(Çok Uzun Zaman Önce)
O akşam, Hazal ve Samet, mahalledeki eski bir bahçede yürüyüş yapıyordu. Gün batımı gökyüzünü pembe ve turuncu tonlarıyla boyamıştı ve hafif bir rüzgar, ağaçların arasında hafif hafif esiyordu. Bahçenin köşesinde, çocukluklarından beri sevdikleri eski bir salıncak vardı. Bu salıncak, ikisinin de en sevdiği yerlerden biriydi, birlikte pek çok anı biriktirmişlerdi.
Samet, Hazal’a gülümseyerek, “Biraz salıncakta oturalım mı? Yıllardır burada oturmadık.” dedi.
Hazal, başını sallayarak “Evet, gerçekten de uzun zaman oldu. Bu salıncak birçok anıya ev sahipliği yaptı.” diye yanıtladı oyun arkadaşını.
İkisi de salıncağa oturdu. Samet, Hazal’ın salıncağını eliyle ittirerek hafifçe sallanmasını sağladı ve gökyüzüne baktı. “Biliyor musun, Hazal, bu salıncağın üzerindeyken, çocukken kendimizi ne kadar özgür hissettiğimizi hatırlıyorum. O zamanlar hayat çok daha basitti, değil mi?”
Hazal, hafifçe gülümsedi.
“Evet.." dedi. Düşünceliydi.
"O zamanlar her şey daha kolaydı. Ama bu salıncağın üstünde, kendimi hala çocuk gibi hissediyorum. Özellikle senin yanındayken.” dedi. 16 yaşında genç ve güzel bir kızdı. Samet ona her baktığında kalbinin atışı dışarıdan duyulacak diye korkuyordu.
"Seni yıllardır tanıyorum. Birlikte büyüdük biz. Gözlerimin önünde böyle güzel genç bir kız oldun." dedi Samet büyülenmiş gibi.
Hazal, başını Samet’e doğru eğdi ve gözleri hafifçe doldu. Genç kız karşısında ki adamın mimiklerini izliyordu. 19 yaşındaydı. Geçen sene Hukuk fakültesini kazanmıştı.
Seninle tanıştığımızda üzerinde ki pis,çamurlu kıyafetlerle koşuşturan bir çocuktun şimdi ise başarılı bir avukat adayı." dedi Hazal gururlu bir edayla.
"Bilemiyorum Hazal. Bazen çok zorlanıyorum. Yapamayacak gibi hissediyorum." dedi.
Hazal kaşlarını çatıp Samet'e baktı.
"Sen benim hayatımda tanıdığım en güçlü,en zeki adamsın.Başaracağını biliyorum." dedi.
Uzanıp Samet'in elini kavradı.
"Ama olurda yapamazsan,yapmak istemezsen de ben senin yanındayım. Çünkü sen bir şeyin sonunu getirmiyorsan bir bildiğin vardır Samet."
Samet salıncağı kendine doğru çekip kızı kendine yaklaştırdı.
"Kendim için pes edersem,senin için devam edeceğim." dedi.
Genç kızın gülümsemesi büyüdü.
"Bizim için yapalım. Hen belki bende seneye sınavı kazanırsam öğretmen olurum." dedi heyecanla.
Kızın yüzüne dökülen saçları geriye itip yüzünü okşadı.
"Olacaksın. Mükemmel bir öğretmen olacaksın. Mezun olduğun gün bunu kutlayacağız." bakışları çok yoğun duyguları barındırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Begonvil Sokağı Çıkmazı
Ficción GeneralAdam, yalnızca gözlerinden anlaşılan derin bir hüzünle oturmuştu denize bakan banka. Bakışları uzaklara dalıyordu.İçsel bir çekişme yaşadığı belliydi. Her an öfkesi tarafından kırılabilecek gibi duran bir sessizlik içindeydi. Hazal hemen arkasında d...