Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayat, yaşattıklarıyla kabullenmeyi öğretir. On üç ay boyunca kabullenemedim.
Buğra'nın bir daha bana "anne" diyemeyeceği gerçeğini on üç ay boyunca kendime yediremedim.
Bundan iki ay önce İzmir'de annemlerin evinin alt sokağındaki parkta yürüyordum. Akşamüzeriydi,etraf yemeklerini yer yemez buraya fırlamış çocuklarla doluydu.
Yakınımdaki ağacın altına çömelmiş,hıçkırarak ağlayan bir kız gördüm. Yaşı altı civarındaydı,yaşlar gözlerinden durmak nedir bilmeden akıyordu.
Yanına gittiğimde neye ağladığını anladım.
Yavru bir serçe vardı yerde,ölüydü.
"Ağaçtaki yuvasından düştü." Hararetle anlatmaya başladı."Annesi geldi ama ölü olduğunu anlayınca bıraktı gitti."
Sesi isyanla doluydu,nasıl olur da yavrusunu öylece bırakabilirdi?
"Anne kuşun ne kadar üzüldüğünü, ağladığını tahmin edemezsin bile. Yavrusunu öyle görünce içinden kocaman bir parça kopup gitmiştir." Zorlukla yutkundum.
Benim içimden koca bir hayat kopmuştu.
"Ama" Elimle yukarıdaki kuş yuvasını gösterdim.
"Onun bakması gereken iki evladı daha var. Yaşamdan kendini koparmaya hakkı yok,devam etmesi gereken bir hayat var."
O an kabullendim. Devam etmemi bekleyen bir hayat vardı.
Böylece ne kadar acıtsa da İstanbul'a döndüm.
🩶
"Beyaz bluzun üstüne lacivert ceketin, ne de olsa iş görüşmesi. Altına da şu kumaş pantolon olur, etek giyersen oradaki bazı pezevenkler rahat vermez sana.'
Biz üç kız günlerdir karar veremezken Ali'nin rahat rahat kombin oluşturması nasıl oluyordu?
"Ooo" Çağla sırıtarak Ali'nin koluna geçirdi. "Ne zamandır stilistlik yapıyorsun? Melek kocana bak kocana"
"Yahu bluz fazla dekolte sanki" Burak giyecekmiş gibi üstüne tutarak poz kesti.
"Türbanlayıp gönderelim en iyisi." Çağla homurdana homurdana bluzu eline aldı."Bakmasınlar kardeşim,ilk defa mı kadın görecekler?"
"Tamam,mağara adamı değilim ama bu saf ve minnoş kız bizim biriciğimiz! Onu koru-"
"Burak lütfen mahalle dayısı rolünü bırak,dikkatimi dağıtıyorsun." diye susturdu Melek tırnaklarıma oje sürerken.
