38 | özel bölüm

2.7K 189 25
                                    

minik, tatlış bir bölüm yazdım... yeni bir barış alper kurgusu daha yayımladım henüz iki bölümü var profilimden ulaşabilirsiniz yorumlanızı da esirgemeyin lütfeen🙏🏻

"Agucuk bugucuk!" dedi Kerem, karşısında boş boş ona bakan ve muhtemelen biraz sonra ağlayıp yeri göğü inletecek bebeğe bakarken. Enesine yediği şaplakla küfür edecekti ki Aren'in vardığını hatırladı. Yaz tatilinin gelmesiyle soluğu İngiltere'de, Yılmaz ailesinin evinde almışlar ve gözde çiftlerini baş başa bir akşam yemeğine yollayıp evde Aren'e bakmayı teklif etmişlerdi. Beyza ilk başta çekingen bir tavır sergilese de Barış onu rahatlatmış ve ikna etmişti. Sonuçta, arkadaşlarının hiçbirinin çocuk bakma gibi bir tecrübesi yoktu daha önce. Aren de canından bir parça olduğundan dayıları ve aynı zamanda amcalarına pek güvenemiyordu.

"Şu minicik çocuğa dua et yedi sülalene kaymadım Berkan!" Berkan kendisini koltuğa atıp rahat bir tavır sergiledi. "Çocuğa müzedeki bir heykelmiş gibi davranma istersen Kerem."

Yüzünü büzdü sarışın olan. "Bugünden sonra bu bebeğin ağzından çıkacak herhangi bir kötü kelime bize yazar, Beyza bizi yaşatmaz."

Berkan kafasında Kerem'in dediklerini tartıp onu onayladı. Bir eliyle ağzında emzikle etrafa şaşkın şaşkın bakınan Aren'in saçlarını severken diğer taraftan iç çekti. "Eski bizi özlüyorum."

Kerem, arkadaşının duygusal konuşmalarından birine başlayacağını anlayınca göz devirdi. "Sürekli aynı konuları açıp duracak mısın?" Omuz silkti küçük bir çocuk gibi Berkan.

"Bilmiyorum, sonsuza kadar Galatasaray'da kalmayacaktık elbette ama Florya'yı hiç mi özlemiyorsun yani?"

Dudaklarını büzdü Kerem. "Çok özlüyorum kanka ama eski biz bir daha geri dönmeyecek. Anca milli takımda işte."

İkisi de deli gibi Türkiye'yi özlerken Barış'ın burada çok mutlu olduğunu biliyorlardı. Dalgın dalgın kucağındaki peluş pandanın koluyla oynadı Kerem. "Biz dönsek bile Barış dönmeyecek." Kafasını salladı Berkan. "Adam haklı abi, ailesi var; kurulu düzeni var. Bebeği bile var oğlum, bebek! Değil mi amcacığım..."

Kafasını çevirdiği yerde Aren'i göremeyince gözlerini açtı kocaman. "Lan, bebek! Aren yok!"

Kerem telaşla ayağa kalkarken etrafına bakındı. "Sıçtık Berkan, bir çocuğa sahip çıkamadın sıçtık!" Bir yandan salonu talan ederken bir yandan da Berkan'a sövüyordu.

"Lan sikik sen niye göz kulak olmadın, amcacığım, hadi çık neredesin yavrum?" Aren sayesinde küfür sansürlemeyi öğrenmişti, daha doğrusu Beyza zorla öğretmişti.

"Aman da aman, bak pandanı çaldım Aren!" dedi Kerem, mutfağa girerken.

"Kaybettik çocuğu Allah kahretmesin."

"Berkan yeter lan, el kadar çocuk nereye gidecek?"

"Sorun da o işte, el kadar! Her yere girmiş olabilir." dedi şömineyi kontrol ederken.

Çalan telefon sesi ile Kerem hızla koltuktaki telefonunu aldı. "Beyza arıyor!" Telefonu Berkan'a fırlattığında telaşla yakaladı. "Ben siksen açmam." Tekrar Kerem'e fırlattığında kapandı ve birkaç saniye sonra Barış'ın araması düştü.

"Tamam!" dedi Kerem soluklanırken. "Sen git üst kata bak ben uyduracağım bir şeyler." Berkan asker edasıyla kafasını sallayıp üst kata koşarken parmağını ona doğrulttu Kerem. "Çocuğu bulmadan gelme!" Berkan göz devirip merdivenleri tırmanırken bir kez daha arama kapandı ve tekrar çalmaya başladı.

