Tercih

58 8 0
                                    

Eve geldikten sonra herkes konuşmadan odasına çekilmişti. Hiç
beklemeden uyumuştum. Sabah telefonun alârmına zar zor kalkmıştım. Hiç
istemiyordum okula gitmek ama mecburdum. Benim bu okul çilem ne zaman
bitecekti bilmiyordum. Banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabı açıp
içinden kıyafet seçmeye başladım. Açık renk bir kot ile beyaz bir tişört
alarak dolabı geri kapattım. Üzerimi değiştirdikten sonra saçlarımı tarayıp
dağınık bir topuz yaptım. Ardından sırt çantamı alarak odadan çıktım. Salona
geldiğimde kimse ortalıkta görünmüyordu. Çantamı kapının önüne bırakarak
mutfağa ilerledim. Dolabı açıp bir şeyler hazırlamaya başladım. Kahvaltı
hazır olmak üzereyken kızlarda yavaş yavaş mutfağa gelmeye başlamışlardı.
Hepimiz sessiz bir şekilde kahvaltı yaptıktan sonra evden ayrıldık. Okula
geldiğimizde dersin başlamasına daha uzun zaman olduğu için okulun
kafeteryasında oturmaya karar verdik.

Mayda hepimize kahve almak için yanımızdan ayrılırken bizde boş bir
masaya geçip oturduk. Kafeterya fazla dolu değildi. Bir süre sonra Mayda
söylenerek elleri boş bir şekilde yanımıza geldi.

- Bu çocuğu boğmak istiyorum.
- Kimi? Ve de kahveler nerde?

Anlamayarak sormuştum sorumu. Mayda boş bir sandalyeyi çekip
otururken arkamdan bir ses geldi.

- Beni ve de kahveleriniz burda.

Tunga elindeki tepsiyi masaya bıraktıktan sonra bir sandalye çekerek
yanımıza oturdu. Mayda, Tunga'ya öldürücü bakışlar atarken Tunga bunları
umursamıyordu bile. Tunga'nın getirdiği kahvelerden birini aldıktan sonra
kuşku dolu gözlerle onu izlemeye başladım. Tunga geldiğine göre Boysan'da
burda olmalıydı. Neden bizim yanımıza oturmuştu? Dayanamayarak sordum.

- Sen neden kendi tayfanla değilsin? Gelmediler mi?
- Arkandaki masada oturuyorlar.
- Eee neden onlarla oturmuyorsun?
- Çünkü ben sizinle oturmak istiyorum.
- Fazla uzatmadan sor hadi ne soracaksan?

Mayda kendinden gayet emin bir şekilde söylemişti cümlesini. Tunga
kısık gözler ile Mayda'yı incelemeye başlamıştı. Sanırım Mayda doğru bir
tespitte bulunmuştu.

- Sana değil Belçin'e sorucam.
- Bana mı? Ne soracaksınki?
- Özel bir soru o yüzden başka yerde konuşmalıyız. Benimle
gelebilirmisin?

Hiçbir şey anlamamıştım. Sesimi çıkartmadan masadan kalkıp Tunga'yı
takip etmeye başladım. Dört masa arkada oturan Boysan ve Burkay'ın
masasına doğru ilerliyordu. Ne yapmaya çalıştıklarını anlamamıştım.
Sanırım konuşacakları konu her neyse hepsi ile birlikte konuşacaktık.
Masanın önüne geldiğimizde Tunga geçip oturmuştu. Boysan'ın sert bakan
gözlerini umursamamaya çalışarak bende geçip oturdum.

- Günaydın Burkay.
- Günaydın çakmak göz.
- Bana günaydın yok mu?

Boysan gözlerini kısarak sormuştu sorusunu. Tabikide cevap yoktu. O
beni görmezden gelmişti sıra bendeydi. Sorusuna hiç cevap vermeden
yönümü Tunga'ya döndüm.

- Eee ne konuşacaksınız benimle?

Tunga sıkıntı ile yerinde kıpırdandıktan sonra konuşmaya başladı.

- Şimdi sana bir sorumuz var.
- Dinliyorum.
- Bu Pars denen çocuk... sizin kızların hangisi ile ilgileniyor? Daha
doğrusu kızların hangisi onun ile ilgileniyor
- Ne? Ne saçmalıyorsunuz siz?
- Meraktan soruyoruz sakın yanlış anlama. Seninle ilgisi olmadığını
bildiğimiz için sana soruyoruz. Yoksa başkasınada sorabilirdik.

Tunga'nın lâfı geveleyerek konuşmasına gülmek istiyordum ama ciddi
durmalıydım. Benden yüz bulmamalılardı.

- Benimle ilgisi olmadığını nerden biliyorsunuz?
- Senin Boysan ile aranda olanları biliyoruz kızıl cadı. Bu yüzden sen
değilsin ama hangisi?

KIZIL KURT_1( Alfa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin