14. bölüm

72 7 0
                                    


NABER ASKOLAR

BU ARALAR HİC HALİM YOOK

AMA YİNE DE YAZMAYA DEVAMM

OY VERMEYİ UNUTMAYIIIINNN

İYİ OKUMALARR

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah uyandığımda gözlerim acıyordu.
O kadar çok ağladım mı ya. Napıyım ama kediler ki özellikle de kar benim hassas noktam.

Aynaya baktığımda gözlerimin patlayacak şekilde şiştiğini gördüm. Sarp abime birazcık haksızlık yapmış olabilirim. Neyse ya gönlünü alirim gülümün.

Saate baktım. 06.30 muuuu. Tovbe noluyo bana. Daha karga bokunu yemeden nasıl uyandım ya ben. İmdat.

Yavaşça ayağa kalktım. Eh işte ağrılarım var ama idare eder. Acaba bizimkiler uyanık mı ki.

Sessizce merdivenlerden indim. Oturma odasına girdiğimde gözlerime inanamadım çünkü hepsi uyanıktı. Hepsi dağılmış gözüküyordu.

Benim yüzümden uyuyamıyorlardı. Kendimden nefret ediyorum. Tamam benim suçum değildi. Ama onlarında suçu değildi.

İçeriye ilerlediğimde hiçbiri beni farketmemişti. Sarp abimin yanına ilerledim. Kollarımı kocaman açıp sarıldım ona. En başta irkilse de sonra benim oldugumu anlayıp daha da sıkı sarıldı. Herkes bize dönmüştü.

Sarılmayı bırakıp ellerimi kaldırdım ve konuşmaya başladım.

' Ben özür dilerim. Konuyu bu kadar büyütmemeliydim. Sadece biraz üzüldüm. Kesinlikle seni suçlamıyorum lütfen beni yanlış anlama. Seni çok seviyorum abi.' dedim. Sarp abim ağlamaya başladı.

" Güzelim sen niye özür diliyorsun. Hepsi benim suçum dikkatli olabilirdim . Benimle bir daha konuşmasan bile haklısın . Özür dilerim fıstığım. Bende seni çok seviyorum." dediğinde onun yanaklarından sıkı sıkı öptüm. Onunla daha fazla konuşamadım çünkü konuşsam onla beraber bende ağlardım. Gözlerim çok acıyoor.

" Güzelim erken kalkmışsın bir yerin falan mı ağrıyor." dedi Asi bebek. Aslında biraz ağrım vardı ama abartmaya gerek yoktu.

' Ağrım yok Asi bebek. Sadece size sinirliyim. Niye uyumuyorsunuz. Lütfen uyuyun dağılmış gözüküyorsunuz.' dediğimde her zamanki gibi konuyu dağıtmak için şebek bebek Buğra abim söze girdi.

" PUAHAUHAUAHAHAUHA asi bebek mi. Tam uydu valla asi abime. Eee fıstığım bana buldugun güzel bir lakap var mı acabaa." dedi. Kendimi gülmeye zorladım. Konuşmak istemiyorlardı ama onlara üzülüyordum.

' Vakti zamanı geldiğinde ögrenirsiniz buğra abi bey.' dediğimde kıkırdamaya başladılar.

Sarp abimin yanından kalkıp Tarık abimin yanına ilerledim. O da yıkılmış gözüküyordu. Kalbi benimki gibi hasarlıydı. Nefret ediyordum bu durumdan.

Onu yanaklarından öptüğümde birkaç homurdanma duydum. Kıkırdadım. Hepsi kıskanç ayıcıklardı ya.

' somurtkan şirin senden naber.' dedim onu azcık da olsun güldürmek için. Başarılı oldum. Kahkaha patlattı hepsi.

" iyidir premses. Öyle hayat devam ediyor iste . Sen konuşsan herşey daha iyi olucak ama..." dedi. Herkes öksürük sesiyle onu susturmaya çalıştı. Durun la niye susturuyonuz haklı çocuk.

' Haklısın canım abim . Ama bende elimden geleni yapıyorum . Olmuyor maalesef.' dedim. Bana sıcacık gülümsemesini yolladı.

" Bak küçük yer fıstığı bu kadar tatlı olma yoksa ısırırım. " dediğinde tam ısıracakken hemen ayağa fırladım. Kalleş tuğra bi kolumdan ikinci kalleş Tuğrul bi kolumdan tutmasıyla Tarık abimin ayağa kalkıp sırıtarak bana yaklaşmaya başlaması bir oldu.

Mina Sena DemirörsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin