[4. BÖLÜM]: NİŞANCI

122 20 33
                                    

Sessizlik aramızda kral misali hüküm sürerken kaptan uçağın inmesine kaç saat kaldığını mırıldandı fakat benim odağım ne ondaydı ne de başka bir şeyde. Karzan'ın oturduğu yerden aşağı bakarken güneş ağır ağır yükseliyordu. Dibine düştüğüm düşünce selinde boğulurken kalp atışlarım kulaklarımda duyuluyordu.

Diğerleri arka tarafta bir şeyler konuşurken sesleri boğukça bana ulaştı. Uçağın en uç köşelerindeydik, en başından beri olması gerektiği gibi...

Birkaç dakika sonra yan tarafıma bir ağırlık çöktüğünde kim olduğunu çoktan anlamıştım. Bakmasam bile, varlığı bana kendini hissettiriyordu.

Ona dönmedim, Karzan iri vücudunu koltuğa yaslarken öylece dışarı bakmaya devam ettim. Camdaki yansımasından maskesini tekrar taktığını görebiliyordum.

O izlerin nasıl ve ne zaman olduğu ise tam bir muammaydı.

''21 Yaşında,'' Dediği zaman kaşlarımı çattım. Camdaki yansımadan göz göze geliyorduk. ''O iz, 21 yaşında oldu.'' Kaşlarımı çattım. Tek eliyle maskesini boynundan çıkarmasını izlerken gözlerim boyun ve çenesi arasındaki derin yara izine kaydı.

''Sıcak bıçakla kestiler.'' Dedi bana bakarak. Gözlerindeki yoğun dürüstlük boğulmama neden oluyordu.

''Bunu neden anlatıyorsun?'' Kelimeler benden habersiz dudaklarımdan dökülürken bakışlarımı ona çevirdim. Mavileri artık tam anlamıyla beni esir almıştı. Kafasını yana doğru eğip bana doğru yaklaştı. Yüzlerimizin arasında artık çok daha az mesafe vardı ve sıcak nefesi yüzüme çarpıyordu.

''Çünkü senden bir sır aldıysak, bizde bir sır veririz Ay Kızı.'' Kalbim bedenimin içinde gümbür gümbür atarken kendimi toparlayarak çenemi havaya diktim. Verecek bir cevabım yoktu, o da bir cevap beklemiyordu. Öylece birbirimize bakarken aramıza giren tek şey kaptanın iniş yaptığımızın haberini vermesi oldu.

Gözlerim Karzan'dan çekildi, kafam cama döndü.

''Bakalım göründüğün kadar iyi misin Ay Kızı?'' Koltuktan kalkarken elini cebine atıp bıçağımı çıkardı. Gözlerindeki eğlenir ifade bıçağı avucunda döndürmesiyle daha da çoğalmıştı.

''Seni sadece yarım dakika içinde on sekiz farklı yolla öldürebilirim.'' Dedim onun gibi kalkarken. Dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

''Ve bunun on ikisine kaza süsü veririm.''

''Tehditlerinin bir gün gerçekleşmesini dört gözle bekliyorum.'' Sözleri içime sıcak bir samimilik bırakırken yanından geçerek diğerlerinin yanına, merdivenlere doğru yürüdüm.

Hava soğuktu. Öyle ki rüzgar tenimi yalıyor, her esişinde bedenimi bıçak misali kesiyordu.

''Rusya soğuktur.'' Dedi Zaleo göz ucuyla titreyen bedenime bakarak. Maskesi elindeydi ve dudakları kavisli bir biçimde kıvrılmıştı. Birkaç adımda yanıma gelip boynumdaki maskeyi burnumun üstüne kadar çekti.

Luca da onu takip etti. Üzerindeki kalın paltoyu çıkarıp omuzlarıma bıraktığında bakışlarım ona dönmüştü. Benim aksime sanki soğuğu hiç hissetmiyorlarmış gibi hareket etmeleri kaşlarımı çatmama neden oldu.

Bu kez de kulaklarımda bir sıcaklık hissettim. Kafamı çevirip arkama baktığımda Rowan'ın elindeki bereyi kafama geçirdiğini gördüm.

Dudakları düz bir çizgi halindeydi ve gözleri boş bakıyordu. Bereyi kafama geçirdikten sonra umursamazca omuz silktiğinde kaşlarımı çattım.

Ben Rowan'a bakarken birinin ellerimi tutmasıyla kafamı hızlıca ellerime çevirdim. Karzan, avucunda tuttuğu eldivenleri ellerime geçiriyordu.

''Kaçırdığın atışlar için bahanen olmayacak Ay Kızı.'' Diye mırıldandı eldivenleri bir bir ellerime giydirirken. Gülümseyerek gözlerimi devirdim.

ÖLÜLER ŞARAP KOKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin