2. BÖLÜM

353 33 9
                                    

Taehyung

Yoongi odadan çıkar çıkmaz bakışlarımı etrafa gezindirerek incelenmeye başladım. Oldukça kötü bir odaydı. Benim gibi birisinin böyle bir hastanede ne işi olabilirdi ki zaten!

Kafamı pencere doğru çevirdiğimde yatakta uyuyan bir çocuk görmem bir olmuştu. Bu da kimdi? Çocuğu incelemeye başladığımda kıyafetindeki kan lekeleri ve vücudunun çeşitli yerlerinde olan morluklar ve yaraları vardı.

Bunları kim ve neden yapmış olabilir ki? Gayet sevimli bir çocuğa benziyordu. Bembeyaz teni morluklarla kaplanmış olsa da güzelliğini asla kaybetmemişti.

Arkama yaslanıp gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım. Göğüsümdeki dikişin ağrıması beni rahatsız etse de zorla da uyumaya çalıştım.

Tam uykuya dalıp uyuyacağım sırada odamızın kapısı açılıp içeriye iki erkek hemşirenin girdiğini görünce gözlerimi açıp onlara baktım. Hemşireler diğer hastanın yanına gelip getirdikleri hastane kıyafetini onu giydirmeye çalıştılar. İçlerinden biri çocuğun kanlı tişörtünü çıkardığında bakışlarımı ondan çekip önüme döndüm.

Ona bakmaya hakkım yoktu çünkü.
Hemşirelerin işlerinin bitirmesini beklerken içeriye annem ile babam girmişti. Annem elindeki çiçekle bana gülümseyip "Oğlum iyi misin nasıl oldun?" Dedi.

Onlara gülümseyerek bakıp "iyim anne bir şeyim yok" dedim. Annem çiçeği masaya koyduğunda babam yanıma gelip saçımı öptü.

"Bizi çok korkuttun Taehyung. Seni Busan'a getirmem büyük bir hataydı."

"Baba Seul'de de beni bir yere götürmüyorsun sadece çekimlerim olduğunda evden çıkabilirim o da zaten yirmiden fazla korumayla"

"Taehyung seni rahat bıraktığımız zaman ne olduğunu gördün bu olayın bir daha yaşanmasını asla istemiyorum."

Babamın sinir bozucu cümlelerini dinlerken hemşireler odadan çıkıp gitmişti. Annem o, çocuğun yanına gidip "Tatlım şu çocuğa Baksana yakından daha da kötü gözüküyor." Dedi.

Babam annemin yanına gelerek onu incelemeye başladı.

"Haklısın canım cidden çok kötü gözüküyor"

"Ona ne olduğunu biliyor musunuz?"
Onlara yönlendirdiğim soruyla ikiside bana bakmıştı.

"Hayır oğlum sen yoğun bakımdayken getirdiler bu hastayı"

Anladım der gibi kafa sallayıp onları onayladım.

"Baba beni neden devlet hastanesine getirdin bu oda iğrenç kokuyor."

"Oğlum sen vurulunca hastane mi seçelim tabii ki de en yakın hastaneye götürdüm. Hem sen dua et bu hastane yakındı yoksa biraz daha uzak olsaydı kan kaybından ölecektin."

"Yinede odamı beğenmedim."

Annem ile baba sinirle oflayarak benimle vedalaşıp odadan çıktıklarında yatakta bir hareketlenme gördüm. Bakışlarımı yatağa doğru çevirdiğimde çocuğun neredeyse uyanmak üzere olduğunu anladım.

Çocuk yerinde sızlanıp durduğunda acı çektiğini anladım. Zaten o darbelerle hayatta kalması bir mucizeydi. Acaba çocuğun annesi veya babası neredeydi. Aradan saatler geçmişti benim ailem neredeyse 6 defa gelmesine rağmen çocuğun
Ailesi bir daha bile gelmemişti.

Bu işte bir sorun vardı ama neyse belki çocuk yalnız yaşıyordu. Belki annesi veya babası yoktu nereden bilecektim ki.

Düşüncelerimden kurtulup çocuğu izleyemeye başladığımda yerinden zorlukla da olsa doğrulup arkasına yaslanarak etrafına göz gezdirdi. En sonunda bana baktığında tekrar bakışlarını önüne çevilip camdaki saksıya baktı.

Disabled Love/ TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin