11.BÖLÜM

118 6 21
                                    

"üzerimde nedenini bilmediğim bir yorgunluk var ya"

Şuan Tuğçe ile kahvaltıdaydık ben oturmuş yerimde uykulu şekilde söylenirken Tuğçe'de çaylarımızı dolduruyor'du

"Şimdi ben doğrumu anladım sedacım, sen dün kereme seninle iyi ki arkadaş oldum dedin kerem de sen bunu deyince üzüldü öyle mi"

"Tuğçe ben yorgunum diyorum sen hala kerem diyorsun"

"Kızım sen malmısın çocuğa niye iyi ki arkadaşımsın diyorsun"

"İnsan da tatda bırakmıyorsun bee"
deyip sofradan kalkmaya yeltendim

"Tamam tamam be gel geç"
Tuğçe'nin söylenmesini takmayarak yerime geri oturdum. Elime telefonumu alıp ilgilenmeye bir yandan da kahvaltı mı etmeye başladım, o sırada Tuğçe hızla elimden telefonumu çekti

"Napıyosun kızım versene telefonumu"

"Bırak şu telefonu da düzgün kahvaltını et"

"Öff" kahvaltımı etmeye başlarken Tuğçe yine keremden bahsetmeye başladı, bitmedi bi ya Tuğçe'nin sözünü kesip konuşmaya başladım

"Ya kızım çocuk öyle öpeyim falan filan deyince neye uğradığımı şaşırdım o an arkadaş olarak demesiydim de ne deseydim ayrıca"

"Onu bunu bilmem ben, anladığım tek birşey var bu çocuk senden hoşlanıyor kızım"

Aklıma takılan şey ile Tuğçe'ye döndüm

"Tuğçe, bu kerem diyelim ki benden hoşlanıyor illa ki yunusa söylerdi en yakın arkadaşı sonuçta o zaman bizim de haberimiz olurdu, demekki hoşlanmıyor ki bizim de haberimiz yok"

"Sen harbiden malsın, kızım demek ki yunusa söylememiş, düşünsene bi yunusa söylerse yunusta bize söyler, oda bunu düşünüp demek ki yunusa söylemiyor senin öğrenmeni istemediği için"

Bi düşündüm de haklı galiba

"Yok ya ne hoşlanması"

"Öyle olsun, yakında kokusu çıkar zaten"

Ben kafamda ki bu düşüncelerle kahvaltıma devam ederken Tuğçe bir anda bağırmaya başladı

"Ohaa"

"Noldu be"

"Kızım barış Alper ne alaka"

"Barış ne alaka ya"

Elindeki telefonumu göstererek barışın attığı mesajı okudu

"Günaydın seda, bugün kaçışın yok haberin olsun saat bir gibi seni alırım 😉"

"Oha ver bakim" ayağa kalkıp telefonumu aldım attığı mesajı bende okudum

"Off hayır yaa, bir gün izin günüm var yatarım dedim oda başıma çıkana bak"

"İyi değilsin sen he, şuan bütün Türk kızlarının hayalini yaşıyorsun ama değerini bilmiyorsun"

"Yorgunum diyorum yorgun, ayrıca şimdi ben barışla dışarı çıkarsam yine sosyal medyaya düşersem off kereme ne derim ya bizimkiler"

Kerem deyince sırıtmaya başladı dünden razı zaten

Barışa sadece tamam  yazdım ve konumu gönderdim

Ben koltukta yayılmış otururken Tuğçe kafama yastık fırlatıp söylenmeye başladı

"Kızım saat bire geliyor zaten, kalk hazırlansana"

Oflaya puflaya yerimden kalkıp odama geçtim, üstümü giyinip Tuğçe'nin yanına geçtim

"Barışa hazır olduğumu yazıyım de gelsin bari"

'Arkadaş' ~Kerem Aktürkoğlu~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin