XXII. used to be close

74 8 714
                                    

yukarıdaki şarkıyla bölümü okursanız daha zevkli olacaktır

-ˋˏ ༻❁༺ ˎˊ-

Basketbol, Ryūnosuke'nin kesinlikle ilgi alanında olan bir spor değildi. Aslında, hiçbir spor onun ilgi alanında değildi. Kız kardeşi artistik buz pateninden eskrime, tenisten jimnastiğe kadar bir sürü spor denemiş hatta çoğunda çok da başarılı olmuştu. Eğer vefat etmeseydi ölümünden bir hafta sonra şehirler arası buz pateni yarışmasının gençler kategorisinde yarışacaktı. Babasının koşuculukta bir sürü madalyası vardı, annesinin ise binicilik geçmişi olduğunu hatta sertifikası bile olduğunu biliyordu. Spor genlerinden mahrum kalmak ona göre pek de haksızlık sayılmazdı. Ama arkadaşı Chuuya için elbette tezahürat yapacaktı.

Şimdi ise kendi okullarının spor salonunda, hemen iki cadde ötedeki lise ile yapılacak maçın başlamasını bekliyorlardı. Önden yer kapmak için 15 dakike erken gelmek pek de iyi bir fikir değildi, onlarla birlikte birkaç öğrencinin de olduğu tribünlerde oturuyorlardı.

" O aptal takım kaptanı olmasaydı şu an ben de takımda oluyor olabilirdim."

Kunikida gözlüğünü düzelterek boynunu kütletti.

" On lafından onu da iğneleme içermiyor olsaydı belki."

Küçük el aynasını dizlerine sabitlemiş, saçındaki birkaç tutamı örmeye çalışan Lucy, aynaya bakmak için bu şekilde dizlerine doğru eğilip kamburunun çıkmasını istemediğinden en sonunda doğrulup aynayı cebine attı.

" Cidden, biraz daha kibar olmayı denemelisin. Akiko nerede? Maskarasını ödünç alacaktım."

" Tuvalette o, hem kibar olmak o kadar da önemli değil."

Ryūnosuke tribünlerde öğretmenlere ayrılan kısma bakıp istediği kişiyi görmeyi beklerken konuşmaya dahil oldu. " O zaman şikayet etmemelisin."

" Etmiyorum zaten!- Sen sabahtan beri nereye bakıyorsun?"

" Sigma ve Nikolai geç kaldı onlar geliyor mu diye bakıyordum." Kapının da o tarafta olması bir bahane için mükemmeldi.

Ranpo aklına gelen anıyla yüzünü ekşitti. " Eğer onları bir kez daha tuvalette dilleri birbirlerinin boğazındayken görürsem kusarım. Çok travmatikti, psikolog masrafımı aranızda bölüşürsünüz artık."

Kızıl saçlı genç kız arkadaşının kafasını öne doğru itti. " Yine dalga geçtin! Hadi sana biraz medeniyet öğretelim ki en azından ikinci dönem yedek kulübesinde oturabilesin."

" Sen iğneleme yapmadın mı şimdi?"

" Ben bir hanımefendiyim hayatım. Senin gibi olur olmadık yerlerde kaba olmam merak etme. En temelden başlayalım, hadi bana saçımın güzel göründüğünü söyle!" Lucy yavaşça perçemlerini düzeltti.

Yeşil gözlü çocuk şöyle bir arkadaşının saçlarında göz gezdirdi. " İyi de saçın iğrenç gözüküyor. Duş aldın mı?"

Genç kız gözlerini devirirken bacak bacak üstüne attı. " Onu sabah banyodaki sigara kokusunu bastırmak için iki şişe oda kokusu sıkan arkadaşına soracaksın Ranpo'cuğum. Astım yüzünden ölmek için fazla gencim."

" Oha, Chuuya sigara mı içiyormuş?" Ryūnosuke on beş dakikanın ardından ilk kez kafasını o taraftan arkadaşlarına çevirdi.

" Hıhı. Bize geldiğinde sakın ağzından kaçırma, annem o sigaraları önce Chuuya'ya sonra arada kaynadık diye sen ile bana yedirir." Lucy gülümseyerek göz kırptı.

Ranpo büyük bir zevkle Kunikida'nın çerçevelerini sildiği gözlüklerini elinden alıp çerçevelerine parmak, hatta avuç, izini bırakmaya başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝗌𝗈𝗎𝗍𝗁𝗌𝗂𝖽𝖾 𝗁𝖾𝖾𝗅𝗌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin