HERRRRKESE SELAM DOSTLARİMMMM
ELİMDEKİ BOLUMLERI TAK TAK ATİYORUMMM
NASILIM COK MU FACAYIM 🤭😎
NEYYSSSE ASAGIDA GORUSURUZ
Hos okumalar :*
Bolumun ilham kaynagi: SİZ
ISTERSENIZ pamuk eller satir arasi yorumlara/01.09.2024
26.11.1993 🍬
“Üstçavuş Çetin! Bursa! Komutanım, Sancak timi görüş ve emirlerinize hazırdır.”
“Rahat!” Bütün askerler rahata geçtiğinde Gökalp ellerini arkada bağlayarak bir ileri bir geri yürümeye başladı. “Az önce istihbarattan aldığımız adresle Baba’nın yeri tespit edildi. 2 dakika içinde herkes tekrar burada hazır olsun. Helikopter bizi bekleyecek.” Derin bir nefes verdi. “Sancak, yolun sonuna yaklaşıyoruz. Bu yolun sonunda ne olduğunu ise orada göreceğiz. Vatanı sağ bırakmadan dönmek yok. Hakkınızı helal edin. Dağ kimliklerinizi kuşanın ve gözünüze vatan perdesini indirin. Hazırlanabilirsiniz.” Kendisi de askerlerle beraber kışla binasına ilerleyip kendini operasyona hazırladıktam sonra onları bekleyen helikopter ve birkaç askerin yanına adımladı.
“Teğmen Aydın! Mersin! Emredin komutanım!” Helikoptere ulaştığında eğitimine katıldığı askerlerden birinin onun için bu denli heyecanlı ve hevesli olduğunu görmesi dudaklarının iki yana gerilmesine sebep olmuştu. Teğmen Selim Aydın’ı yakından tanırdı Gökalp. Kuşkusuz, ileride kendinden bile daha fazla iş başaracağına emindi. Kalbinde atan vatanını doğru kişilere emanet ettiğinin farkındaydı. “Teğmen, vatan size emanet.” Helikoptere binmeden kollarını Selim’e doğru açtığında hiç düşünmeden sarılmıştı komutanına Selim. Sırtının birkaç defa patpatlandığını hissederken yüreğinin orta yerinde oluşan bu ağırlığın sebebinin komutanı olan bu adamdan aldığı vatan, millet, bayrak sorumluluğu olduğunu biliyordu.
Gökalp’in kulağına “Vatanım emin ellerde.” şeklinde fısıldadığını duyduğunda ise bir sorumluluk daha yüklendi Selim’in omuzlarına. O cümledeki emin eller olmak…
…
Pusuya yatmış bir diğer adamı daha indirirken şüphesiz aklında kızı vardı Gökalp’in. Kız olacağına emin olduğu evladı vardı.
“Yavrum bu topraklarda refah içinde yaşayacak.” diye sayıklıyordu içinden. “Yavrum refah içinde yaşayacak ve bu vatana gerine gerine hizmet edecek.”
Sessiz adamlarla içeride görünen elebaşına doğru ilerlerken çevresini de yoklamayı ihmal etmiyordu. Camı patlayan pencereden içeri atlayıp asıl adamı ensesinden tuttuktan sonra yere yatırmıştı. “Cellat!” diye bağırmıştı adam. Gökalp her zaman olduğu gibi şu an da herhangi bir ses çıkarmamıştı. Ona takılan lakabı hakkıyla taşıması gerekiyordu. Cellat gibi; sağır ve dilsiz.
Elinin altında tuttuğu adam debelenmeye başladığında biraz daha bastırarak onu tahta zemine yapıştırdı. Şimdi sıra buradan hiçbir kayıp vermden çıkmaya gelmişti. Fakat işler sanılan gibi yürümemişti. Ensesinden tuttuğu adamı sürükleye sürükleye evden çıkarmaya başladığında tam önünden dışarı fırlatılan bir cisimle gözleri kocaman olmuş “SANCAK!” diye bağırarak hemen ona doğru atılmıştı. Timdeki bomba imhacı o olduğu için atılan şeyin el ile yapılmış bir bomba olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Dışarıdaki askerlerinin canını bir komutan olarak asla riske atmak istemediği için eliyle yakaladığı bombayla birlikte az önce serbest bıraktığı, kaçmaya çalışan adamın üstüne atlayarak kelime-i şehadet getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜLKÜ
JugendliteraturHer şey vaktini bekler, Ne gül vaktinden erken açar, Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle! Senin olan, sana gelecektir. (MEVLANA) ☆ Ve benim, milletimin, bayrağımın şerefi de gayesi de vatandı. Büyük düşüncemiz vatandı. Bizi bizi yapan vatandı. Ye...