1.bölüm

545 30 3
                                    

"Karar" her kes yavaşça ayağa kalktı. "Sanık Lavinia Işık'ın, Baha Bahal'ı yaralama suçundan, cezasının infaz hapishanesine sevk edilmesine ve orada infaz edilmesine karar verilmiştir." sessizce o, ölüm emrimim verilmesini dinledim. Hayatımın bittiğini işte o an, o korkunç hapishaneye gönderileceğimi duyduğum an, anladım.

Peki buraya nasıl mı geldim? Hayatımın bitiş noktasına gelme nedenim tam 1 ay önce sevgilim olacak Baha'nı yaralamam sonucunda oldu. Suçsuzdum ama beni bu cehennemden kurtaracak bir ailem yoktu.

Korkunç hikayem tamda böyle başladı...

15 yıl önce...

"Küçük bir kız çocuğu efendim yetimhanemizin önünde bulduk sadece 7 yaşında onu öğrene bildik. Bahçede oturmuş ağlıyordu. Şimdi içeride bekleme odasında yanınıza getirelim mi?".

Yetimhane müdürü Ferhat "getirin bakalım belkide çocuk kaybolmuştur. Ben konuşurum" diye konuştu. Kadın başını sallayıp dışarı çıktı. Küçük kıza yaklaşıp "gel müdür seni görmek istiyor. İyi adam korkma tamam mı?" diyerek küçük kıza gülümsedi.

Küçük kız her ne kadar korksa da cesaretli görünmek için başını salladı. Beraber içeriye girdiklerinde görevli kadın dışarı çıktı.

Ferhat ise karşısında cesur durmaya çalışan ama çaresizce küçük, zayıf titreyen kıza bakıp derin nefes aldı. Bu yetimhaneni açmasının sebebi masum küçük çocuklara şefkat, ilgi ve sevgi vermekti ama içi gidiyordu onlar buraya geldiğinde.

"Otur kızım. Anlat bakalım buraya nasıl geldin, ismin ne, ailen nerede?".

Küçük kız adamın nazik babacan tavrını hissedip daha iyi hissetti ama hala korkusu vardı. Minik adımlarla masanın önünde olan sandalyeden birine oturdu.

"İsmim Lavinia 7 yaşındayım amca. Büyükannem az önce beni buraya bırakıp gitti". Küçük Lavinia'nın gözleri dolu dolu olmuştu. Her ne kadar büyükannesini sevmese de en azından ailesinden birinin yanında olması onu mutlu ediyordu ama şimdi, hiç bilmediği yere bırakılmak onu derinden sarsmıştı.

Ferhat kaşlarını çatıp anında "peki annen, baban nerede ufaklık" demişti.

Küçük Lavinia ise hüzünlü bir şekilde ona baktı "annem ve babam ben küçükken ölmüş. Onları hiç tanımadım" dudakları titremişti. Hayat ona çok acımasız davranmıştı.

Küçücük kız çocuğunun bir suçu olmamasına rağmen bu hiç bilinmedik yere öylece atılmıştı... Doğru ya tüm çocuklar böyle vicdansız anne, babalar ve ya yakınlar yüzünden sanki bir çöpmüş gibi yetimhanelere bırakılıyordu. Bazen yetimhane bile iyi kalıyordu çünkü daha vicdansız insanlar vardı daha bebekken çöpe bırakılan bebekler, bilerek katledilen çocuklar ve daha nicesi...

Dünya kötü bir yer miydi? Yoksa insanlar mı dünyanı kötü bir yer yapıyorlardı?

Ferhat, Lavinia'nın söylediklerine üzülmeden edememişti. Küçücük çocuğun yaşadığı şeyler çok ağırdı. Yine de ona burada aile sıcaklığını verecekti.

Adam küçük kızın yanına gidip boyuna gelmek için eğildi. " Gel bakalım seni odana götürelim. Burada mutlu olman için her şeyi yapacağız. Hayat böyledir küçük kız. Bazen acımasız davranır. Ama daha yolun başındasın. Her kötü hikaye bir gün mutlu sonla biter. Kendini yanlız hissetme burada senin gibi bir sürü çocuk var. Eminim hepsiyle güzel arkadaşlıklar kuracaksın."

Lavinia duyduğu bu sözlere sadece kafa sallamakla yetindi. Hala içi buruktu. Küçük kalbi o kadar çok acıyordu ki daha bu acının ne anlama geldiğini anlayacak yaşta bile değildi.

İNFAZ hapishanesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin