AŞKA İLK ADIMLAR

18 1 0
                                    

İlk günler Susan kendini rahat hissetti. Mark da, "Görmüyorum, artik hiçbir ise yaramam" diyen karisini çalışmaya başlattığı için mutluydu. Ama bir süre sonra Mark islerin iyi gitmediğini farketti. Başkasına bağımlı yaşamın Susan'i mutlu etmesi mümkün değildi. İşe eskiden olduğu gibi kendi başına otobüsle gitmeliydi. Ama Susan hala o kadar hassas, o kadar kırılgan, o kadar öfkeliydi ki.. Ne yapabilirdi?.. "Otobüs" lafı ağzından çıkar çıkmaz, Susan öfkeyle haykırdı.. "Nasıl yaparım?.. Görmüyor musun ben körüm!.. Nerde olduğumu nerden bilirim, nereye gittiğimi nasıl anlarım.. Galiba sana ağır gelmeye başladım, beni başından atmaya çalışıyorsun.." Duydukları Mark'ın kalbini fena halde kirdi. Ama ne yapacağını biliyordu.. "Her sabah ve aksam otobüsünü arabamla takip edeceğim. Sen bu yolculuğu tek başına yapmaya hazır olana dek sürecek bu.." Tam iki hafta Mark, Susan'in otobüsünün arkasından gitti.. İki hafta boyu karısına görme dışındaki duyularını nasıl kullanacağını anlattı. Özellikle duymanın pek çok sorunu çözeceğini izah etti. Kulakları ona nerede olduğunu söyleyebilirdi. Yeni yasam tarzına alışmasına yardımcı olabilirdi. Otobüs şoförü ile ahbap olursa, herşey kolaylaşır, şoför hergün ona önde bir yer bile ayırırdı.

Nihayet Susan, yolculuğu tek başına yapmaya hazır olduğunu hissetti. Pazartesi sabahı geldi.. Ayrılırken, otobüsünün geçici eskortu kocasına, hayattaki en büyük dostuna sarıldı.. Gözleri yasla doluydu Susan'in.. Kocasına öyle teşekkürle doluydu ki.. Onun Sabrı, sadakati, desteği ve sevgisiyle umutsuzluk uçurumundan nasıl çıkmış, nasıl yeniden hayata dönmüştü.. "Allahaısmarladık" dedi kocasına ve uzun zamandan beri ilk defa ters yönlerde yola çıktılar. Pazartesi.. Salı.. Çarşamba.. Hergün mükemmel geçti Susan için.. Kendini hiç bu kadar iyi hissetmemişti. Yapıyordu.. Başarıyordu.. Tek başına başarıyordu.. Kendi kendine gidip gelebiliyordu iste.. Cuma sabahı, Susan her günkü gibi otobüse bindi.. Ofisinin karşısındaki durakta inerken bilet parasını uzattı şoföre..

"Sizi kıskanıyorum bayan" dedi, şoför.. Susan şoförün başkasına hitap ettiğini düşündü.. Bir körün gıpta edilecek nesi olabilirdi ki?.. "Neyimi kıskanıyorsunuz benim" diye sordu şoföre.. "Sizin kadar sevilmek, sizin kadar şefkat ve sevgiyle korunmak çok hoş bir duygu olmalı bayan" dedi şoför.. "Nasıl yani" dedi, Susan.. "Bir haftadır, her sabah yakışıklı bir subay kösede duruyor ve siz otobüsten inene kadar izliyor. Yolu kazasız geçmenize bakıyor, ofisinize girene kadar oradan ayrılmıyor. Sonra size bir öpücük yolluyor, elini sallıyor ve yürüyüp gidiyor. Siz çok talihli bir kadınsınız bayan.." Mutluluk gözyaşları Susan'in yanaklarından akmaya başladı. Ve birden hatırladı.. Mark'ı hiç görmüyordu ama, bir haftadır yanında olduğunu hem de öyle kuvvetli hissediyordu ki.. Talihli, gerçekten çok talihli idi. Öyle bir armağan vermişti ki ona hayat, görmekten daha değerliydi.. Bu armağanın varlığına inanması için görmesi gerekmiyordu. Sevginin aydınlatmayacağı hiçbir karanlık yoktu çünkü..  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 11, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEVGİ'NİN GÜCÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin