hos geldiniz kızlar👀🙉 bolum sarkısı bebek- acil servis
𐦍
"Hazır mısın?"
Titrek bir nefes aldıktan sonra kafamı aşağı yukarı salladım. Konuşacak takatim yoktu.
Onayımı aldıktan sonra boxerını indirdi. Bedenim ihtiyaçla cayır cayır yanarken gördüğüm görüntüyle nutkum tutulmuştu. Büyük damarlı penisi sert ve kalındı. O an düşündüğüm tek şey bunun bana ne kadar sesli çığlık attırabileceği oldu.
Sağ elim titrek bir şekilde penisine doğru ilerledi. Dikkatle beni izliyordu. Oturduğum yerden ona bakarken ilah gibi göründüğünü düşündüm.
Parmak uçlarım tereddütle kalkık organına dokundu. Gözlerim yüzünü bulduğunda yutkunduğunu gördüm. Daha fazlasını vermek istedim o an. Oturduğum koltukta biraz ileri kayarak dudaklarımı penisin uç bölgesine hafifçe dokundurdum. İnledi. O inledikce daha fazla ıslaklık hissettim.
Utandım ama devam etme isteğim daha ağır bastı. Dilimin ucu penisini yaladı. Daha fazla inledi. Elleri saçlarıma gittiğinde bu benim için son nokta oldu.
Bilinçsiz bir şekilde dudaklarımı araladım. Penisinin ucunu ağzıma aldım ve öylece durdum. Bunun hakkında sadece pornolardan gördüğüm kadar bir şeyler biliyordum. Nasıl yapacağımdan emin olamasam da onu tatmin etmek istedim.
Dilim penisinin üstünü yalarken gözlerimi ona bakmak için kaldırdım. Kararmış gözleri korkmama, daha fazlaysa heyecanlanmama sebebiyet verdi.
Saçlarımı canımı acıtmayacak şekilde daha sıkı tuttu. Ağzımı biraz daha araladığımda kafamı kendine doğru çekti. Bu sayede organının bir kısmı daha ağzıma girmiş oldu. Hem zevk alıyor hem de ağzımdaki şeyden kaynaklı kusacak gibi hissediyordum. Yine de kendimi zorlayarak penisin boğazıma doğru ilerlemesini sağladım.
O an noldu bilmiyorum, Jungkook kendini geri çekti. Ne olduğunu anlamak ister gibi baktığımda konuştu.
"Git Roseanne." Şaşkınlığın ve az önce olanların verdiği alıklıkla bir süre cevap veremedim.
"Benimle oyun mu oynuyorsun?" Bir ona bir kendime baktım. Çırılçıplak bir şekildeyken dediği şey komikti.
"Pişman olacaksın, o yüzden git. Küçük bir çocuğu altıma almak istemiyorum." Gözlerim dolmaya başlamışken sinirle güldüm. Ayağa kalkarak karşısına ilerledim. Bu sırada pantolonunu giymişti.
"Pişman olup olmamam neden bu kadar umurunda? Küçük bir kız çocuğunu altına almak istemiyorsun ama onun için inliyorsun öyle mi? Komiksin Jungkook." Gözümden akan yaşı silerek sinirle göz temasını kesmeden ona bakmaya devam ettim. Benim gibi sinirlenmiş olmalı ki gözlerini sakinleşmek ister gibi kapayıp açtı.
"İnadını sikeceğim şimdi. Anlamıyor musun, canını yakarım diyorum. Küçücüksün. Bana dayanabileceğini mi sanıyorsun? Üstünü giyin ve git."
"Üstümü giyineyim ve gideyim? Madem sürtük muamelesi yapıyorsun paramı da versene. Seni ne kadar tatmin ettiğimi verdiğin paradan anlayayım!" Sesimi yükseltmiş, akan gözyaşlarıma küfür ederek bulanık görüş açımı düzeltmek için gözlerimi sıkıca kapayıp açtım.
