4

11 2 36
                                    

Uçaktan indiklerinde herkes gözlüğünü takarken Daisy bakışlarını kendisine doğru yaklaşan adama doğru çevirirken uzattığı anahtarı eline aldı.

"Valizler hazır mı?"
"İstediğiniz gibi Bayan Johnson."

Kadın kafasını sallarken arkadaşlarına doğru dönerken gülümsedi.

"Beni takip edin."

Sasha koşarak kadının yanına ilerleyip elini tuttuğunda Crescent konuşmaya başladı.

"Ne kadarda sıcak."
"Alışırsınız."

Binanın içine girdiklerinde Chris kızının elini sıkıca tutarken etrafa bakınıyordu, kısa süre içerisinde dışarıya çıktıklarında otoparka ilerlemeye başladılar. Büyük siyah jeepin yanında durduklarında Daisy arabanın kilidini açtıktan sonra bagajıda açtı, oradaki hırkaları eline aldıktan sonra arkadaşlarına doğru döndü.

"Bunlar sizin, indiğimizde giyeceksiniz."
"Buna gerek var mı? Hava oldukça sıcak zaten."

Tom konuştuğunda Daisy gülerek elindeki hırkayı ona fırlattı.

"Gittiğimizde görürüz."

Chris hırkayı eline alırken Daisy iki küçük hırkayıda India ve Sasha'ya verdi, bagajı kapatırken sarışın adam konuştu.

"Nereye gideceğiz ki?"

Daisy bakışlarını sarışın adama çevirirken sevimlice gülümsedi.

"Yemek yemeye, bana sizi gezdirmemi söylemiştin bende öyle yapacağım."
"Gidelim o zaman."

Crescent konuşunca herkes arabaya binmişti, yola çıktıklarında Tom konuşmaya başladı.

"Nerede kalacağız?"
"Annemlerin evinde."
"Sığacağımıza emin misin?"

Crescent arkadaşına dönerek konuştuğunda Daisy gülerek kafasını hayır anlamında salladı.

"Tabii ki sığmayacağız, evde başka misafirlerde olacak. Biz hepimiz aynı odada kalacağız."
"Nasıl ya? Bir evde kaç kişi olacak?"

Chris kafasını öne doğru uzatarak konuştuğunda Daisy yine güldü.

"Ne yani sizin ailede düğün zamanı ev tıklım tıklım olmuyor mu? Annem misafir ağırlamayı fazla sevdiği ve bizim ev iki katlı olduğu için biraz fazla kalabalık oluyor. Ama merak etmeyin düğünün ertesi sabahı herkes gitmiş oluyor."
"Düğüne kaç gün var?"

Sasha heyecanla konuştuğunda Daisy patika yolda gaza biraz daha yüklendi.

"İki gün sonra, günlerimiz dolu dolu geçecek."
"Onu fark ettik zaten."

Tom arkasına yaslanırken konuştuğunda Crescent arabanın patika yolda hızlanmasına karşılık konuştu.

"Biraz yavaşla tek şerit burası."
"Geldik."
"Daisy buralarda bir yerde restoran olduğunu sanmıyorum."

Chris etrafa bakınırken Daisy bakışlarını dikiz aynasından adama çevirdi.

"Restorana gitmiyoruzki, sizi aile yemeğine götürüyorum."

Çayırlık alana girdiklerinde Daisy kenara koyduğu telefonunu alıp kardeşini aradı, patika yolun üzerinde oldukça yavaş ilerliyorlardı.

"Ne var?!"
"Aptal benimle düzgün konuş, nerdesiniz?"
"Akşam geleceksin sanıyordum, patika yoldaki sen misin?"
"Rize'de benim arabamdan kaç tane var seni aptal."
"Yolun sonundayız."

Mr. LovermanWhere stories live. Discover now