02 // gözümün önünde her kare ve sen

205 37 22
                                    

semih kılıçsoy. uyumadan önce ve uyandıktan sonra aklına gelen ilk isim, ayrıca birkaç gündür tüm düşüncelerinin ana karakteri. okulun içinde birkaç kere selamlaşıp ufak sohbetlere girebilmişlerdi o günden sonra. onun hakkında anladığı şeylerden birisi temas bağımlısı olduğuydu, konuşurken mutlaka kolunu veya omzunu tutuyordu. dokunduğu yerlerden vücuduna bir sızı yayılırken heyecanlanmadan edemiyordu kıvırcık saçlı oğlan. semih onun bir alt sınıfıydı, üç yıldır aynı okulda olmalarına rağmen onu hiç fark etmemesine şaşırıyordu. sanki gözü onu gördükten sonra açılmış gibiydi. dersleri pek iyi değildi, özellikle biyoloji dersini hiç sevmiyordu. spor salonunda yatıp kalkması ise yapılı vücudunun sebebiydi, bu alanda kendisini geliştirmek için çok çalışıyordu.

ayrıca sınıf nefretiyle dolup taştığını ve babasıyla ilgili konularda çok hassas olduğunu da anlamıştı. konu ne zaman oraya kaysa bir şekilde değiştirmeyi başarıyordu, bu yüzden aralarında ne geçtiği hakkında hiçbir şey öğrenememişti. açık açık sormak istediğinde ise alacağı tepkiden korkup vazgeçmişti. daha yeni tanışmışken bunu bozmak istemiyordu, her ne kadar bilmediği şeylerin olması en küçük boşluğunda canını sıksa da.

"oğlum bunlar sevgili mi lan?" yunus'un sohbet açmak amacıyla sorduğu soruyla birlikte arkadaşının baktığı yere döndü barış. esmer oğlanı ve kolunun altındaki semih'i görünce kaşlarını çattı. sevgili olma ihtimalleri içinde huzursuzluğa yol açarken zar zor konuşabildi. "arkadaşlardır." diğer ihtimal içini yiyip bitirse bile inanmak isteyerek söylemişti.

"belli olmaz." dedi kerem, neden bu konuyu konuştuklarını anlamamıştı fakat ayak uydurmayı tercih etti. kıvırcık saçlı oğlanın tepkisini merak etmişti. arkadaşının dalıp gitmelerinin sebebinin bu sarışın oğlan olduğunu anlamıştı. "çok yakınlar, normalde dikkat etmem ama ben bile görüyorum hep."

"neyse ne." dedi barış bu konuyu kapatmak isterken çünkü içine yayılan huzursuzluğun sebebini düşünmek istemiyordu. birisinin etkisinin altına bu kadar kısa sürede girmek ilk kez başına geliyordu ve korkmuyor da değildi. fakat ne yaparsa yapsın sarışın oğlanın hayatındaki ve kalbindeki yeri gitgide, o fark edemeden büyüyordu. buna engel olamazdı. bu hissi atamazdı, atlatamazdı. "konuşacak başka bir şeyiniz yok mu cidden?" arkadaşlarının her zaman konuştuğu konular ilk kez sinirine dokunmuştu.

kumral oğlan bunu anlayınca daha fazla üstelemedi. sinirlenince en çok kendisine zarar verdiğini biliyordu. yalandan öksürdü ve arkadaşlarına döndü. içeriye geçmeyi teklif edecekken barış'ın ayaklanmasıyla ikisi de duraksamıştı. "yok ben dayanamıyorum." dedi çakma sarışın kendi kendine. içindeki huzursuzluk artık göz ardı edemeyeceği boyuta ulaşmıştı onları izlerken. doğrudan sarışın oğlana ilerlerken arkasında iki şaşkın beden bırakmıştı.

semih'e yaklaşırken oğlan onu fark etmişti, gülümsememek için dudaklarını birbirine bastırmıştı fakat sinirle yanında biten oğlan bunu görmemişti. sert bakışlarını doğrudan semih'i kolunun altına almış olan bedene yöneltmiş ve üzerinde biraz oyalanmıştı. esmer olan da bunu fark ettiğinde kaşlarını çatarak bakmıştı barış'a. semih ortamın gerilmesini istemediği için hala ters ters birbirine bakmaya devam eden ikilinin dikkatini kendisine çekti. "barış? bir sorun mu var?" dedi yalandan bir merakla. gelmesinin sebebini anlayabiliyordu, anlayamayacağı gibi değildi.

"evet." derken sarışın oğlana çıkardı gözlerini. çatılı kaşları anında düzelmiş, gergin yüz hatları ise yumuşamıştı. "konuşabilir miyiz? yalnız." son kelimeyi bastıra bastıra söylemişti. semih onun ne diyeceğini, yine kendisini nasıl şaşırtacağını merak ettiğinden esmer oğlanın kolunun altından çıktı. "emirhan, bekleme sen beni." dedi ayaklanırken. barış'ın ters bakışları yüzünden bozulan oğlan içine sinmese bile onayladı arkadaşını. onu durduramazdı.

neyin nesi, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin