İyi okumalarr
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kendimi geçici bir halüsinasyonun içinde görüyordum. Etrafımdaki siluetler ordan oraya ilerliyor yüzüme dokunuyordu. Olanları bulanıkta olsa görmesem, çoğu şeyi hissetmezdim bile. Gözlerimi açık tutmak artık işkence gibi geliyordu. Kısa süreliğine kapatmak istediğim de Lordun sesini beni geri döndürüyordu. Dönüp bakamasam da arkamda durduğunu biliyordum. Şifacılar bir kere bile ona karşı kafasını kaldırmamışlardı. Onlar mı çok korkaktı yoksa ben mi yürek yemiştim?
Sonunda geri çekilerek odadan çıkmışlardı. Görüntü gibi seslerde net değildi. Derin bir nefes alarak oturduğum yerden destek aldım. Kalkacağım sırada omuzlarımdan itilerek geri oturmuştum. Kafamı kaldırmak istesem de etraf çok net değildi. Kendimi tüm gece boyunca şarap içmiş gibi hissediyordum.
" Hemen ayaklanmadan önce biraz dinlen komutan."
Ses bu sefer tam önümden gelmişti. Bu sefer kafamı kaldırarak doğrudan Lorda baktım. İşte bu kadardı. Ona bakmak kolay gözlerini geri çekmek ise baya bir zordu.
Çenemde hissettiğim baskısıyla ne ara elini uzattığını anlamamıştım. Beklenmedik şekilde nazikçe tutuyordu.
Birkaç saniye gözlerimi kapatarak elini çekmesini bekledim.
Çekilmeyen eli baygın bakışlarımı ona kilitlememe sebep olmuştu. Ağırlaşan bedenim oturmaktan ağrımaya başladığın da artık bir yatağa yatmak istiyordum. Ağır ağır elimi kaldırarak çenemdeki elini tutmuştum. Sanki neler yapacağımı merak ediyor gibi hareketsizce önümde duruyordu. Buz gibi olan parmaklarını tutarak geriye doğru çektim. Zorluk çıkarmadan elini indirmişti. Beklemeden ayaklandığım da başımın dönmesi ile gözlerimin önü kararmıştı. Geriye doğru kayarken belimin iki tarafından tutularak önümdeki bedene sabitlenmiştim. Bu halimle bile gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. Bedenlerimiz hiç olmadık derecede yakındı. Hatta nefesini bile hissediyordum." Ben odama.."
" Bu durumda yürüyebileceğini sanmıyorum komutan. Zehir çoktan etkisini göstermiş bile."
Onu onaylamak için kafamı sallamıştım ya da bana öyle gelmişti. Normal dururken bile oda etrafımda dönüyordu. Yine de daha fazla burada kalmak istemiyordum. Rahatsızlık tüm bedenimi sarmıştı. Şu anda ihtiyacım olan tek şey büyükbabamdı.
Kendimi geri çekerek ellerinin baskısından kurtulmak istedim.
Birden daha sıkı tutmaya başladığın da tırnaklarının baskını etimde hissetmiştim. Bu sefer ellerimle onu itmeye çalışırken yüzünü daha da yakınlaştırmıştı. Neler olduğunu anlayamıyordum. Sinirli sesini duyduğum da onu itmeyi bırakmıştım." Sana gidemezsin diyorum komutan daha açık olmamı ister misin?"
Birkaç kere gözlerimi kırparak dediklerini algılamaya çalıştım.
Daha fazla dayanamayarak omzuna doğru yığıldığım da tüm vücudum uyuşmuş durumdaydı. Tekrar beni sıkıca tuttuğunu hatırlıyordum. Birkaç saniye sonrasında tamamen bilincim kapanmıştı.~~~~~~~~~
Bana doğru gelen yaşlı adama koşarak ilerliyordum. Günler sonra büyükbabamı görmenin heyecanı ile hızımı daha da arttırmıştım. Sıkıca sarılıp her şeyi anlatmak istiyordum. Ben ona koşarken birden yürümeyi keserek beni beklemeye başlamıştı. Biraz daha yaklaştığım da adımlarım bir ok gibi yere çakılmıştı. Ayaklarının dibindeki kan gölü ile gözlerim yanmaya başlamıştı. Zorla birkaç adım daha atarak önünde durdum. Sırtından damlayan kanlar bir bir yere damlıyordu. Zorla da olsa yüzüne baktığım da bana gülerek baktığını gördüm. Her şeye rağmen aynı şefkati ile bana gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA LORD
FantasyGözlerim karşımda dizilmiş ve benden komut bekleyen askerlerde gezindi. Her şey hazırdı, Doğu Krallığını korumak için görevlendirilmiştik. Halk ve herkesin dilinde dolaşan şato artık bize emanetti. Tek komutla askerleri yönlendirdiğim de hepsi tek t...