Buğlem'in Anlatımından
Dün gece Uras benden hoşlandığını itiraf ettikten sonra hiçbir şey söylemeden Oğuz'u kulağından tuttuğu gibi Oğuz'un tüm itirazlarına ve 'Ben o tavuğu yemeden gitmem o salak Hacı gibii' diyişine aldırmadan hızla evden çıkarmıştı.Gece yarısı patrona Uras'ın benden hoşlandığını söylediğimde sabah erkenden ofise gelmemi istemişti.Uyanır uyanmaz ofisin yolunu tutmuş ve uzun bir İstanbul trafiği sonrası arabama uygun bir yer bulup park edebilmiştim.Ofise geldiğimde burayı özlediğimi farketmiştim.Ta ki Çağkan yanıma gelip bana sarılana kadar.
"Seni özlediğim Buğlem." Sevgi sözcüğü yok.Eksi koca bir eksi.
Sarılışı beni her an bırakabilecek kadar gevşek.Buna da kocaman bir eksi.
"Bende." diye mırıldanıp yavaşça Çağkan'dan uzaklaştım.Tamam normalde de Çağkanla birbirimize deli gibi aşık değildik ve bu zamana kadar canım dışında birbirimize bir sevgi sözcüğü de kullanmamıştık.Gerçek bir ilişki gibi olmasa da birlikteydik.Ama şuan onun hareketlerini Urasla karşılaştırıyor.Uras olsa öyle yapardı,Uras olsa şöyle yapardı,Uras olsa şunu söylerdi.Uras Uras Uras...Olmaması gereken şeyleri düşünüyor ve bundan git gide rahatsız oluyordum.Ona karşı bir şey hissetmemeliydim.Çağkan'ın elimi tutmasıyla ona doğru döndüm.
"Patron seni bekliyor." dediğinde tek yapabildiğim tebessüm etmekti.Uras'ın düşünmemek üzere kendime söz verip Çağkan'a iyice sokuldum.Bu hareketim karşısında şaşırsa da üstelemedi ve beni daha çok kendine çekti.Patronun odasının önüne geldiğimizde birbirimizden ayrıldık ve kapıyı çalıp beklemeye başladık.Birkaç dakika sonra patron sert sesiyle "Gir." diye bağırınca yavaş adımlarla içeri girdik.
"Selam patron."
Patron gülümseyerek oturmamızı söyleyince hemen koltuğa oturduk.
"Sana da selam Buğlem Hanım.Hayırlı olsun.Duyduğuma göre büyük başarılar elde ediyormuşsunuz ?" Gülümseyerek kupasında ki kahveden bir yudum aldı.
"Bir şey içmek ister misiniz ? Malum işimiz uzun."
Koltuğa rahatça yayılırken ben sütlü bir kahve,Çağkan ise soğuk bir su istemişti.Yaklaşık 5 dakika boyunca rahat olup olmadığımdan ve paraya ihtiyacım olup olmadığından konuşmuştuk.Bu sırada içeceklerimiz gelmiş ve önümüzde ki yerlerini almışlardı.
"Anlat bakalım Buğlem."
Kahvemden bir yudum alarak konuşmaya başladım.
"Olay şu ki Uras'ın çok yakın bir arkadaşı var.Hatta tek yakın arkadaşı desem daha doğru olur.Adı Oğuz.Uras'ın bütün işlerini biliyor,yani bence.Çocukla aramız bayağı iyi ama onun ağzından laf alabileceğimi sanmıyorum ve çok tatlı bir ç---"
Çağkan'ın öldürücü bakışlarının yanı sıra patronun onaylamaz bakışlarını üstümde hissetmiştim.
Patron birkaç kez öksürüp koltuğunda dikleşti.
"Bak Buğlem.Bu işe herhangi bir şekilde duygularını karıştırmanı istemiyorum.Arkadaş olarak da aşk anlamında da.Ne Oğuz'dan ne de Uras'dan arkadaş ya da başka bir anlamda hoşlanmanı istemiyorum.Onlar hakkında iyi bir şey duymakta.Çünkü onlar..." Bir süre duraksadı ve doğru kelimeyi aradı sanırım. "Çünkü onlar katil."
Çağkan'da patronun dediklerini onaylar biçimde kafasını salladı. "Onlardan uzak dur Buğlem.Görevi geçtim her şeyden önce sen benim sevgilimsin."
"Herhangi bir duygum yok ikisine de karşı." Kafamı önüme eğip mırıldandığımdan olsa gerek pek inandırıcı bir performans sergileyememiştim.
"Buğlem bana bak." Kafamı kaldırıp Çağkan'a baktım."Onlara karşı bir şey--"
Güven veren bir ifadeyle "Hayır hayır kesinlikle ikisine de karşı herhangi bir şey hissetmiyorum.Arkadaş ya da sevgili."
"Güzel." diyen patrona döndüm.Hafifçe tebessüm ederken "Her şeyi baştan anlat." diyen Çağkan'a gözlerini devirdim ve her şeyi baştan anlatmaya başladım.
*
"Oğuz yeter ! Yiyip durmasana ya."
Patrona her şeyi anlattıktan sonra Uras'ın Bay-Bar's a gel mesajı üzerine Bay-Bar's a gelmiştim.Uras telefonuyla uğraşırken Oğuz çerezleri havaya atıp ağzına sokmaya çalışıyordu ve anlaşıldığı üzere bu saçmalık bir saattir devam ediyordu.
"Çerezleri bitirdin." Oğuz'un elindeki çerez kasesini almaya çalışırken Uras gözlerini devirdi.
"Çocuk gibisin Buğlem."
"Ben mi çocuk gibiyim ? -Elimle çerezleri havaya atıp ağzıyla yemeye çalışan Oğuz'u gösterdim.- Şuna baksana."
Uras gülümseyerek elini omzuma attığında gerilsem de belli etmedim.Kulağıma yaklaşıp fısıldadığında ise bende ipler kopmuştu açıkçası.
"Bebeğim bu bar benim istiyorsan sana tüm çerezleri getirtirim niye kasıyorsun ki sen kendini ?" Kolunda ki omzunu iterken sinirli bir şekilde mırıldandım.
"Ben çocuğum ya git başkasıyla uğraş sen."
"Bebeğim derken onu kastetmemiştim.Taş bebek gibisin ya ondan." diyip iyice bana yaklaştığında gülümsemeden edemedim.
"Aferin Baybars yine anlamaz ayağına yattın."
Sinsice iyice bana yaklaştı ve elini belime koyarak fısıldadı.
"Kimle yatmışım ben lan ? Seni bekliyorum ben."
Ve tutmaya çalıştığım kahkahamı daha fazla tutamamıştım.
Evet canlarım.Kısa da olsa geri dönüş yaptım denebilir.Ama yorum ve vote gelmezse bozuşuruz ona göre :D Uras'a söylerim Bay-Bar's ın kapısından bile almaz sizi haaa.Hadi iyi okumalar.Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYAYLA OYUN #Wattys2015
Novela Juvenil"Bu işi başaramayacaksan hiç bulaşma.Bu iş aptal sarışınlıklarını kaldıramaz." "O gerçek bir sarışın bile değil." diye mırıldandı genç adam alayla. "Gerçek bir sarışın istiyorsan benden ayrılman gerekiyor." dedi genç kız sinirle. Otoriter ses odayı...