Herkese merhaba, evet sona geldik... ABS'nin iki kitaptan oluşacağını instagram hesabımızda duyurmuştum ve tam şu anda ilk kitabın finalini vermek durumundayım. Buraya kadar gelen, yorumlarıyla, oylarıyla, attığı mesajlarıyla bana ve kitabıma destek olan herkese teşekkür ederim. İyi ki varsınız. İlk kitabımızın finalini iki parta böleceğim çünkü bölüm epey uzun.
Ayrıca yaptığınız yorumlarda görüyorum ki ABS hakkında, özellikle de Cihan hakkında, gelen çok fazla soru var. Siz de takdir edersiniz ki sorularınıza buradan yanıt veremiyorum ve bu yüzden daha önceden de belirttiğim gibi bir instagram hesabı açtım.
Hesabımızın adı aynibicaginsirtinda. Bizi oradan takip edebilir, askıda kalan sorularınıza cevap bulabilir, finalden sonra vereceğimiz arada beni orada aktif görebilir ve çok daha fazlasına erişebilirsiniz.
Sevgiler. 🤍⁛
Part 1.
Beklediğimiz gün gelmişti. Bugün 23 Kasım'dı ve bu tarihi önemli kılan tek şey Cihan'a oynayacağımız oyundu. Eğer her şey yolunda giderse bugün ben hem kardeşime hem özgürlüğüme hem de hayatıma kavuşacaktım. Ama önceden de edindiğim tecrübelerimi göz önünde bulundurduğum için yine de pek fazla umutlanmamaya çalışıyordum.
Cihan'ın gönderdiği kutuyu açtığından beri iyi değildi Eymen. Görünürde normal bir günden farkı yok gibiydi fakat Eymen'i az da olsa tanımıştım. Ölen nişanlısının alyansına kavuşmak onun için tahmin edilemez bir durum olmalıydı. İki gündür ruhsuz, düşünceli ve yorgundu. Yorgun olmasının temel sebebi ise iki gündür uyku uyumamasıydı. Yerimiz deşifre olduğu için o geceden beri benimle kalıyordu ve bir kere bile uyuduğuna şahit olduğum söylenemezdi.
"Her şerde bir hayır varmış gerçekten," dedi Eymen, düşünceli bir tonlamayla. İkindi güneşini içeri alan salon yer yer sarımtırak bir renkle aydınlanırken, adımlarımı salonun güneş almayan tarafına ilerlettim ve Eymen'e merakla baktım. Neyden bahsettiğini anlayamamıştım. "Eğer o gece Cihan bize o alyans ve gözlüğü getirmeseydi planımızı uygulayacak sahici bir oyun bulamayacaktık belki de."
Hafifçe tebessüm ettim. Neyden bahsettiğini anlamıştım. "Kardeşimin gözlüğünü bana göndererek işimizi kolaylaştırdı aslında, haklısın," dedim.
"Her şey konuştuğumuz gibi öyle değil mi?" diye sordu, cam kenarındaki koltuktan ayağa kalkarak. "Eklemek ya da çıkarmak istediğin bir şeyler varsa söyleyebilirsin."
Karşısındaki koltuğun kol dayama yerine otururken kafamı iki yana salladım ve, "Hayır, yok," dedim.
"Yapabilecek misin Yağmur?" diye sordu, Eymen. Az sonra uygulamaya geçeceğimiz plandan bahsediyordu. "Kendini nasıl hissediyorsun?"
"Yapacağım," dedim, kararlılıkla.
"Ben de inanıyorum yapacağına," dedi hafifçe kafasını sallayarak. "Ama beklenmedik bir durumla karşılaşmaktan da korkuyorum."
"Korkmana gerek yok," dedim, Eymen'in gözlerine bakarken. "Bugüne kadar korkan taraf hep biz olduk. Biraz da o korksun."
Dudakları alayla yukarı kıvrıldı. "Cihan mı korkacak?" Kafasını yine iki yana salladı ve, "O duygu yok onda. Korkmaz kimseden o," diye ekledi.
"Onu nasıl bu kadar iyi tanıyorsun?" diye sordum, merakla.
"Uzun yıllardır tanıyorum," dedi ve gömleğinin kolunu gelişigüzel silkeledi. "Çok uzun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)
General FictionÇok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaber...