Selam Cesurlar📘
Bu hikayede bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler...
Umarım beğenirsiniz...
Keyifli okumalar.📖
⌨⌨⌨
***********
"İntikam." Bir tek bunu dedi Alaz.
Paydar başını onaylar gibi sallayıp elini Alaz'a uzattı. "Var mısın tekrardan kardeşim?"
Alaz hiç düşünmeden sıktı Paydar'ın elini. "Sonuna kadar varım kardeşim."
Bir kadın uğruna düşman olan bu iki arkadaş yine aynı kadın uğruna kardeş olup aynı hedefe yol çizdiler. Bu yolun sonunda neyin olacağını sadece o yoldan sapmadan bilebilirdik...
***********
22. BÖLÜM "ADALET"
Biz ne kadar kendi yolumuzu çizmeye çalışsak da bu hayatın zaten kendi çizgisi vardır ve biz de o çizgiye 'kader' deriz. En önemli kararlarımızda kader dediğimiz şey ayağımıza öyle bir bağ olur ki onu değil kendimizi değişiriz. Çünkü kaderin değişmemek gibi bir yemini vardır ve o yemin hiçbir zaman bozulmaz. Savaş da, aşk da böyledir işte. Savaş seni öldürür çünkü bu kaderindir ve sen de kaderini seçmişsindir. Aşk'sa seni yaşatarak öldürür ama sen bunu istemezsin, sen sadece aşkı en masum hâliyle yaşamak istersin tabi kader buna izin verirse...
Yıllardır birbirini görmeye bile tahammülü olmayan bu iki adamla emniyetteydik. Paydar'la Alaz şimdi aynı yolda aynı şey işin savaşıyorlardı. Ama ben hâlâ onları anlamıyor ve hatta bu samimi durumlarına pek de inanmıyordum. Neredeyse 1.5 saat önce emniyete geldik, baş komiser Riyad Marhan'ın odasına sadece Paydar'lar girmişti ben de onları beklemek dışında bir şey yapmıyordum. "Bu işi sana emanet ettiğim için beni yanıltmayacağını biliyorum kardeşim çünk-" Duyduğum sesle onlara doğru döndüm, nihayet çıkmaya karar verdiler diye düşünürken bir anda duyduğum yüksek sesle arkamı döndüm.
"Niye lan o zaman? Niye onun gibi olan milyonlarca şerefsiz herifleri bırakmış beni kelepçeleyip buraya getiriyorsunuz lan o zaman, niye?" Ne olduğunu anlamayarak kaşlarımı çattım ve sesin geldiği yöne doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Tabi bu sırada Paydar ve Alaz'ın da arkamdan geldiklerini belli eden seslerini duyuyordum.
"Ulan Metin! Öldürdün lan sen adamı daha ne olsun?!" Diye bağıran polisin sesiydi.
"Ne oluyor ya orada?" Kendi kendime sorarak olay yerine ulaştım. Neredeyse emniyetteki bütün polisler adamın başına toplanmıştı. Adamsa 50 yaşlarının ortalarında siyah sakallı, saçları siyah ama hafif beyazlamış esmer biriydi.
"Öldürmeyip ne yapacaktım? Sana kaç kere geldim ben Hakan? Kılın bile kıpırdamadı senin lan! Ben de kendi adaletimi sağladım. Bir daha olsa bir daha yaparım!" Onlara doğru bir adım daha atacakken Paydar beni kolumdan tutup hafifçe geri çekti.
"Dur İzel, anlayalım ne olduğunu." Paydar'a doğru dönmüştüm ki gözüm Alaz'ı aradı ama bulamadım.
"Alaz nerede?" Paydar'da arkasına baktı Alaz'ı göremedi ve bana dönüp omuz silkti.
"Az önce burdaydı, gelir birazdan." Diyerek adamlara döndü. Nereye gittin iki dakikada be adam!
"LAN ADAMIN SUÇLULUĞU KANITLANMADAN NE YAPABİLİRDİK!" Polis bağırmaya başladı birden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH&MAT Mahalle Hikayesi
Acción*Yetişkin okurlar için uygundur!* Aramızdaki uzaklık 7 metre, bir birilerine tuşlanmış iki silah, her birinde bir mermi. Alaz bana doğru bir adım attı ve eş zamanlı olarak ben de ona doğru bir adım attım. "Bu tetiğe aynı anda basarsak bile ilk ölen...