"Yani şu Alpin kavgalı olduğu arkadaşı babamın en yakın arkadaşının, şu an araları bozuk olan arkadaşının oğlu. Bunlar babalarının arası bozuk olunca bir birlerinden rahatsız olup kavga etmişler yani."
"He yavrum."
Evin kadınları kabak dolması ve yufka açarken bende ninemin yanında oturmuş sohbet ederek hazır olan yufkaları diziyordum. Eva ablada yufka açmaya çalışıyordu. Tabi sadece çalışıyordu.
"Peki neden babamla araları bozuk ki?"
Ninem iç çekince Cengiz dayının eşi Sabah abla cevap verdi.
"Bunlar baya yakındı. Ananla da eşi yakındı baya. Hatta baban Doğunun ve Kuzeyin ismini büyük oğlanlanı Güneyle bir olsun diye öyle koymuştu. O da sizle yaşıt olan küçük oğluna Doğu ve Kuzeyle aynı olsun diye Batı ismi koymuştu."
Harbimi dercesine bakınca annem kafasını sallayıp elindeki kabağın içini doldurdu.
Bekle. Siktir la bunlar nasıl isimler!Çocukların ismini pusula gibi olmuş la! Bunları bir araya getirmem gerek. Sikitir delimiler ne. Bu nasıl isim seçimi. Çok komik ve acı geldi la. İsim seçimlerine ağlayayım mı güleyimmi şimdi ben?
Aralarında en dedikoducu olan Oğuz dayının eşi Şirindi. İyi anlaşıcaz bence.
Şirin abla devam ettirince ninenin verdiği yufkayı buruşturmak isteğime karşı kazanıp diğerlerinin yanına koydum.
"Yıllar önce annen kaza yaparken o da arabadaydı. Ama kurtulamayıp rahmetli oldu."
"Allah rahmet eylesin."
Dediğime hepsi katılınca devam ettirdi.
"Eh o zamanlar eşinin kaybının acısından ne dediğini bilmiyordu. Babana baya ağıt konuştu. Sonrada yurtdışına gitti. İki yıl sonra geri dönü. Baban ondan küs diğildi bile. Biliyordu acısını. Ama o babanla arkadaşlığını bitirdi."
Şirin abla Ecem ablanın getirdiği kahvelerden alıp yudumlarken sustu.
Ben hepsine abla diyordum. Tabi ellili yaşlarındaydılar ama genç duruyorlardı. Genetik yada buranın havasından bence.
"Şimdi Alp ve Güneyin kavgalı olmasına gelirsek. Bunlarda başta iyi arkadaştılar. Lisede beraber dolaşırdılar. Babalarının kavgalı olduğunu duyunca araları bozuldu. İkisininde aynı sinirli kişilikleri vardı zaten."
Şirin abla bitirince kaşlarımı çatıp cevap verdim.
"Bu ne boktan bir sebep!"
"Lan sıpa!"
"Agir!"
Annem sitemle azarlarken ninem koluma vurdu yavaştan.
"Pardon ya. Neyse siz bana Fatih'in sevgilisinden bahsedin."
Tam hevesle Şirin ablaya sorduğumda birisi koltuğumun altından tutarak beni kaldırdı. Şaşırmış bakışlarla kim olduğuna baktığımda Alpi gördüm. Yanında Fatih ve diğer tarafında gülümseyen Doğu ve sırıtan Kuzey vardı.
"Bu kadar dedikodu yaptığın yeter Agir teyze. Gel dışarıda kar topu oynayacağız."
Alpin ellerinden kurtulup unlu ellerimi temizledim.
"Dedikodumu böldüğünüz için teşekkürler. Çekilin yoldan gidip montumu alayım."
Üç gün olmuştu geldiğimiz. Bense ilk günleri köyü gezdiğim için dedikodu yapmamıştım.
Şu Alpin kavgalı olduğu çocukla Fatih'in sevgilisini bulamamıştım. Deryanın nişanlısını görmüştüma ama.
Montumu alıp geldiğimde Doğu beni bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Agir bu!(Gerçekailem / Erkekversiyon)
Humor(BİTTİ BİLE!) hikaye isminin anlamı yok. karakterimi kafamda kurarken nedense "ayas bu" kelimesi aklıma gelince kitabın ismini öyle koymak istedim. Fakat diğer kitabın ana karekterinin adı olfuğu için "Agir" diye değiştirdim. kısaca hikayeyle bir al...