Bana Aitsin (Tarihi aşk serisi 1)

4

_____________________________________

İyi okumalar, sevgilerle...

____________________________________

Beynim işittiklerimi kavrayamıyordu. Kaşlarım duyduklarımla kendiliğinden çatılmıştı.Karşımda koskoca Freytalia Krallığı'nın küçük Prensi Draven vardı. Dudaklarından dökülen sözcüklerin gerçekliğini kavramaya çalıştım.

Ondan cariyesi olmamı mı istiyordu? Neden bendim peki? Ne amaçlaydı?

'Ya da benim cariyem olursun'

'Ya da benim cariyem olursun'

'Ya da benim cariyem olursun'

Sözleri zihnimde ardı arkasına yankılanırken gözlerimi gözlerinden ayırmadım. Ayıramadım.

Daha geleli birkaç gün olmuşken olay üstüne olay yaşıyordum. Zaten hayatım yeni yeni değişiyordu. Bir de üstüne bu kritik olaylar bana hiç yardımcı olmuyordu.

"N-nasıl yani?" dedim şaşkınlığıma engel olamadan.

Elindeki kadehi sallamayı bıraktı ve sabit bir şekilde koltuğun başlığına koydu elini. Tavrı rahattı. Onun için dünyanın en kolay şeyiydi bu. Benim içinse dünyanın en zor şeyi.

"Yalnızca benim cariyem olacaksın."

Kafasını hafif yukarı kaldırıp gözlerini benden ayırmadan devam etti.

"Yalnızca benden emir alıp yalnızca bana hizmet edeceksin."

Sol gözümün önüne düşen sarı tutamı çekmeye bile mecalim yoktu şu an. Nabzım göğsümde şiddetli bir şekilde atarken bedenimin sarsılmasını önlemeye çalıştım.

'Yalnızca benden emir alıp yalnızca bana hizmet edeceksin'

Ses sürekli beynimde yankılanıyordu.

"Ve dokunulmazlığın olacak Darla." ifadesiz suratı ve sert sesiyle dikkatimi bir kez daha kendisinde toplamayı başardı.

Ona adımı söylememiştim. Nereden öğrendiyse bana ilk kez adımla hitap ediyordu.

"Kimse sana dokunamayacak. Çünkü yalnızca benim cariyem olacaksın"

Karşımdaki siyah hareler tepkilerimi izlerken seslice yutkundum. Bu saraydakilerden, muhafızlardan, Kral'dan, Veliaht Prens'ten korunmak istiyorsam kabul etmeliyim ki bu harika bir fırsattı. Muhtemelen Kral'ın verdiği emirlerin birçoğu benim için yine de geçerli olacaktı. Ancak Kral'ın ya da Prens Salvatore'nin bir gecelik kullanıp atacağı oyuncağı olmazdım en azından. Herkese karşı dokunulmazlığım olacaktı. O hariç. Prens Draven hariç herkese karşı dokunulmazlığım olacaktı.

'Ya yağmurdan kaçarken doluya tutulursak?' dedi iç ses.

O yağmurun benim ruhumu tüketmesindense dolunun bedenimi tüketmesini tercih ederdim.

"Cevabını şimdi, burada vermeni istiyorum. Beklemeyi sevmem."

Gözlerimi kaçırarak başıma en kötü ne gelebileceğini düşündüm. Prens Draven acımasız biri gibi görünüyordu. Ceza alırsam pek iyi şeyler olmazdı sanırım. Natalia'nın vereceği cezayla Draven'in vereceği ceza arasında kıyas yaptım. Ama geldiğimden beri hiçbir cariyenin cezaya çarptırıldığını görmediğim için bunu yapamadım. Onun dışında en fazla onunla yatmamı isteyebilirdi. Ki kendisi bir Prensti. Koskoca Krallığın öz ve öz Prensiydi. Neden basit bir cariyeyle yatmak istesindi ki? O yüzden bu ihtimali kafamdan sildim. Aklıma baika hiç riskli bir lşey gelmiyordu.