1

2 0 0
                                    

Ormanda hızla koşarken taşlara takılmamak için büyük bir çaba harcıyor ve daha da derinlere doğru ilerliyordum.
Bu yaptığım beni kovalayan canavarın bir empusa olmasından dolayı aptalca olsa da başka hiçbir şansım yoktu. Ki şanslı olduğum da söylenemezdi.

Bazen bu tür olayların özellikle Tanrılar tarafından başıma geldiğini de düşünmüyor değildim.
Ama vakitlerini küçük, işe yaramaz bir meleze ayıracak olma olasılıkları da oldukça düşüktü.

Bir süre sonra ormanın içindeki açık alana gelmiş, kılıcımı çekmiştim. Empusa sivri dişlerini göstererek bana gülümsedi. Muhtemelen herkesi etkileyen biri olduğu için beni de etkileyebileceğini düşünüyordu. Asıl atladığı nokta da buydu. Beni etkileyemezdi. Bunun Hades'in oğlu olmam ve onun yeraltı canavarlarından biri olmasına bağlıyordum. Daha önceki karşılaştığım empusa kadar çevik değildi. Bu benim açımdan işleri kolaylaştıran asıl etken olurken kılıcımı hızla ona sapladım. Canavar toz bulutuna dönerken o anda omzumda hissettiğim ani acıyla iki büklüm olup yere kapaklandım.

Her ne kadar yardım istemek için ağzımı açsam da sesim çıkmıyor daha fazla bu acıya katlanamıyordum. Babam bana her kahramanın trajedik bir sonu olduğunu söylerdi. Kendi başıma olmamamı en azından eğitim almam gerektiğini sürekli hatırlatırdı. Bu eğitim kampına gitmediğim için pişman olacağım aklıma dahi gelmezdi.
Şuan dediğini yeni yeni anlarken gözlerim kararıyordu.

Hoş yaşamak istediğim de söylenemezdi. Her güne lanet ediyor, her gece sayısız kez Tanrılara ölmek için dua ediyordum. Yine de kimse acı çekerek ölmemeliydi. Düşünceler zihnimi esir alırken, daha fazla dayanamayarak kendimi karanlığın kollarına teslim ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Blue Dreams Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin