Kapıdan çıkmak üzereyken, telefonum çalmaya başladı. Tabi ki de Caner arıyordu. Telefonu açıp, dışarıya doğru yürümeye devam ettim.
" Alo, Begüm. Abimi arıyorum açmıyor. Ne oluyor? Abim iyi mi?" Sesi oldukça telaşlıydı.
" Caner sakin ol. Abin gayet iyi. Dikiş atılacak o kadar." Kapıya çıktığımda, hayatımda hiç bu kadar kalabalık bir hastane önü görmediğimi fark ettim. Geri adımlayıp, tekrar içeri girdim.
" Neden buraya gelmediniz?"
" Bilmiyorum, aklıma gelmedi. Başka hastaneye geldik."
" Begüm, bugün hastane kalabalık. Anca sabaha karşı çıkabilirim. Evinde de çalışanı yok. Sen abimle ilgilenebilir misin rica etsem?" Arada Caner olmasaydı asla kabul etmeyeceğim birşeydi. Ne zaman ihtiyacım olsa benim yardımıma sorgusuz sualsiz koşardı. Onu böyle bir durumda yüzüstü bırakamazdım.
" Tamam Caner. Sen hiç merak etme. Ben ilgilenirim abinle."
" Çok sağol Begüm. Haber ver bana."
" Tamam, haber veririm." deyip, telefonu kapattım.
Girdiği odanın kapısının önündeki sandalyeye oturdum. Kafamı duvara yaslayıp, sabırla çıkmasını bekledim. Gözlerim yorgunluktan kapanıyordu.
" Doktor hanım." diyen ses ile kafamı kaldırdım. Gelen Necip Uysal'dı.
"Necip Bey?" dedim, ayağa kalkarken.
" Barış iyi mi?" diye sordu telaşla.
" Olacak merak etmeyin."
" Siz niye içeride değilsiniz?" diye sordu.
" Ben burada çalışmıyorum. Barış da istemedi zaten."
" Sen Barış'a bakma o biraz dengesiz biridir ama dışarıdan göründüğü gibi değildir." dedi.
" Bana hiç öyle gelmedi. Tam da dışarıdan göründüğü gibi." dedim.
" Sen bakma ona, o hoşlandı senden. Acı ile kafası uçtu. Normalde böyle değildir." dedi, hiç çekinmeden. Gerçekten hoşlanmış mıydı yoksa her kıza yaptığı gibi bana da mı yürüyordu?
" Siz daha iyi bilirsiniz tabi." dedim, daha fazla uzatmamak adına.
" Sen yorgunsun baya. Git istersen. Biz buradayız."
" Yok ben daha buradayım, siz gidin isterseniz. Eşiniz, çocuklarınız merak etmesin. Ben Barış'a söylerim, o arar sizi."
" Ben bir göreyim onu gideceğim zaten." dedi ve oturduğum yerin yan tarafına oturdu. Bende oturduğum yere yerleştim. Kafamı tekrar duvara yasladım.
🎈
" Doktor hanım..." diyen sese açtım gözümü. Ne ara içim geçmişti.
" Necip Bey?"
" Barış çıktı, odaya aldılar. Oda biraz kalabalık. Yönetimden geldiler."
" Ben oda boşalınca bakarım. Sağolun."
" Adın neydi bu arada?" diye sordu.
" Begüm."
" Barış sana emanet, Begüm." dedi ve gülümseyip, el salladı. Yavaşça uzaklaştı. Başımla onaylayıp, odasına doğru ilerledim.
İçeride birkaç kişi daha vardı. Bir süre kapıda bekledim. Beş dakika sonra içeride kimse kalmamıştı. Kapıyı çalıp, içeri girdim.
Karşısında beni görmeyi beklemiyordu. Uyuşturucunun etkisi ile olsa gerek gülmeye başladı. Gülüşü bir başkaydı sanki. Daha önce bu kadar güzel gülen birini görmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
53 numara
أدب الهواة"Oradaki tek doktor sen miydin? Koskoca stadda senden başka doktor eminim ki vardır. Ama beni kurtarmaya gelen tek bir kişi vardı, o da sendin." " Benim yerimde kim olsa aynısını yapmazdı belki ama ben senin yerinde başkası olsa yine bunu yapardım."...