11.BÖLÜM: NEFES'İM.

9 4 1
                                    


"Bana ellerini ver hayat seni sevince güzel Sana gönlümü verdim nazlı güzel "

ÖZDEMİR ERDOĞAN

3 AY SONRA

Görev brifinginin sona ermesiyle birlikte herkes yavaş yavaş odadan çıkmaya başladı. Ben de tam çıkışa yönelmiştim ki, kolumdan güçlü bir el beni geri çekti. Aniden durdum ve o an odadaki tüm bakışlar üzerimizde toplandı. Aras'tı, kararlı gözleriyle bana bakıyordu. O sırada Kerem, Sevgi ve Ayla şaşkınlıkla bizi izliyordu.

"Nefes, bir saniye," dedi Aras, sesi titremeyen bir ciddiyetle doluydu ama gözlerinde alışılmadık bir yumuşaklık vardı. Tüm odanın bakışları üzerimizdeyken, onun ne yapacağını anlamaya çalışarak yüzüne baktım.

"Aras?" diye sordum, çevremizdeki insanları unutmaya çalışarak.

Aras, gözlerini gözlerime kilitledi, derin bir nefes aldı ve bir anlık tereddütten sonra dizlerinin üzerine çöktü. O an kalbim duracak gibi oldu. Herkes nefesini tutmuştu, odada bir fısıltı bile yoktu.

"Nefes," dedi, sesi artık sadece bana hitap eden bir fısıltıya dönüşmüştü, ama yine de odanın her köşesinde yankılandı. "Seninle geçirdiğim her an, her saniye, hayatımda bir anlam kazandı. Seninle savaşmak, seninle yan yana durmak benim için sadece bir görev değil, bir ayrıcalık oldu. Seninle geleceği paylaşmak istiyorum. Nefes'im, hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum."

Aras, cebinden küçük, siyah kadife bir kutu çıkardı ve açtığında içinde parıldayan bir yüzük belirdi. O an kalbim ağzıma geldi. Gözlerim doldu, nefes almakta zorlanıyordum.

"Benimle evlenir misin, Nefes'im?" diye sordu, gözleri benimkilerden ayrılmadan.

Etrafta sessizlik hüküm sürerken, herkesin bakışları üzerimizdeydi. Kerem, Sevgi, Ayla ve diğer ekip arkadaşlarımız şaşkınlıkla olan biteni izliyordu, ama o an benim için sadece Aras ve ben vardık.

Gözlerim dolu dolu ona bakarak, gözyaşlarımı tutamayarak başımı salladım. "Evet, Aras... Evet!" dedim, sesi titreyen bir mutlulukla.

Aras'ın yüzü aydınlandı ve ayağa kalkıp beni kollarının arasına çekti. Bana sımsıkı sarıldı, dudakları kulaklarımın yanında, "Nefes'im," diye fısıldadı. O an, dünyanın en huzurlu yerindeydim.

Aras, yüzüğü nazikçe parmağıma taktı ve tüm odada hafif bir alkış koptu. Herkes mutlulukla bakıyordu; Kerem omzuma dostane bir vuruş yaparken Sevgi gözyaşlarını silmekle meşguldü. Ayla'nın gülümsediğini gördüm, gözlerinde yaşlar vardı ama yüzü mutluluk doluydu.

O an, tüm zorlukların, tehlikelerin ve belirsizliklerin ötesinde, Aras'la bir gelecek hayal etmekten daha güzel bir şey olmadığını anladım. O anın büyüsüyle, Aras'ın kollarında tüm dünyanın kaybolduğunu hissettim. Hayatımın geri kalanını onunla paylaşmanın verdiği mutluluk, kalbimi doldurdu.

Ve işte o andan itibaren, Aras'ın "Nefes'i" oldum.

Aras'la birbirimize sarıldığımız o büyülü anın ardından, odada herkesin coşkulu alkışları ve tebrik sesleri yankılandı. Aras'ın bana "Nefes'im" demesinin yarattığı mutluluğun etkisiyle hala dünyadan kopmuştum, ama Kerem'in neşeli sesi beni gerçekliğe geri çekti.

Kerem, yüzünde o her zamanki yaramaz gülümsemesiyle yanıma yaklaştı. "Vay, vay, vay! Bu nasıl bir teklifti böyle! Aras, resmen bütün timin gözleri önünde diz çöktü! Bize de böyle büyük jestler yapsan keşke," diye şaka yaptı, göz kırparak. Sonra bana dönüp, "Nefes, hayırlı olsun. Aras'ı zapt edebilecek tek kişi sendin, bunu biliyorduk ama resmileşmesi harika oldu!" dedi, omzuma dostane bir şekilde vurarak.

Sevgi de hemen yanımıza geldi, gözleri sevinçten parlıyordu. Bana sarılarak, "Nefes, çok mutlu oldum senin için! Aras seni gerçekten çok seviyor, bu belli. Umarım birlikte çok mutlu olursunuz!" dedi.

Ayla ise hemen arkasından geldi, gözlerinde hafif bir nemlenme vardı. "Nefes, böyle güzel bir aşk hikayesine şahit olduğumuz için şanslıyız. İkinizi de tebrik ediyorum, bu birliktelik tam da hak ettiğiniz bir mutluluk," diye ekledi.

Aras'ın elini tutarak tüm bu iyi dilekleri kabul ederken, kalbim hala mutluluktan hızla atıyordu. Kerem, Sevgi ve Ayla'nın samimi tebrikleri, bu anı daha da özel kıldı.

Kerem, bir şaka daha patlatmadan duramadı: "Tamam, artık bu kadar romantiklik yeter! Hadi bakalım, düğün davetiyelerini ne zaman dağıtıyoruz? Belki askeriyenin yemekhanesinde bir kutlama yaparız, ne dersiniz? Hem Nefes, sen de artık timin resmi aşçısı oldun, değil mi?"

Herkes bu şakaya kahkahalarla güldü, ama Aras bana bakarak göz kırptı ve "Kerem, düğün için çok daha güzel bir yer düşündük ama sana en iyi yeri ayıracağız, söz!" dedi.

Kerem, gülerken, "Tamam, tamam! O zaman düğün yerini de en kısa zamanda bildirirsiniz artık. Evinizde benim de bir suit odam olmalı ama, şakalarım orada da devam edecek," dedi.

Sevgi ve Ayla, bu neşeli ortamda birbirimize sarıldılar. Herkesin yüzünde bir gülümseme vardı, odada yayılan mutluluk dalgası herkesin kalbine dokunmuştu. O an, hayatımın en mutlu anlarından birini yaşadığımı biliyordum ve Aras'ın elini sıkıca tutarken, bu mutluluğun sonsuza dek süreceğine dair içimde derin bir inanç vardı.

Bu şakaların ve kutlamaların arasında, Aras'ın bana "Nefes'im" dediği o anın tatlı yankısı, kalbimde bir melodi gibi çalmaya devam etti.

Kırık ZincirlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin