7. Bölüm [Senin şarkın]

211 19 7
                                    

Ben ne yapmıştım?

Bilinçsizce aşkımı itiraf ederken minyon kadını içeri çekip onu öpecek kadar ileri mi gitmiştim? Bunu düşündükçe utançtan saçlarımı yolmaya başlamak istiyordum. Kendime dayanamıyordum. Bu çok klişeydi... Ama nasıl hissettiğim konusunda şimdiye kadar söylediğim en dürüst şeydi.

Hiç kimseden şu anki kadar yoğun bir şekilde hoşlanmamıştım ya da sevmemiştim. Çok sevgilim olmasına rağmen hiç böyle olmamıştım. Bu kadın sanki hiçbir yere gitmeden kalbimin ortasındaki yerini almaya çalışıyormuş gibi görünüyordu.

"Hey. Bu şarkıyı beğendim."

Telefonundaki şarkıyı değiştirmek üzere olan Pang'e söylemiştim. Güzel kadın hostes üniformasıyla uçuşa hazırlanıyordu. Bana küçük bir bakış atmıştı.

"Beğendiysen kendin aç. Ben gidiyorum."

"Şarkının adı ne?"

"'Senin şarkın...' Bu bir film müziği."

"Şarkıcı kim?"

"Sadub-Pin yazıyor. Çok güzel bir isim."

"Kim Sanub-Prao adını kullanıyor ki?"

"Sadub-Pin! Onun güzel ismini mahvediyorsun. Romanın üzerinde mi çalışıyorsun..? Onu çok ciddiye alıyorsun."

"Elbette. Çok kararlıyım. Bir saatte beş sayfa yazdım... Tavsiyene uydum, kadın başrol benim ve diğer kadın başrolle flört ediyorum."

"Güzel... Yani duygusal olarak dahil olacaksın."

"Az önce çaldığın şarkıyı dinlemek beni daha çok dahil ediyor. Aşık oldum."

Romanda Metavee olduğunu düşündüğüm bir karakterle flört ettiğimi düşünerek, utangaçlık gösterisini abartıyordum.

"Kalbim çarpıyor."

"Gerçekten aşıkmış gibi görünüyorsun."

"İşe gitmek için acelen mi var?"

"Çok."

"Dün May'e aşkımı itiraf ettim."

"Ne..."

Arkadaşımın yüzündeki şok beni gülümsetmişti.

"Acele et de sana her şeyi anlatayım. Ne zaman döneceksin?"

"Yarından sonraki gün."

"Tamam. Acele et de konuşalım. Gelince, yaptıklarımı dinlersin."

Yüzümün tamamen kızardığını hissedebiliyordum ama arkadaşım sessizce bana bakıyordu. Ne dalga geçiyor ne de eleştiriyordu. Benimle açıkça konuşuyordu.

"Gitmeden önce kapıyı kilitle."

"Biliyorum."

•••

Gelecek vadedeki yazar olarak, taslağımı klimalı çalışma odasında sabırla bekleyen muhteşem editöre göstericektim. Oraya vardığımda Metavee beni kocaman bir gülümsemeyle karşılamıştı ve heyecanla romanımın bir sonraki bölümünü bekliyordu.

"Bir önceki bölümden itibaren hikayenin nasıl ilerlediğini görelim. Eğlenceli değilse öpücük alamazsın."

Bunu duyunca hemen yüzümü buruşturmuştum. O minyon kadın benim onun öpücüklerini, sevgisini, şefkatini özlediğimi mi sanıyordu? Ama yine de... bu dudaklar çok çekiciydi. Ve onun öpücüğü yüzünden bütün gün üretken bir şekilde başka hiçbir şey yapmadan romanlar yazmıştım. Delirmiştim.

Pluto  |GxG|Where stories live. Discover now