"Bismillahirrahmanirrahim." diyerek telefonu cevaplayıp kulağına koydu Kerem ve yüzüne salakça bir sırıtış ekledi.

"Alo Barış! Afiyettesinizdir inşallah gördüğüm en yakışıklı futbolcu geceniz nasıl..."

"Bu telefon niye açılmıyor?" Barış'ın sert sesi ile cümlesi yarıda kaldı Kerem'in. "Ay sorma, Aren tutturdu Galatasaray'ın UEFA finalini izleyelim diye biliyorsun bizi de Gs atak tuttu, duymadık telefonu." Kötü bir yalancı olduğu için kendine lanet etti.

"Tamam, tamam kardeşim. Biz de yaklaştık eve uyudunuz mu diye merak ettik, hadi görüşürüz."

"G-görüşürüz ballı turtam." Gülerek telefonu kapattı ve gözlerini yumdu. "Berkan!"

Berkan eli boş merdivenlerde belirdiğinde avuç içini alnına vurdu Kerem. "Geliyorlar Berkan, yaklaşmışlar." Berkan eliyle ağzını kapattı. "Allahım yar ve yardımcı ol yarabbim, Aren; hadi amcacığım bak bitti oyun hadi yavrum ya." dedi oldukça ağlamaklı bir sesle.

"Her yere baktım, kaçmış evden velet." İkisi de panik halinde bir o yana bir bu yana giderken Kerem bağırdı. "Neeyy, Fatih Terim mi gelmiş? Aman Allahım Messi, ne işin var burada?" Birkaç saniye bekleyip ses alamayınca Berkan'ın bıkkın bakışlarıyla göz göze geldi. "Ne, denemekten zarar gelmez!"

Anahtar sesini duyduğunda dudaklarını birbirine bastırdı Berkan. "Vasiyetime beni Keremle yan yana gömün yazdım bro rahatta kal."

Kapıda Beyza ve Barış göründüğünde Beyza ayağındaki topukluları eline almıştı. "Hoş geldiniz çifte kumrular!"

"Hoşbulduk yavrum, naptınız; baş edebildiniz mi canavarla?"

Berkan kafasını salladı Barış'a. "Yaa, hem de nasıl." Boğazını temizledi. "Siz naptınız asıl, anlatın hadi." Koltuğa oturup bacak bacak üstüne atarak dirseğini dizine dayadı ve meraklı bakışlarını onlara sundu.

Beyza, mutfak tezgahındaki bardaktan su içtikten sonra elindeki ayakkabıları salonun kenarına bırakıp bir elini beline yerleştirdi. "Berkan." dedi sert bir sesle, daha sonra bakışlarını Kerem'e çevirdi. "Oğlum nerede?"

Barış da gözlerini kısıp etrafa baktı. "Lan, oğlum nerde?"

"Yaa, siz bi' sakin olsanıza çifte kumrularım benim..." Topu Berkan'a atacağı sırada bahçe kapısından içeri giren Aren'e döndü tüm bakışlar. "Amca, bak!" Elindeki minik kedi yavrusu ile gözlerini kocaman açarak Aren'in minik ellerindeki kediyi aldı. "Annecim bu ne, bu havada niye dışardasın sen?"

Barış Alper, Aren'i kucağına aldı. "Bebeğim, yanakların buz gibi olmuş." Sinirle salonun ortasında suç işlemiş iki çocuk misali dikilen iki adama döndü. "Göt kadar evde çocuğu kaybettiniz değil mi? Size güvenende hata!"

"Ya ne kaybedeceğiz Barışım saçmalama..."

Beyza sinirle kucağında uyumakta olan kediye baktı. "Annem, nereden buldun bu kediyi?"

Aren kıkırdadı. "Bahçede anne, peşimden geldi. Tüyleri çok güzel değil mi?" Beyza derin bir nefes alıp kediyi koltuğa bırakırken Aren'i Barış'ın kucağından aldı. "Hadi anneciğim, uyku saatimiz gelmiş."

"Kerem amca, Berkan amca; görüşürüz!" Kerem ve Berkan sırıtarak Aren'in arkasından el sallarken Barış da kediye bakıyordu dikkatle. "Minik bebeğim benim ya, eve kedi getirmiş..."

"Hayır, çok gencim..." diye mırıldandı Kerem, gözlerinin dolmasını engellemeye çalışarak.

 𝙨𝙖𝙧𝙞𝙨𝙞𝙣 | barış alper yılmaz. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin