FİNAL (b⁴)

85 16 59
                                    


Felix jisung'un gözü önünde binbir tane yalan söylemişti Minho'ya. Sanki kedi cidden habersiz gibi davranıyordu. Sesi ağlıyor gibi çıkıyordu ama zerre mimik oynamıyordu.

Telefon kapandıktan sonra jisung ellerini ağzına kapatarak ağlamaya başlamıştı. Kalbi sıkışıyor canı yanıyordu. Tek güvenli bölgesi olan kişiden kilometrelerce uzaktaydı. Kim bilir kaç 'ay' sonra geri dönecekti?

"Jisung hadi uyuyalım biraz, Chan yemek hazır olunca uyandırır bizi"

Hâlâ ağlamasına devam ediyordu. Kocasından başka hiç bişey istemiyordu. Minho'yu istiyordu... Lino'yu değil.

Gözlerini silip kendini yan şekilde yatağa bırakmıştı. Felix arkadşına sarılıp gözlerini kapatmıştı.

"Herşey çok güzel olacak küçük jisungiem"

...

Aradan bir hafta geçmişti. Minho kafayı yemiş gibi her yerde jisung'u arıyordu. Günlerdir uyumuyordu, açtı jisung'a ihtiyacı vardı...

Sürekli gözyaşı döküyordu. Defalarca kez saattsiz zamansız polis karakoluna gitmişti ama kimse onu tam anlamıyla ciddiye almıyor gibiydi.

Aslında bunlar Chan sayesinde oluyordu. Jisung'u Minho'ya vermek istemedikleri için polis arkadaşlarını araya sokuyor ve olayın göz ardı edilmesini sağlıyordu.

Gözleri kanama derecesine gelmişti artık. Bedeni kendini taşıyamayacak kadar yorulmuştu. Jisung'u istiyordu...

...

"Jisung yine mi uyuyorsun?"

"Hm?"

"Uyan hadi"

Felix jisung'un yumuşak kahverengi tutamlarını okşuyordu. Arkadaşı buraya geldiği günden beri hep ağlıyor ve halsiz şekilde dolaşıyordu.

Bunun aksine sanki güzel bir melek gibiydi. Her geçen gün de güzelleşiyor boynundaki -öpücük- izler de geçiyordu.

"Jisung gece uyumadım mı?"

"Uyudum"

Yattığı yerde doğrulmuş ve gözlerini ovalamıştı. Başı çatlıyordu resmen. Rüyasında kocasını görmüştü. Tek hayali de tek dileği de Minho'ydu küçük meleğin.

"Minho bu gün yine aradı senin gördüm"

"Açtım ama yine aynı şeyleri söyledim, kafayı yemiş gibi ağlıyordu"

"Ağlıyor muydu?"

"Hmhm bırak ağlasın, ağlasın ki o terapiye gitsin"

"Felix..."

Ağlamaya başlamıştı. Kocası ağlıyordu canı yanıyordu, kendini özlüyordu ama kendi burda uyuyordu ve ona destek planlıyordu. Buda jisung'un parıltısı kaybolmuş gözlerinde bir tür aldatış biçimiydi.

"Felix nolur gideyim lütfen, Minho'yu-"

Elleriyle ağzını tutup banyoya koşmuştu. İki kaşık zorla yediği şeyleri bile çıkarmıştı midesinden.

Felix endişeli şekilde arkadaşının peşinden gitmişti. Jisung'un hamile olduğunu düşünüyordu çünkü onu aldıkları ilk gün boynunda taze öpücük izleri vardı.

Jisung midesini boşaltıp rahatlığı zaman elini yüzünü temizleyip Felix'e dönmüştü. Bitkin kelimesinin en büyük örneği olarak gösterilebilecek şekilde bitmişti.

"Jisung hamile misin?"

"I-ı değildim"

"Ya salak olmayabilirsin ama bu ne kusuyor sürekli ve halin yok"

Peki Ya Kimsin Sen....? | MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin