HERKKKKKESEEE SELAM DOSTLARİMMM
NASİLSİNİZZZ
ASAGIDA GKRUSURUZ
HOS OKUMALAR :*
Bolumun ilham kaynagi: SİZ
ISTERSENIZ pamuk eller satir arasi yorumlara/01.09.2024
Ne demiş Hüseyin Nihal Atsız?
İnsanları insan yapan, büyük bir düşüncenin ardından koşmalarıdır. İnsan, şeref için ve muhteşem sandığı bir gaye için ölmesini bilen yaratıktır.
Ve benim, milletimin, bayrağımın şerefi de gayesi de vatandı. Büyük düşüncemiz vatandı. Bizi bizi yapan vatandı. Yerden göğe, doğudan batıya; vatan her şeydi.
Vatan Şehit Yüzbaşı Gökalp Kahraman’dı.
Vatan babamdı.
Ve ben de babasına en derinden bağlı bir kız çocuğuydum.
Her gözlerimi kırpışımda önüme gelen etrafa saçılan gövde parçaları gözlerimi oymak istememe neden olsa da refleks olarak yaptığım bu lanet şeyi bir türlü durduramıyordum. Bir insan dakikada ortalama 10 kere göz kırparken ben son 10 dakikadır 10 kere göz kırpmadığıma yemin edebilirdim. Babamı zihnimdekilerle yaşatmalıydım, gördüklerimle değil.
“Aksiyonu ve gerilimi oldukça yüksek bir diziydi. Değil mi Şirin Hanım?” Dibimde insandan bozma herifin gevşek sözlerini bir taraflarıma takmadan dümdüz bir şekilde önümdeki siyah ekrana bakmaya devam ettim. Canım yanıyordu. Mecazen değil, gerçekten canım yanıyordu. Canımı vücudumdaki bu yaralar değil de kafamın içindeki tanımlayamadığım o şeyler yakıyordu. Babasız kalmaya alışmıştım da, babasız kalmaya hiç bu kadar alışamamıştım. 29 yıl önce yetim doğmuştum ama, 10 dakika önce yetim kaldığımı öğrenmiştim.
İki koluma birer tane el sarıldığında çok geçmeden ayaklanmıştım. Ayaklarımı sürüye sürüye beni aldıkları yere giderken Sersem de önden ıslık çalarak ilerliyordu. Bizden önce odaya girdiğinde melodisi yarıda kesilmiş, bir bana bir de içerideki kızlara bakmaya başlamıştı. “Lan! Kız nerede?” diye çığırdığında bakışlarımı yerden çekip Sersem’e baktım. Ne demek kız nerede?
“Babanın yanında, teftişe gönderdim.” İrem’in sesi kulağıma dolarken kayıp olan kişinin Umay olduğunu anlamıştım. Ve İrem’in de kendinden bu kadar emin çıkam sesinden de Umay’ın nasıl kaçtığı çok net belli oluyordu. Kızlarım benim.
Sersem’in bir gözü seğirirken kıkırtımı engelleyemedim. “Baban uçtu, baban gitti.” dedim dalga geçer gibi. “Sizin de vaktiniz gelmiş anlaşılan! Getirin şunu da.” Adamlar beni tekrar yürütmeye başladığında Sersem, belinden silahını çıkarmıştı. Tetiği çekip silahı İrem’e doğrulttuğunu gördüğümde bütün acımı unutup yerimde debelenmeye başladım. “Kim uçtu, kim gitti?” Tetiğe basarken son anda adamların elinden kurtulup İrem’e doğru koştum. “İrem!” Silahın patlama sesi odaya yayılırken İrem’e omuz atıp onu sandalyesiyle birlikte yere düşürdüm. İrem’in gözleri bayıklaşırken benim de belimin kenarına bir sızı yayılmıştı. Korka korka oraya baktığımda kurşunun ikimizin arasından geçtiğini görmüştüm.
Bir taşla iki kuş. Ya da bir kurşunla iki can, kurşun ikimize de isabet etmişti.
Bir elimi yeni olan yarama bastırırken diğer elimi de İrem’in yarasına bastırdım. “Dayan, dayan ne olursun.” Yalvarırcasına İrem’e baktığımda solukları da artık kesikleşmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜLKÜ
Teen FictionHer şey vaktini bekler, Ne gül vaktinden erken açar, Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle! Senin olan, sana gelecektir. (MEVLANA) ☆ Ve benim, milletimin, bayrağımın şerefi de gayesi de vatandı. Büyük düşüncemiz vatandı. Bizi bizi yapan vatandı. Ye...