Bence güzel bir kurgu oldu devam ettirebilirsem daha iyi olucak tabi devam edebilmem için fic inde tutması gerekli ki yazmak için bir sebepim olsun bölümü okuldan atıyorum
İyi okumalar
Jungkook'tan
Hayat kısa zamanlardan ibarettir. insanların çoğu bunu anlamaz, hayatın tadını çıkartmak yerine hayatın enerjisini sömürürler. Oysa biraz gülümseme onlara aradıkları eski zamanı vericektir. Sonuçta hayatı kötü yapan taraf neşemizi kaybettmemizdir.
Benimde en korktuğum şeylerden biri bu neşemi kaybetmek, onu içimde bir yerlere gömmek. Sanki gülmeyi bırakıp ağlarsam hayatla oynadığım oyunu kaybeder gibi hissediyorum, ve ben bir oyuna başladıysam onu asla kaybetmek istemem. Hayatta ki ilk kuralım ağlamak yasak jeon jungkook tu.
Ve de sorunlara karşı güçlü durmak.
Sorunlar ilk ailemle başlamıştı, güzel ve sakin bir aile olduğu hiç söylenemezdi. Evde gürültü, kavga eksik olmazdı. Sadece onla kalsada iyi bazen bu kavgaların hastaneyle sonlandığı da olurdu. Hasta olan ben olmam tabi ama sevdiğim birine zarar gelmesi bana gelmesinden daha kötü hissettiriyor. Yaşananların çoğu çocukluk travmaları olarak kalıyor. insan büyüdüğünde daha güçlü daha yenilmez oluyor fakat küçükken yaptığı pişmanlıkları sorguluyor.Mesela ben ailemin bana çocuk yaşımda yaşattıklarindan dolayı onları mutlu etmek istememiştim. Okulun en gözde öğrencisiydim, ailem bununla gurur duyup insanlara söylüyordu. Eve gelincede o güzel ve başarılı çocuğu her bir şeyiyle baştan sona öldürüyordu. Bende istemiştim ki neden onlar beni mutlu etmiyorken ben onları etmek zorundayım? bir aptallık yapıp ders çalışmayı bırakmış, okulun en iyisiyken sonuncusu olmuştum. Fakat zamanla büyüdükçe bunun saçma bir fikir olduğunu anlamıştım. Sonuçta kendi kendimi bitiriyordum. Sadece onlara zarar vermek isterken kendimde zarar görüyordum. Lise 2 de kendime gelmiş ve eski Çalışkan jungkook'u geri getirip yine en iyisi olmuştum. Şuanda son sınıf olarak güzel bir üniversite bekliyordum, tabi herşey şu 2 ay yolunda giderse...
Elime aldığım bavulumla birlikte okula giriş yapmıştım. Bugün büyük gündü ilk defa kamp'a gidicektim. Okul gezi ayarlamış ve son sınıfları mezuniyet yaklaşırken güzel anılarla göndermek istemişti, ve bende hiç kamp'a gitmeyen biri olarak haliyle baya sevinmiştim. Üstelik yanımda en yakın arkadaslarımda olacaktı.
Beom-seok ve jimin.
Çoktan okul bahçesinde bir bankta oturduklarina eminim, jimin hep erken uyanan bir kişiliğe sahipti, Bense tam zıttıydım. ondan dolayı hep beom-seok la giderdi her yere. Beni uyandırırsa 3. Dünya savaşı çıkıcağını bilirdi. Bunu göze alabileceğini sanmam yaşamayı seven biriydi sonuçta.
Gözlerim büyük okul bahçesinde gezindiğinde arka tarafa dönüş kısmında otobüsleri gördüm. Heyecanım katlanırken oraya doğru yol almaya başlamıştım. Çok geçmeden de jimin ve yanındaki beom-seok görüş açıma girmesiyle ilk jimini baştan aşağı süzdüm. Kış ayında olduğumuz için beyaz şişme bir mont giymişti. Altında siyah bir kot ve siyah botlarla kombinini tamamlamıştı. Saçları ise her zamanki gibi onu civciv gibi gösteren sarıydı. Beom-seok ise aynı jimin gibi şişme bir mont, altına siyah eşofman ve botlar olarak bitirmişti kombini. Sade takılıyordu çoğunlukla ama ona da bu yakışıyordu.
Benim ise bugün ki kombinim onların montlarına karşıt siyahtı. Altımda aynı renk bol pantolon ve kışın en sevdiğim yanı olan botlarım, bir kaç takıyla ve hafif makyajla gayet iyi duruyordum.
Yüzümdeki heyecanlı tebessüm le onların yanına varmıştım, ama jimin beni görünce tıpkı bebek gibi kaşlarını çatmıştı. "Kook bak nerdeyse geç kalıyordun, geç kalsaydın seni beklemezlerdi biliyorsun dimi!?"bilmez miyim, zaten heyecandan kesik kesik uyudum."biliyorum Jim, gece aramada bilmem kaç kez söyledin zaten. Ayrıca geç kalmadım?"neredeyse 5 dakika kalmıştı araçların kalkmasına, ama olsun 5 dakika vardı sonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victor
Fanfiction"Kim Taehyung benim ruhum, ben ise onun yıldız çocuğuyum." Semetae Ukekook