İyi okumalar!
Bölüm Şarkıları;
Seksendört - Kendime Yalan Söyledim
Ogün Şanlısoy - Saydım
Sena Şener - Teni Tenime****
İkisi de birbirine hem özlemle hemde şaşkınlıkla bakıyordu. İki yıl sonra ilk defa gözleri birbirine değiyordu, ilk defa bu kadar yakınlardı.
Etraftaki insanlar kapının önünde dikilmiş birbirine bakan ikiliye bakarken bu bakışlar, Seyran ve Ferit'in umurunda değildi.
İlk karşılaşmaları Antep'teydi. Birbirlerine daha önce hiç görmeyen, tanımayan Seyran ve Ferit, ilk baklavacıda tesadüfen tanışmışlardı.
Uzun bir zaman sonra ise ikinci karşılaşmaları Paris'teydi. Birbirlerine uzun zamandır görmeyen Seyran ve Ferit, bir restorantta çarpışmış ve şimdi de hasretle birbirlerine bakıyorlardı.
Kader hep onları tesadüfen karşı karşıya çıkarıyordu.
"Ferit, sen gerçek misin?" Diye sorarken buldu Seyran kendini. Şoktan ne dediğini bilmiyordu ve söylediği sözleri düşünmeden söylüyordu. Zaten bu pek de umurunda değildi şimdi.
Ferit ise bir şey demeden Seyran'ın yüzüne bakmaya devam etti. Gözlerini kapattı, sonra tekrar açtığında aşık olduğu yeşillerin ona baktığını gördü. Rüya olup olmadığına karar veremiyordu. Ellerini saçlarına geçirdi, parmakları alnını ovaladı ve kendi kendine mırıldandı. "İlaçlarımı da aldım, ama hala onu görüyorum, sesini duyuyorum. Gerçek mi bu?"
Seyran kaşlarını çattı. Ne ilacından bahsediyordu bu adam? "Ferit," dedi tekrardan sesini duyurmak adına. Ferit, Seyran'a döndüğünde artık gerçek olduğuna emindi. Seyran kanlı canlı karşısındaydı, ona bakıyordu ve onunla konuşuyordu.
"Seyran? Bu sensin," dedi. Hala inanamıyordu.
"Benim. Sende sensin," Sende sensin, mi? Ne saçmalamıyordu şu an? Başını iki yana salladı. "Yani sensin, karşımdasın, buradasın." Dedi düzeltmek adına ama daha çok batırdığını fark etti. En iyisi susmaktı sanırım.
Ferit gülmemek için kendini zor tuttu. İki yıldır onu görmüyordu ama hiç değişmemişti. Hala onun Seyran'ıydı.
"Evet." Dedi başını sallayarak. "Bende benim."Seyran onunla dalga geçtiğini anladığında mümkünmüş gibi daha fazla çattı kaşlarını. Ferit ise onun bu haline daha fazla dayanamayarak burnundan çıkardığı kısık sesle güldü. "Hiç değişmemişsin." Dedi. "Hala benim tanıdığım Seyran'sın."
Seyran da başını salladı. "Ben hala aynıyım, hiç değişmedim. Değişmek istemedim." Senin için değişmek istemedim, hep senin tanıdığın Seyran olmak istedim, diyemedi. "Peki sen? Sen benim tanıdığım Ferit misin hala?"
"Ben hep senin tanıdığın Ferit olarak kaldım. Hiç değişmedim, kendimden hiç uzaklaşmadım."
Bir sessizlik oldu. Uzun uzun birbirlerine bakarken, birbirlerini görmedikleri zamanın acısını çıkarırmışcasına gözleri hiç ayrılmıyordu.
İkiside birbirini inceliyordu, ikiside birbirlerindeki değişiklikleri görüyorlardı. İkiside zayıflamış, ikiside çökmüştü. İkisi de özlem doluydu.
Ferit'in gözleri Seyran'ın saçlarına kaydığında duraksadı, yutkunmak istedi ama yutkunamadı. Sessizliği o bozdu. "Saçını kestirmişsin..." dedi Ferit, sevdiği kadının çene hizasında biten saçlarına bakarken. Kendisi dokunmaya, koklamaya, sevmeye kıyamazdı. Nasıl kestirmişti ki? Nasıl kıymıştı saçlarına? Burnunun direğinin sızladığını hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını ▪︎ One Shots
Historia CortaBeğenmediğim, içimde kalan, düzeltilmeye ihtiyacı olan bölümleri yazıyorum.