Violetta'dan;
Okula gelmeden önce o kadar heyecanlıydım ki... Bugün son günümüzdü okulda. Son sınıfa birkaç yıl olmasına rağmen bugün tamamen bitiyormuş gibi geliyordu. E tabii hayatımın en hareketli yılıydı bu yıl. Tatilde bir boşluğa düşmüş olacaktım.
Studio'ya gülümseyerek baktım. Bir insan bünyesinin kaldırabileceğinden daha fazla rezillik kaldırmıştım. Şöyle bir geriye bakınca aslında hiçbirinin korkutucu olmadığını görmüştüm. Birçok ilki yaşasam da sonucunda kazanacağım kişi León oldacağı için dert etmiyordum. Nasıl olsa ilkim, sonum olacaktı. Arada istisnai durumlar belirebilirdi elbette. Ama León konusunda inancım tamdı. Kızlar da benimle birlikte savaşacaklardı engellerle.
Studio'nun kapısından kızlar ve Tomás çıkınca hemen el salladım onlara. Hepsi çıkınca Felix de arkalarında görünmüştü. León uyurken bana gereğinden fazla yardımcı olduğu için aramız düzelmişti. Buna en sinir olan şüphesiz León'du. Ama, "O artık zararsız," deyip Felix'le ara sıra konuşunca şaşırıyordum. Zararsızlık durumu neydi? Hep anlamlandıramadığım bir gerginlik yaşanıyordu aralarında. Öğrenmeye kararlıydım evet, sadece suların biraz daha durulmasına ihtiyacım vardı.
Onların yanına gidince sımsıkı sarıldım Francesca'ya. Camila ile zaten aynı evdeydik. Ludmila da sürekli olarak geliyordu. Tatilde en az görüşeceğim kişi Francesca olacaktı...
"Bitiyor, ha?" Felix ellerimi tutmuştu bunu söylerken. Francesca'nın söylediğine göre bir sonraki yıl olmama ihtimali varmış. Onunla iyi şeyler yaşamamış olsam da, bakışlarının ardındaki hüznü görebiliyordum. Fran ya görüyordu ama gündeme getirmemeye çalışıyordu, ya da hiçbir şeyden haberi yoktu.
Buruk gülümsemesini görünce, "Biraz sonra konuşmamız gerek," dedim. Ardından da kollarımı ona doladım.
"Ne hakkında?"
Yanağını okşayıp, "Konuşunca öğrenirsin," diye fısıldadım. Üstünde -şimdilik- durmaması gerektiğini anlamış olmalı ki, başını olumlu anlamda salladı.
"León'u gördünüz mü?"
Tomás, "Gördüm," dedi kızların arasından kafasını uzatırken. "Müzik dersliğine gidiyordu. Orayı sever, bilirsin."
Diego müzik dersliğinin adı geçince gelmiş ve gülümseyerek bana bakmıştı. "Bir sebepten ötürü León en çok orayı sever. Seneye de son sınıf olacağımız için vedalaşıyordur şimdilik."
Francesca ile birbirimize bakmıştık. O sebep, ikimiz de olabilirdik. Francesca, León'un ben orada şarkı söylerken beni dinlediğini bilmiyordu. Çünkü ona anlatmamıştım bunu. Ama ben, ikisinin orada gereğinden çok daha fazla yakınlaştıklarını biliyordum. Bu da iki sebep yapardı. Bana kalırsa, Francesca'nın olduğu daha yatkındı akla. Ne de olsa bu kişi León'du.
Camila, "Bir sebep?" derken kaşlarını kaldırıp bana bakmıştı.
"Okul açılmadan bir gün önce bir kız orada şarkı söylemiş. O da tesadüfen kulak misafiri olmuş. Konuşurken hep anlatırdı. Sonra buldu o kızı. Konuşmalarında hep, sesine aşık olduğunu söylerdi. Biz de şimdi onları bekliyoruz işte." Söyledikleri bitince bana göz kırpmıştı. Diego, bunu biliyor muydu? León da, bana aşık olduğunu mu söylemişti? Tamam, sesime aşık olduğunu söylemiş olabilirdi ama ses benim olduğu için bana aşık olmuş oluyordu!
Honoria, Diego'nun yanağını öpüp, "Bir yerde hata yaptın," dedi ona. "Tesadüf yoktur, kader vardır. León'un kaderi o kızla çizildi."
İstemsizce dudaklarım yukarı doğru kıvrılmıştı. "Ben en iyisi yanına gideyim. Onunla da vedalaşmam gerek tatil için."