Bölüm 30 - Radyo Cızırtısı

2.3K 264 33
                                    

"Gözlerinin şarkısını kim duyar bende başka?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Gözlerinin şarkısını kim duyar bende başka?"

*

Düğün mü?

Kenan'ın dudaklarından dökülen cümleleri algılamaya çalışıyordum. Beni az önce öfkeli kalabalığa yem olmaktan kurtarmış, üstüne bir de savunmuştu. Bana inanmadığı halde beni savunmuştu.

"Biliyordum. Her zaman biliyordum bir şeyler sakladığını. Ama konduramadım işte, inanmak istemedim. Göz ardı ettim hep... Artık benden ne sakladığını sormayacağım sana ama şuna dürüstçe cevap ver. Abimin bu olaya karışmasında parmağın var mı?"

Ben her şeye onun için katlanmıştım. O yaşasın diye.

Sözleri canımı çok yakmıştı. Abisinin olayına karışmama inanması için kendince sebepleri olabilirdi belki ama bu kalbimin binlerce parçalara ayrılmasına engel olmuyordu.

Artık sadece o da değil, kimse bana inanmıyordu. Bir kişi hariç. Halil'den sonra bana inan tek kişi Cengiz'di.

Gülsüm'ün Halil'in başına gelenler yüzünden beni suçlu bulmasından ve bana neredeyse tokat atmasından sonra Cengiz beni evine götürmüştü. Eğer o araya girmeseydi o tokadı kabullenecektim. Bu yüzden beni alıp götürdüğü için kızgındım ona.

"...Ama kimse sana bunu yap demedi!"

"Sana tokat atacaktı."

"Umurumda değil Cengiz! Endişelisin biliyorum ama kendimi nasıl korumam gerektiğini biliyorum. Gülsüm öfkesiyle hareket eden biri, onu suçlamıyorum. Ama onlar beni suçluyorsa amenna. Kimseye ihtiyacım yok. Kenan bana inanır zaten."

Halil'in tutuklanma olayına karışmam, buna sebep olmam çok mantıksızdı. Kimse inanamazdı. Böyle bir saçmalığa Kenan da inanmazdı.

"Mesele o değil Meryem."

"Meselenin ne olduğuyla ilgilenmiyorum Cengiz. Beni neden buraya getirdiğini de anlamıyorum. Gitmem gerekiyor." Dedim, kapıyı açmadan önce.

Kenan'ı karşımda görünce şaşırmıştım. Ama suçlayan bakışlarını fark ettiğimde ikinci defa şaşırdım. Daha az önce Kenan bana inanır demiştim. Sözleriyle birlikte yüreğime binlerce hançer saplamıştı. Kırılmıştım, paramparça olmuştum. Yine de her bir parçam onun için atmaya devam ediyordu.

Arkasını dönüp gitmişti. Durmamıştı. Dursaydı ona ne söyleyebilirdim ki? Anlatabilir miydim ona da tüm sırlarımı? O da Halil gibi bana inanır mıydı? Yoksa az önce ki gibi yine beni mi suçlardı?

Kapı yüzüme kapandıktan sonra Cengiz yanıma geldi.

"Peşinden git Cengiz ne olur. Bir şey yapmasın."

Kapıdan çıkarken tereddütlüydü ya da daha çok beni yalnız bırakmakta diyebilirdim. Yine de o kapıdan çıktı ve ben de ardından çıktım. Doğrudan Huriye teyzenin evine gittim. Daha kapıda başlayan büyük bir kalabalıkla karşılaşmıştım. Geldiğimi gördüklerinde tüm bakışlar üzerime çevrilmişti. Çoğu biraz önce Gülsüm beni suçladığında buradaydı ve benim gibi bir yabancıyı dışlayıp yıllardır tanıdıkları kıza inanarak onlar da beni suçluyordu. Suçlamasalar bile şüphe çoktan içlerine peyda olmuştu.

FARKLI ZAMANLARA AİDİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin