4.BÖLÜM

291 21 0
                                    

Telefonum ikinci kez çalıyordu. Hem yataktan kalkmak istemiyor hem de geçmeyen ağrımın artmasını istemiyordum.

" Begüm! Begüüm!" Top patlasa duymacaktı. " Begüm, kalk artık."

Şükürler olsun ki içeriden ses duyuldu. Uyanmasını umuyordum.

Çok geçmeden odaya geldiğinde, sanki hâlâ uyuyor gibi bir hâli vardı. "Ne var ya, ne?" dedi, kapıya yaslanıp, uyuklarken.

" Telefonuma bakar mısın? Masanın üzerinde." Yavaş hareketlerle, masaya doğru ilerledi. Telefonu eline aldı ve kimin aradığına bile bakmadan açtı. Kulüpten birinin aramamasını umuyordum.

" Alo?" Bir yandan belini tutarken, tekrar odaya geldi ve yatağın öbür tarafına oturdu.

" İyi abin, iyi birşeyi yok. Turp gibi maşallah." Arayan Caner'di. " Yok, yok gelmene gerek yok. Dinlen sen."

" Tamam sen beni idare et. 12 gibi orada olurum." dedi, ve telefonu bana verip, yatağa girdi.

Uyku sersemi ne yaptığının farkında değildi. Güzelce yatağa yerleşip, bana doğru döndü. Hemen içi geçmişti bile.

Akıllara durgunluk veren bir güzelliği vardı. Her ne kadar bakmak istemesemde gözlerimi ondan alamıyordum. Bana karşı şuanda birşey hissettmiyor olması, hissetmeyeceği anlamına gelmezdi.

Caner'e 12 gibi orada olacağım dediğine göre, birkaç saat daha uyuyacaktı. O kadar masum uyuyordu ki, uyandırmaya kıyamazdı insan.

Hemen telefonumu açıp, Kemal abiye mesaj attım.

Barış Bey: Kemal abi, doktor hanım biraz daha uyuyacak. Bir saat sonra hazır oluruz. O zaman gel.

Kemal Abi: Tamamdır Barış Bey. Başka bir isteğiniz var mı?

Barış Bey: Şimdilik yok abi. Olursa haber veririm.

...

Yanağımda hissettiğim dokunuş ile gözlerim aralandı. Karşımda gördüğüm manzara beni hiç de mutlu etmemişti. Karşımda duran, Barış Alper Yılmaz yanağımı okşuyordu.

" Çek eline be." deyip, yatakta doğruldum. " Benim ne işim var burada?" dedim, yaşadığım şokla. Hangi ara buraya gelmiştim ben böyle.

" Telefonum çaldı o yüzden kalktın. Sonra geldin yattın yanıma. Yapma etme dedim dinletemedim." Bunu ben yapmış olabilir miydim? Beni buraya o getiremeyeceğine göre haklıydı ama koltuktaki uykudan sonra, kendimi daha iyi hissediyordum.

" Off. Saat kaç?" dedim, elim ağrıyan belime giderken.

" 11' e geliyor. Belin mi ağrıyor."

" Evet ya, bütün gece ağrısından uyuyamadım. Sen maşallah horlaya horlaya uyudun." dediğimde, şaşkın bir ifadeyle bana baktı. Horladığının farkında değildi herhalde.

" Allah Allah, seni yoracak birşey de yapmadım ama işimiz var senin ile." dedi, sırıtarak.

Terbiyesizin tekiydi.

" Sana ben artık birşey demiyorum ya, uğraşmak da istemiyorum. Neyse sen burada mı kalacaksın?"

" Yok eve giderim artık ama sevdiysen burayı geliriz yine."

" Beni hastaneye bırakır mısınız?" dedim, söylediklerini umursamıyordum artık.

" Bırakırız da. Böyle mi gideceksin? İstersen evine uğrayalım." dedi, elini kıvırcık saçlarına atıp, karıştırırken.

" Yok, gerek yok." dedim, kalkıp yanına giderken. Üstündeki örtüyü, kenara atıp, elimi uzattım. "Hadi kalk artık. Ayaklan biraz. Çok nazlanma."

" Sen nazlı görmemişsin." dedi, yüzünü buruştururken.

" Sen görmüşsündür." dediğimde, kolumu tutup yavaşça doğruldu.

" Ah! Acıyor." dedi, ayağa kalktığında.

" Dur kıpırdama bir bakayım." dedim, tişörtünün eteklerini yukarıya doğru sıyırıp.

" Sen iyi alıştın. Tişörtümü açıp açıp bakmaya. Gerçi sende haklısın bakılmayacak gibi değiller." dedi, egosu tavan yaparken.

" He he aynen aynen." deyip, geçiştirdim. " Sana birkaç ilaç yazacağım onları almayı unutma. Gerçi Burçin'in yazmış olması lazım."

" Yazmıştır, Burcu'm." dedi, sanki kıskandırmaya çalışır gibi.

" Hadi, hadi git elini yüzünü yıka." dedim, dediklerini gerçekten umursamıyordum.

" Sen önce Burcu'yu kıskandığını kabul et." dedi, sırıtarak.

" Burcu'nun nesini kıskanacağım ben be." dedim bir anda yükselerek.

" Çok güzel bir kadın."

" Olabilir." dedim, göz devirerek.

" Kendine güveniyorsun yani?"

" Anlamadım?"

" Kendine diyorum bu konuda güveniyorsun herhalde."

" Öyle birşey demedim. Burçin'in güzelliğine laf ettiğimde yok ayrıca. Benden güzel de olabilir ama umrumda değil." dediğimde, tuvalete doğru ilerledi.

" Sen aynaya bakmıyorsun galiba." dedi çok kısık bir sesle. Duymayacağımı düşünüyordu muhtemelen ama duymuştum. Burçin'den daha güzel olduğumu düşünüyordu.

53 numaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin