9.BÖLÜM: URFA GECESİ.

10 4 1
                                    

"Yaşamak bir uzun yolculuk ki Bitirmeden biteriz."

ŞÜKRÜ ERBAŞ

Helikopterin hafif titreşimi ve kanatlarının sesi, bizi Şanlıurfa'ya doğru taşırken, ekibimizin heyecanı da giderek artıyordu. Etrafıma baktım; herkes tatil için hazır görünüyor, gülümsemelerle birbirlerine bakıyorlardı.

Kerem, helikopterin içindeki sessizliği bozmadan önce bir şaka yapma ihtiyacı hissetti. "Hadi bakalım millet, Urfa'ya indiğimizde sıcaktan bayılmasak bari! Kafamıza güneş geçmesin diye şapka takalım," dedi ve hepimizi kahkahalara boğdu.

Aras, Kerem'in şakasına gülerek, "Şapka takmayacağız ama kesinlikle güneş kremi sürmeyi unutmayacağız. Yine de Kerem, senin şaka repertuarına hep ihtiyacımız olacak," dedi.

Şanlıurfa'ya indiğimizde, uçaktan ilk adımlarımızı attık. Hava sıcak ve kuru, ama bu sıcaklık yüzümüzde geniş bir gülümsemeye neden oldu. İlk iş olarak, yerel otelin önüne gelerek valizlerimizi indirdik. Bu arada, otelin görevlileri bizi sıcak bir şekilde karşıladı ve çantalarımızı odamıza taşıdılar.

Kerem, odanın balkonundan şehir manzarasına bakarken, "Vay be, Urfa gerçekten de harika bir yer! Şehir sıcak ama tarihi havası beni etkiledi. Yakında kebapların tadını çıkaracağız!" dedi.

Melis, "Önce bir duş alalım, ardından hemen şehir turuna çıkalım. Şanlıurfa'nın tarihi yerlerini görmek için sabırsızlanıyorum," dedi ve Aras'ın onayını bekledi.

Aras, "Tamam, hepimiz dinlendikten sonra şehir merkezine gideceğiz. Akşam Balıklıgöl'deki sıra gecelerini kaçırmak istemiyorum. Hem bu, Urfa'nın yerel kültürünü tanımak için mükemmel bir fırsat olacak," dedi.

Biraz dinlendikten sonra, akşam saatlerinde Balıklıgöl'e gitmek üzere otelden ayrıldık. Şehir merkezine yaklaştıkça, eski taş yapılar ve geleneksel pazarlar gözümüze çarpıyordu. Balıklıgöl'e vardığımızda, geceyi özel kılacak olan sıra geceleri için hazırlıkların yapıldığını gördük.

Balıklıgöl'ün etrafında dolaşırken, gölde yüzlerce sazan balığı yüzüyordu ve bu balıkların kutsal kabul edildiği söyleniyordu. Şehrin mistik atmosferi içinde, akşamın serinliğinde hafif bir rüzgar esiyordu. Gölde yakılan lambalar ve hafif müzik sesleri, gecenin büyüsünü artırıyordu.

Kerem, havanın etkileyici güzelliğini yansıtan bir şaka yaptı. "Dikkat edin, burada sakın balıklara fazla yaklaşmayın. Yoksa siz de kebap olursunuz!" diyerek, yüzümüzdeki gülümsemeleri daha da genişletti.

Sıra gecelerinin yapıldığı açık hava alanına geldiğimizde, oradaki atmosferi yakından hissettik. Geleneksel müzikler çalıyor, insanlar dans ediyor ve Urfa'nın kendine özgü kültürel zenginlikleri tüm detaylarıyla gözler önüne seriliyordu.

Sıra gecesinde, geleneksel müzikler eşliğinde dans eden insanları izlemek gerçekten etkileyiciydi. Şarkılar ve danslar, herkesin ruhunu besliyor ve geceyi özel kılıyordu. Bir yandan nefis Urfa kebaplarını ve diğer yerel lezzetleri tattık, diğer yandan sıra gecesinin ritmine kapıldık.

Ayla, geleneksel kıyafetler içinde dans edenleri izlerken, "Bu kültürel deneyim gerçekten muazzam. Şanlıurfa'nın tarihi ve müziği arasında kaybolmak, unutulmaz bir deneyim," dedi.

Sevgi, aramızda müziğin ve dansın tadını çıkarırken, "Sıra gecesi gerçekten harika. Müzik ve yemekler arasında böyle bir gece yaşamak, tatilimizi mükemmel kılıyor," dedi.

Melis, kebaplardan bir parça alırken, "Şu an yediğimiz kebaplar ve tatlılar, mükemmel bir uyum içinde. Gerçekten de bu tatil hepimizin ihtiyacı olan şeydi," diye ekledi.

Gece boyunca Balıklıgöl'ün etrafında dolaştık, müzik ve eğlencenin keyfini çıkardık. Urfa'nın sıcağı ve geleneksel atmosferi, bu tatilin her anını özel kılmayı başardı.

Sonunda, hepimiz yorgun ama mutlu bir şekilde otelden odaya dönerken, Aras, "Bu gece gerçekten harikaydı. Şimdi dinlenme zamanı. Yarın daha çok keşfedecek yerimiz var," dedi.

