1.Ay Parçası

1 0 0
                                    

Eğer ailenizde asker olan biri varsa, her saniye yüreğiniz ağzınızda yaşarsınız. Bunu çok iyi biliyorum. Çünkü hem babam, hemde abim asker.

Ben Mehir Akdağ. Annem Reyhan Akdağ yaklaşık 4 yıl önce vefat etti. Babam Agah Akdağ emekli albay. Abim Batuhan Akdağ, kıdemli üsteğmen; aynı zamanda komando.

Abim Isparta'da görev yaptığı için üniversitemi ona yakın seçmek istemiştim. Bu yüzden Süleyman Demirel Üniversitesi'nde tıp okuyordum. Babamda benimle beraber kalıyordu. Abim ise ara sıra bize gelirdi.

"Mehir! Neredeydin sen bu saate kadar!" Eve girer girmez duyduğum cümleyle gözlerimi devirdim. Babamla yaşamamın en kötü yanı buydu. Arkadaşlarımla istediğim saate kadar vakit geçiremiyordum! Hemde reşitken!

"Rüya ile beraberdim baba." Montumu ve botlarımı çıkarıp salona geçtim. Babamın karşısındaki koltuğa oturdum.

"Saat 11 yalnız. Hayır karışmıyayım, bu çocuk artık aklı başında biri diyorum, geç saatlere kadar dışarda kalıyorsun!" Bana kızgın bakıyordu. Fakat abartıyordu, çünkü ara sıra böyle geç gelirdim ve en geç saat 11de evde olurdum.

"Baba, sadece ara sıra bu kadar geç geliyorum ama ya!" Bıkkın gözlerle ona baktım. Tam ağzını açıp birşey diyecekti ki telefonu çaldı. Telefonu eline alıp çatık kaşlarla baktı. Merakla sordum. "Kim arıyo?"

"Bir numara." Bana cevap verdikten sonra telefonu açtı. "Efendim?" Her zamanki sert sesiyle konuşmuştu.

Telefondaki kişi her ne diyorsa kaşları daha fazla çatılmıştı. Hiç birşey demeden telefonu kapattı ve bana baktı, sadece tek bir kelime dedi: "Abin." Öyle bir sesle demişti ki, neler olduğunu hemen anlamıştım.

*

Apar topar abimin kaldırıldığı hastaneye gelmiştik. Abim dün katıldığı operasyonda 2 kez bacağından vurulmuş. Bize ise kendine geldiği zaman haber vermişler.

Şimdi ise abimin yattığı odaya gidiyorduk. Neyseki bir komutan bize durumunun ağır olmadığını söylemişti.

Odanın önüne geldiğimizde babam beni beklemeden hemen içeri girdi. Bende onun peşinden girecekken biri aniden odadan çıktı. Bu yüzden yüzümü göğsüne çarpmıştım. Sinirle başımı kaldırıp kim olduğuna baktım. Kamuflajlıydı, muhtemelen abimin timindendi yada bir tanıdığıydı.

"Pardon." Sesi sertti. Saçları kumral ve sarı arasıydı, boyuda gayet uzundu. Gözleri ise elaydı. Nerdeyse abimle aynı boydaydı.Gözlerimi devirmemek için zor duruyordum. Resmen alnım delinmişti, vücudu o derece sertti.

"Bir dahakine önüne bak lütfen." Tam odaya girecektimki alaycı sesini duydum. "Boyun o kadar kısa olunca önüme bakınca seni göremiyorum."

Arkamı dönüp ona baktığım an yüzü hala sertti fakat sesi yüzünün tam tersi olarak çıkmıştı. "Ee nolmuş yani? Kafanı eğebilirsin heralde?" Bunu dediğim an gözlerini devirdi ve uzaklaştı. Aynı şekilde bende gözlerimi devirdim.

"Mehir ne dikiliyosun kapıda kız!" Abim bana seslenince kapıyı kapattım ve içeri girdim. Abimi hastane yatağında yatarken görünce gözlerim sulandı. Bir gün onu kaybetmekten korkuyordum, bir zamanlar babam için korktuğum gibi.

"Salak ağlıcak mısın bide? Gel kız." Kollarını açınca hemen yanına gittim ve boynuna sarıldım. "Neden vuruldun sen?" Yüzümü boynuna gömdüğüm için sesim boğuktu.

Kahkaha attı. "Keyfim istedi kurşunun önüne atladım. Kız sen harbi salaksın. Sanki ben mi vurulmak istedim? Kurşun geldi buldu beni."

Kafasına bir şaplak attım. "Bulmasın kurşun seni." Kafasına vurduğum için beni bıraktı ve sinirli gözlerle baktı. "Tabii Mehir Hazretleri. Siz istersinizde olmaz mı? Ben konuşurum kurşunlarla, bulmazlar artık beni. Te allahım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ay ParçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin