sinirli sinirli kalktım direk lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim.

Masada çok güzel kahvaltı sofrası vardı. Yalan yok Esra yaparsa on numara beş yıldız yemekler yapardı. Kimse eline su dökemez.
“ Ooo döktürmüşsünüz Esra Hanım.”

Dediğim anda karşımda abimi görmeyi planlamıyordum.

“ABİİİ” dediğim an abime sarıldım . Tam olarak 1 aydır görmüyordum.

”Hoş geldin. Ne zaman geldin?"

“Hoş buldukta bu sabah geldim de senin bu halin ne? Savaştan çıkmış gibisin.” Böyle bir şey diyeceğini beklemiyordum.

Hemen üzerime baktım. Geceden üstüme bir şeyler dökmüşüm ama ne olduğuna dair en ufak bir bilgim yoktu. Esra’ya baktığım an kıkırdaması bir olmuştu. Ben dün gece ne yaşadım? Hatırlamıyordum. Sonra umursamaz bir şekilde gittim masaya oturdum.

“ E abi hangi rüzgar attı seni buraya?” diye sordum o da masaya geçince şöyle cevap verdi.

“Size söylemem gereken bir şey var.” Dediğinde Esra ile göz göze geldik.

Şaşırmıştık abimin bize ne söylemesi gerekiyordu ki? “Kötü bir şey mi oldu?” diye soran ben oldum.

“Tayin isteyip görevlendirmemi buraya aldım.” Deyince şok olmuştum beklemiyordum.

Abim bir süredir Bursa’da çalışıyordu. Ama o Erzurum’ gelmişti ilk görev yaptığı yere. Ama bazı sebeplerden dolayı Bursa’ya gitmişti.

“Neden buraya istedin?”

“Başınıza bir iş gelmesin diye tayinimi buraya istedim. Ne zaman tek kalsanız başınıza bela alıyorsunuz.” Sanki 5 yaşındaki çocuğa söylüyordu.

“Abi farkındaysan biz 21 yaşındayız başımıza bir iş gelmez. Korkma çocuk değiliz.” Dedim ama umursamadığı yüzünden belliydi. Gerçek neydi bilmiyorum ama öğreneceğim sonuçta ben bir Ankara Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiyim.

Yarım saat sonra;

“Bade hadi gel dışarıya çıkalım yeni kıyafetler alalım.”
Tabi en sevdiğim aktiviteler olursa akan sular durur.

” Tamam hemen geliyorum.” Hemen odama koştum.
Altıma kahverengi palazzo pantolon üstüne ise uzun kollu, göğüs dekoltesi olan beyaz crop giydim ayakkabı olarak ise beyaz stiletto seçtim. Giyindikten sonra saçımı yarım at kuyruğu yaptım.

Makyaj masama oturduktan gelen bildirimle telefonumu açtım.

Mesaj bölümüne girdiğim an yüzümde tebessüm oluştu.

Sevgilim: Ne yapıyorsun?

; Esra ile dışarı çıkacağım. Makyaj yapıyorum.

Sevgilim: Nereye gidiyorsunuz?

; Avm’ye gideceğiz. Sen ne yapıyorsun orda?

Sevgilim: Babamın şirketindeyim. Aynı işlerle uğraşıyorum. Sürekli belgeler falan. Yanında olmayı o kadar çok istiyorum ki.

; Bende Sevgilim, bende çok istiyorum.

Sevgilim: Neyse güzelim ben seni daha fazla tutmayayım. Size iyi eğlenceler

; Sağol Sevgilim sanada kolay gelsin.

Hafif makyaj yaptıktan sonra siyah çantamı da alıp aşağı indim. İndiğimde Esra kollarını göğsünde birleştirmiş beni bekliyordu.

“Kaç saatte hazırlandığını sorabilir miyim?” dediği an yüzümü buruşturdum. Esra'da altına beyaz havuç kesim pantolon üzerine ise siyah bir crop giymişti.

” Hazırlandık işte hadi çıkalım.” Dedikten sonra komodinin üzerinden anahtarı alacağı sırada hızlı davranıp aldım.
Ve
“Bu sefer ben süreceğim çünkü sen sürmeyi bilmiyorsun."

Kaşlarını çatarak bana baktı. Arabaya ilerlerken;

“Yaman’dan ne haber?”

“İyiymiş az önce mesajlaştık. Holdingle ilgileniyormuş."

"Hmm. Zor olmalı, babası her şeyi üzerine yıkmış desene."

"Neyse ya hadi bin de gidelim."

Arabaya bindikten sonra hemen arabayı çalıştırdım. Otomatik vitesli arabalara bayılıyorum kafa karıştırmıyorlar.

15 dakika sonra Avm’ye gelmiştik. Hemen güzel kıyafetler seçmek için ayrılmıştık.

4 saat sonra ;

"Esra hadi kartı patlattık zaten yeter bu kadar aldığımız." 4 saat boyunca alışveriş yapmak ayağınızın dile gelmesi demek.

"Tamam hadi gidelim yoksa yorgunluktan bayılabilirim." Arabaya geldiğimiz an hemen bagajın açıp aldıklarımızı yerleştirmeye başladık. 

Arabaya bildiğimizde derin bir nefes almıştık.
 
"Bade yemek yemeye gidelim mi? Ben çok acıktım." Yalan yok bende çok acıkmıştım.
Hemen arabayı en yakında olan bir restoranda sürdüm.

İçeri girdiğimiz gibi bir masaya geçmiştik.
Tabi hemen garson gelince siparişlerimizi verdik. 5 dakika sonra siparişlerimiz geldi.
Hemen yemeğe başladık.
 


"Ee Yaman'ın yanına gidecek misin?"

"Bilmiyorum belli değil. Zaten bir kaç hafta sonra Ankara'ya geri dönücez 2-3 gün sonra giderim diye düşünüyorum."

"Sen bilirsinde ben yarın memlekete döneceğim."

"Neden gidiyorsun ki?"

"Ya bizimkiler yine yiyecek bişeyler yapmışlar bana diyorlarki sen gel al. Onları alacağım."

"Anlaşıldı. Halil amca ve Fatma teyzeye selam söyle o zaman." Onlar da benim anne babam gibiydi. Annem ve babam öldükten sonra abimle onlarda kalmıştık. Karayel ailesi bize öz amcamdan daha çok sahip çıkmıştılar.

Yemeği yedikten sonra kalktık. Eve geldiğimizde direk aldıklarımızı dolaplara yerleştirmeye başlamıştık.

20 dakika sonra;

"Kızlar hadi gelin film izleyelim." Diyen abimin sesiyle bakımımı bitirmiştim.
Aşağı indimde bir film açmışlardı.
Hemen mutfağa gidip mısır patlatmak için tencereyi çıkardım. Mısırları yaptıktan sonra içeri geçtiğimde abim koltuğun ortasına oturmuştu. Esra sağ köşesine bende sol köşesine oturdum. Mısırdan kermese verdikten sonra bir anda kapı çaldı.

"Birini bekliyormuydunuz?" Diyerek sessizliği ilk abim bozdu. Ardından Esra

"Hayır."

"Ben bakarım."diyip yerimden kalktım tam kapıyı açtığım sırada hiç beklemediğim silueti görmek şaşırttı...


Arkadaşlar bu bölüm fazla kısa oldu biliyorum. Ama sizin erkenden okumanız için
Hemen attım. Umarım okurken keyif almışsınızdır...

Kalpteki ZincirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin