Jeon Jungkook
Üstümdeki tişört terden yapıştığı için isyan ederek yakamı tuttum.
"Hadi oğlum. Şu samanı da koy." Kadının dediği ile yüzümü yere indirip sırıttım.
"Anne, şaka yapıyor olmalısın."
"Ne dedin?"
Samanı yerden alıp Minho'nun yardımıyla dizdiğim yığının en üstüne attım.
"Bitti mi majesteleri?" Kadın gülüp kafasını iki yana salladı.
"Sanki başka iş olsa yapmaya çok isteklisin."
"Anne."
"Tamam. Sakin ol genç adam." Dikilmeyi bırakıp yanıma geldi ve omzumu sıvazladı.
"Biliyorsun normalde böyle işlere seni bulaştırmam oğlum ama herkese eşit davrandığımı bensitmek için arada böyle işleri seninde yapman şart."
"Hah." Kendimi tutamayıp histerik bir şekilde güldüm. "Kampın ortasında iş yaptırmandan anlamalıydım."
Göz devirdi. "Sanki ben iki saniyeliğine ayrıldığımda Minho'dan yardım almamış gibisin."
Bir anlık tedirginlik tüm vücuduma yayıldı. "Anne o-"
"Kes."aşağıdan gözlerime dikçe bakıp, "Çok ayıpça bir hareket degil mi oğlum?"
"Öyle."
"Huh. Herneyse bununla uğraşıcak vaktim yok. Git elini yüzünü bir yıka."Kafamı sallayıp kadın gittikten sonra kenardan bir kovayı ters çevirip üstüne kuruldum. Başımı arkaya atıp tahta direğe yaslayıp derin bir nefes aldım. Gözlerimi kısıp güneşe odaklanmaya çalışırken kampın büyük demir kapısının sürüklenme sesi etrafta yankılandı.
Kafamı hafifçe düzeltirken genç bir erkeğin içeri girdiğini gördüm.
"Neyin nesi bu şimdi?" Kendi kendime mırıldanırken aynı zamanda geleni de inceliyordum.
Ne kadarda şeydi... Narin görünümlü? Lügatımda düzgün bir kelime pek yoktu. Ama biraz şey gelmişti. Zarif? Uysal? Ve.. benim çoğu zaman olduğum gibi tedirgin?
"Kim kendi isteği ile bu lanet koloniye gelirki..."
Arkasında onu getiren veya yol gösteren herhangi bir adam yoktu. Beni daha farketmemişti belki ama meydandaki herkes neredeyse ona bakıyordu.. Tabi bakarlardı! Aptal mı bu!? Deli mi!? Ne alaka şimdi... Daha çok ge- küçük..? Evet küçük gibi baya.
Derin bir nefes verip kovadan kalkıp yanına gidicekken annemin oğlanı karşıladığını gördüm.
"Kadın, yine neler çeviriyorsun amına koyayım?"
~
10 dakika önce
Kim TAEHYUNG
"Araziyi geçip, dağa doğru yürüyün bayım. Kaçırman imkansızdır."
Minibüsten indiğimde adamın söyledikleri ile bir nefes aldım içime.
"Teşekkür ederim."Üstünme gereğinden fazla kapalı kıyafetle yürümeye başladım. Boynumu sarıyordu. Ve hava çok sıcaktı.
Gitgide yol kat ettikten sonra telle çevrili bir yerin üstündeki yerde tellerde "Uzak durun!" yazısıyla karsılastım.
Korksamda Bogum'u merak ediyordum. Arkadaşımdı o. Kim bilir ne yapmışlardı... Gözlerim dolmuştu.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLONİ - taekook
Fanficİğrenç bir koloniye arkadaşını geri almak için katılan Tae içeride Koloninin kadın başının oğlu Jungkook ile karşılaşır.