Malesef ki uyandığımda gene aynı evdeydim sabah olmuştu bile. Yataktan kalktım ve çıplak ayaklarımla kapıyı açıp evin koridoruna çıktım baya büyük bir evdi biz ikinci kattaydık. Aşağı doğru inmeye başladım , susadığım için mutfağı arıyordum.
Birden karşıma biri çıktı, çarpıştığımızda yalpaladım tam düşecekken bir el belimi kavradı ve düşmemi engelledi. Sızlanarak karşımdaki kişiye baktığımda bu lion du. Yüzlerimizin Arasında bir karış mesela vardı.
Yüz hatları yakından daha keskin ve güzeldi. Sol kaşındaki yara izi daha belirgindi. Göz rengi çok güzel bir siyahtı, gözlerine bakarken sanki yağmurlu bir gecede bir fincan kahve içerken kitap okuyor gibi his ediyordum. Bu his çok güzeldi. Benim onu incelediğim gibi oda beni inceliyordu.
Boğazını temizledi ve beni bırakarktı, üstünü başını düzeltti. Uzandı ve sol köşesi yukarı doğru kıvrılmış t-shirt'ümü düzeltti. Ben ise hâlâ ona bakıyordum.
"Ne işin var burda? Neden odanda değilsin?" Dedi hafif azarlar gibi.
"Su içecektim." Dedim küçük bir çocuk gibi. Sanki o babamdı beni azarlıyordu ve bende ona bahane uyduruyordum. Garip his ettirmişti.
"Ayakların çıplak, ameliyatlısın, hastasın ve yorgunsun ona rağmen su içmeyemi kalktın bana seslenmeni söylemiştim sana." Bana bu yüzden mi kızıyordu ayaklarım çıplak ve ameliyatlıyım diyemi ben evde dolaştığım için sanmıştım.
"Bana ayaklarım çıplak ve ameliyatlıyım diyemi kızıyorsun? Bende sanmıştımki..." Allah kahretsin gene sesli düşünmüştüm.
"Ne sanmıştın?" Meraklı bir şekilde bana bakıyordu.
"Şey sanmıştım işte... Ay neyse ya ben şu içicem çık şurdan." Diyip onu kenarı ittiğimde yerinden bile kıpırdamamıştı.
"Ne sanmıştın dedim sana." Pislik inatçı köpek ya hâlâ onun peşinde sanane kardeşim alla alla git işine ya. "Amaris, yüzüme aval aval bakacağına cevapmı versen diyorum."
"Sanane ya, ben bi anlık sesli düşündüm alla alla git başımdan" Allahım galiba ben canıma susamıştım.
"Adamın asabını bozmada devamını getir." Pis inatcı köpek.
"Offf işte odamdan çıkıp evde dolaşıyorum diye kızdın sanmıştım." Dedim bıkınlıkla. Şaşkınlıkla bana bakmaya başladı. "Ne, ne diye öyle bakıyosun.
" Sana bunun için kızmam. İstersen gel evi gezdireyim sana." Bu cidden şaşırtıcıydı ama elime bir fırsat geçmişti hayır diyemezdim ama onlada çok samimi olmak istemiyordum ama merakımı gidermem lazımdı.
"Tamammmm." Birden çocuk gibi olmuştum resmen. Bu adam bana birşeyler yapıyordu ama neyse.
"5 yaşında gibi gözüküyorsun, boyunda kısa ya cuk oturmuş." Kıkırdadım ben kıkırdayınca oda sırıttı.
"Benim mi boyum kısa, Bi kere çooooook uzunuum." Birden gülmeye başladı.
"Hıhı kesin." Tatlıydı aslında.
"Ya bak cidden 1.72 boyum var." Dediğimde daha fazla güldü. Gülüşü güzeldi. O gülünce bende gülüyordum.
"Aşırı kısaymışsın işte, asla 2.1'e yaklaşamıyacak kadar kısa." Diyip kahkaha attı. Şaka amaçlı trip atar gibi kollarımı önümde birleştirdim ve merdivenin üstüne oturdum. O gülerken gülmemek biraz zordu ama rolüm için dayanmam lazımdı.
"Tamam." Dedim kısaca. Biraz daha güldü ve bana doğru eğilip birden bire beni kucağına alınca yüzüme ateş bastı, şaşkınlıktan konuşamıyordum bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlığın aşkı
Mystery / ThrillerAmaris fıransada tek arkadaşı,kız kardeşi gibi gördüğü roxy ile, roxy'nin ısrarı üzerine bir gece kulübüne giderler. İkiside sarhoş bir şekilde gece saat 03:30'da gece kulübünden çıkarlar ve bir ara sokağa saparlar, yanlarını siyah bir araba yaklaşı...