Kerem, "Evet, ama tatilin geri kalanını da harika geçireceğiz. Üzerimizdeki yorgunluk, bu gece yaşadıklarımızın yanında hiçbir şey," diyerek gülümsedi.

*

Ertesi sabah, güneşin sıcak ışıkları pencere camından içeri süzülürken, otelin lobisinde kahvaltı yapmaya karar verdik. Kerem, enerjik bir şekilde otelden ayrılmak için herkesin hazır olduğunu kontrol etti.

"Arkadaşlar, hazır mıyız? Yüksek sesle 'Evet!' demenizi istiyorum," dedi, kahvaltı masasının etrafında neşeyle dolanan grubumuza.

Ayla, "Evet, evet!" diye yanıtladı, kahvaltı tabağındaki zeytinleri işaret ederek. "Bu zeytinler bile bu sabah bana ayrı bir enerji verdi."

Melis, gülümseyerek, "Sabah kahvaltısının tatlısı da mükemmel, ama Urfa'nın tatlılarıyla karşılaşmak için sabırsızlanıyorum. Özellikle de baklava!" dedi.

Kerem, "Baklava mı? O zaman ne duruyoruz? Şehir turunda ilk durağımız tatlıcı olacak!" dedi ve hepimizi güldürdü.

Kahvaltıdan sonra, Şanlıurfa'nın renkli pazarlarına doğru yola çıktık. Pazar yerinde, çeşit çeşit baharatlar, taze meyveler ve el yapımı ürünler dikkatimizi çekti. Aras, her zamanki gibi tarih ve kültür merakıyla doluydu.

"Şu baharatlar ne kadar güzel görünüyor! Burada bulunması zor olan her şey var. Ayrıca, bu ürünlerin birçoğunun tarihi çok eskiye dayanıyor," dedi.

Kerem, "Aras, baharatlar hakkında daha fazla bilgi mi edinmek istiyorsun? Belki bir baharat bilginiyle tanışır ve ondan büyülü tarifler alırız," dedi, Aras'a şaka yaparak.

Aras, Kerem'in şakasını ciddiye alarak, "Bunu yapabiliriz! Bakalım, baharatların büyülü sırlarını çözebilecek miyiz?" dedi ve hepimizi güldürdü.

Biraz alışveriş yaptıktan sonra, Urfa'nın meşhur kebapçılarına gitmek için yola koyulduk. Restorana girdiğimizde, nefis kokuların havada dans ettiğini hissettik. Garson, bizi gülümseyerek karşıladı ve hemen siparişlerimizi almak için not aldı.

Kerem, "Şu an sadece kebap yemeye geldik," dedi ve menüyü inceledi.

Melis, "Kebap dışında tatlı da yemeyi unutmayalım. Urfa'nın künefesi var!" dedi, gözleri parlayarak.

Ayla, "Bana şeker hastası gibi bir ifade verdiniz, ama neyse ki ben tatlıların hastasıyım!" dedi ve hepimizi güldürdü.

Yemekten sonra, biraz yürüyüş yaparak şehirde gezmeye devam ettik. Urfa'nın tarihi camileri ve yapıları, bizi etkileyen güzellikteydi. Her köşede farklı bir tarih parçası bulmak mümkün oluyordu.

Kerem, "Şu an kendimi sanki bir tarihi dizinin içindeymişim gibi hissediyorum. Bakalım, tarih kitabımızda ne tür eğlenceli olaylar göreceğiz," dedi.

Ayla, "Tarih kitabı mı? Belki de daha iyi bir fikrim var. Bir sonraki yaz tatilimizi bu şehrin tarihi mekanlarını gezerek yapabiliriz," dedi.

Melis, "Tabii ki! Ama bu gece, tatilin en özel kısmı olan Urfa'nın ünlü çarşılarını gezip, geleneksel müzikleri dinleyeceğiz. Daha fazla eğlenmek için sabırsızlanıyorum," dedi.

Akşam, Urfa'nın çarşılarında dolaşarak, şehri daha yakından tanıdık. Çarşıdaki atmosfer, ışıklandırmalar ve geleneksel el yapımı ürünler, geceyi özel kıldı.

Kerem, "Bu şehirde geçirdiğimiz her an, tatilin harika bir parçası. Şimdi biraz daha gezelim, sonra da geceyi kutlamak için bir yere oturalım," dedi.

Sonunda, gezimizi tamamlayarak bir çay bahçesine oturduk. Yorgun ama mutlu bir şekilde sohbet ederken, Ayla, "Bu tatilin her anı özel oldu. Urfa'nın tarihi ve kültürel zenginlikleri arasında böyle bir deneyimi yaşamak, tatilimizi unutulmaz kıldı," dedi.

Melis, "Gerçekten de. Hem tarihi hem de lezzetli anlar yaşadık. Yarın için planlarımızı yapmamız gerek," dedi.

Kerem, gülümseyerek, "Tamam, tatilin geri kalanını da harika geçireceğiz. Ve unutmayın, Urfa'nın sıcağında bile soğuk şaka yapmayı ihmal etmeyeceğim!" dedi.

Hepimiz bu geceyi, Urfa'nın tarihi ve kültürel dokusuyla iç içe geçirmiş olarak, tatilin keyfini çıkararak kapattık.

Kırık ZincirlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin