İçerik uyarıları:
Okumak üzere olduğunuz kurguda cinsellik, homofobi, şiddet, uyuşturucu ve alkol kullanımı bulunmaktadır. Bahsi geçen her şey kurgusaldır. Yazarın ve diğer gerçek insanların hikayede olanlarla bir alakası yoktur.
•••
"Büyük dalga!"
Jeongin'in sesiyle herkes nefesini tutmuş ve boylarını katbekat aşan dalganın bedenlerini yutup, ağzında çevirip tükürmesine izin vermişti. Yıllardır bu sahilde oynadıkları bir oyundu, çocuklar ve gençler ve kendini genç hissedenler — bir de tabii ki iyi yüzücüler için bir çeşit yaz ritüeli haline gelmişti de denebilirdi.
Jisung dalganın içinde varil gibi yuvarlanması bittikten hemen sonra yüzeye hızla fırlamıştı, ikinci bir dalgaya kapılmadan önce çok kısıtlı bir zamanı olduğunu biliyordu ve bugün okyanusta gerçekten agresif dalgalar vardı. Ağzını kocaman açarak, derince bir nefes almış, ciğerlerini olabildiğince doldurmuştu; peşinden tam da beklediği gibi olmuş ve başka bir dalga onu yutuvermişti.
Dalgada savrulurken birilerinin koluna bacağına çarpıyor, biraz daha savruluyor, nefes almak için yüzeye çıkmaya çırpınıyordu. Suyun şamarını peş peşe o kadar çok yemişti ki kaçıncıya yuvarlandığını sayamıyordu bile.
"Büyük dalga! Kocaman!"
Jeongin'in sesi kulaklarını çınlatmayı bitiremeden Jisung girdap gibi bir dalgaya kurban gitmişti bile, çamaşır makinesinde dönen kıyafetler gibi bir oraya bir buraya çarpıyor, dönüyor, su kaçmasın diye burnunu sertçe çimdikliyordu. Tam nefesinin yetmeyeceğini düşünmeye başlarken çenesinin çakıllara çarpmasıyla kendini toparlamıştı; kıyıya vurmuş olmalıydı.
"Ölmüş mü sence?"
"Poposuna bir tane vurayım mı? Anlarız."
"Ölmediyse öldürür seni."
Tepesinin üstünde gelen seslere göre Jeongin ve Hyunjin yanındaydı, onlar da kendilerini kıyıya, dalgalardan uzağa atmış olmalıydılar. Jisung hem nefessiz kaldığından, hem de onlara bir güzel paylamak için ayağa kalkmak üzere kendini ittirdi—
Göğüsleri– Taşlar göğüs uçlarına sürtmüştü.
AAAAA!!!!!!!
JİSUNG'UN BİKİNİSİNİN ÜSTÜ NEREDEYDİ!?!??
Bedenini çoktan sudan çıkarmıştı bile, çabucak bir şey yapmazsa bütün yazlık ikizlerini görecekti! Aklına gelen ilk çözümü uyguladı o Salı günü öğleden sonra Han Jisung; en yakındaki bedene koala gibi sarıldı çıplak göğüslerini saklamak için.
(Merhaba! İşte karşınızda Lee Minho, eminim onun nasıl bu hale geldiğini merak ediyorsunuzdur.
Tabii ki her şey birkaç amansız dalga ve şaşkın bir kızın verdiği ani bir kararla başlamıyor, hayır.)
Jisung'un panikten güm güm atan kalbini teninde hissedebiliyordu Minho, yumuşak göğüslerini ve sertleşmiş göğüs uçlarını da öyle. Minho'nun gerginlikten dili damağı kururken, Jisung ona iyice sokuluyor, uzun saçlarıyla tenini örtmeye çalışıyordu.
"N'oldu Jisung?"
Seungmin ve Changbin suda çip çip yaparak yanına geldiler, Jisung ise panikleyerek Minho'ya daha sıkı sarılmıştı. Meme uçları Minho'nun sırtını resmen oyuyordu.
"Bikini üstüm yok."
Diye itiraf etti ufacık bir sesle, Minho yutkunurken boğazına diken batıyor gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the carpal tunnel of love / minsung
Fanfictionfriends to enemies to lovers, genderbend / 17.4k minho ve jisung küçükken etle kemik kadar yakın iki arkadaşken, büyüme çağlarında araları açılmıştı. büyük bir dalga ikilinin arasında örülmüş duvarları yıkmak için geliyordu.