"İyiliğin için yaptığımı anlayamıyor musun? Seni bir sürtük olarak görmüyorum roseanne, tecrübesiz olduğunun da farkındayım. Ağlamayı kes çünkü bok gibi hissediyorum." Öyle dediğinde daha şiddetlenen gözyaşlarımı iki elimle sildim.
"Sürtük olarak görmediğini göster Jungkook. Eğer beni buradan onca şeyden sonra gönderirsen ne yaparım bilmiyorum." Sesim savunmasız bir kız çocuğu gibi çıkmıştı. Konu sadece benimle sevişmemesi değildi. Bana dokunduktan sonra beni buradan öylece göndermesi onur kırıcı olurdu. Ona karşı kötü hissetmek istemiyordum.
Dediklerimden sonra iradesinin son noktasına gelmiş olmalı ki bedenimi kendine çekerek dudaklarıma kapandı. Şaşkınlıkla aralanan dudaklarım sayesinde dilini ağzımın içine soktu.
Ne yapacağımı bilemez bir şekilde karşılık vermeye çalıştım. Sertti, öyle sertti ki bacaklarım titredi.
Savunmasızlığımı anlamış olacak ki beni kucağına alarak odanın köşesindeki koltuğa doğru taşıdı. Sırtım yumuşak koltukla buluştuğunda üzerindeki tshirtü bir çırpıda çıkardı. Ardından pantolonunu ve boxerını indirdi. Oldukça geniş olan koltukta üzerimdeki yerini aldı. Heyecandan kasılan kalbim her şeyi daha da zorlaştırırken dudaklarıma kapandı.
Kırmızı rujumu dağıttığını bilmek daha arsız hissetmemi sağladı.
Dudaklarını dudaklarımdan ayırarak göğüslerimi öpmeye, emmeye ve ısırmaya başladı. Çığlık atmak istiyor ama sessiz olmam gerektiğini bilerek sadece kısık bir şekilde inliyordum. Erkeksi inlemeleri kulağıma doldukça onu vücudumda misafir etmek için çıldırıyor olmak beni utandırıyordu.
Dudaklarını göğüslerimden ayırarak tekrardan dudaklarıma kapandı. Kısa süreli öpüşmemiz ardından zamanı geldiğini biliyordum. Yüzündeki ifade canının yandığını anlamama yetti.
"Olabildiğince sessiz ol." Boğuk sesi kulaklarıma firar ettiğinde sadece kafamı sallamakla yetindim. Üstümdeki külodu indirerek bacaklarımdan ayırdı. Sonrası zaten rüya gibiydi.
Penisini konumlandırdığı deliğime aniden girmiş, çığlığımı bastırmak için dudağıma yapışmıştı. Ellerimi sırtına koyarak tırnaklarımı acımasızca batırmaya başlamıştım. İçimde yaptığı git geller acıdan ziyade zevk vermeye başladığında inlemelerim daha farklı bir hal almıştı. Bana saatler gibi gelen dakikalar ardından sıcaklığını içime bırakmıştı. Kendimi cennetin herhangi bir yerinde hissediyordum.
☘
evet..bir bolumun daha sonuna gelmis bulunuyoruz🙉🙉🙉
roseanne sonunda amacına ulastı👀 jungkook u o kadar dayandıgı icin tebrik etmek benim insanı gorevim🤠🤠🥳🥳
bir sonraki bolum artık seks yok kendimden utandım hani🥱
chae hamile kalsa ne gulerim😆😆😆😆😆😆😆😆😆😆😆😆😆 sakayapıyorum🙏🏽
bolumu size emanet ediyor ve kacıyorum xoxoo🗣️🫦🙊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high for tattooeR, rosekook ⛈
FanfictionRoseanne yetenekliydi. İyi çizim yapar, uzun ojeli tırnaklarıyla gitar çalar ve cennette gibi hissettirecek sesiyle eyes closed söylerdi. Halsey'yi severdi, G-eazy ise en büyük nefretiydi. Onunla him and i söyleyecek o oğlan kim merak etmekten kendi...