İyi okumalarrr 💕
🗝️
Ertesi gün:Jisung, geçirdiği her süre içerisinde canı daha da çok sıkılıyordu. Telefona bakmak ya da kitap okumak, kafasını yalnızca bir süreliğine dağıtabiliyordu.
Ailesiyle yeni eve taşındığı için mutluydu ama arkadaşları burada olmadığı içinde bu duruma oldukça üzülüyordu.
Yeni bir çevreye alışmak ve yeni arkadaşlar edinmek zaman alabilir, diye düşünüyordu. Ancak Jisung'un sabırlı olması ve kendine zaman tanıması bu konuda önemliydi.
Jisung'un en çok düşündüğü konu ise, Minho denen iblisi kurtarmanın başına büyük belalar açacağıydı. Kendisine bu konuda çok kızgındı fakat artık her şey için çok geç olmuştu bile.
Jisung'un Minho'ya sormak istediği oldukça çok fazla soru vardı. "Keşke burada olsaydı," diye içinden geçirdi.
Minho'nun sırlarını ve neden bu duruma düştüğünü öğrenmek istiyordu. Belki de her şeyin bir açıklaması vardı, belki de Minho'nun içinde çok küçükte olsa bir iyilik kırıntısı saklı olabilirdi de.
"İyi biri olamayacak kadar günahkârım Jisung." yan tarafında duyduğu derin bir fısıltı ile genç o yöne döndü. Tam da tahmin ettiği gibi, Minho Jisung'un oldukça yakınında iri gözleriyle onu seyrediyordu.
"Minho... Buraya nasıl geldin?" Jisung büyük bir şaşkınlıkla bu durumu hızla düşündü ve karşısındaki oğlandan bir cevap bekledi.
Lee oldukça küstah ve kendini beğenmiş bir gülümseme yerleştirdi suratına. Sanki bu sorulardan sıkılmış ama bir o kadar da zevk alıyormuş gibi.
"Sorgulaman gereken çok şey varken bunu sorman komik Han Jisung."
"Bana soy adım ile seslenme! Bi dakika ne? Soy adımı da nerden biliyorsun?"
Minho yerinde dikleşip bu sefer koca bir kahkaha patlattı sessiz ortama. Anlaşılan bu çocuğun şaşkın ve sorgulayıcı hallerine alışmak zorundaydı.
Jisung karşısında delicesine gülen adama kaşlarını çattı. Cidden çok kaba bir herifti! Kendini nasıl bir durumun içine sürüklediğinin farkına varması onu delicesine yerinde titretiyordu.
Minho'nun kahkahası yankılanırken, Jisung'un kafasında bir sürü soru uçuşuyordu. Bu adam kendisi hakkında nasıl bu kadar bilgi sahibiydi? Minho neden burada ve Jisung'un hayatına neden bu kadar ani bir şekilde girmişti?
Tüm bu düşünceler kafasında hızla dönerken, Minho'nun kahkahası aniden kesildi ve gözleri ciddileşti.
"Bak Han," dedi Minho, bu sefer daha ciddi bir tonla, "Sana söylemek zorunda olduğum şeyler var. Ama önce sakin olmalısın. Buraya gelmemin bir sebebi var ve seninle konuşmamız gereken çok şey var."
Jisung, Minho'nun ani değişen tavırlarına ayak uydurmaya çalışırken, kendini toparlamaya çalıştı. Minho'nun gözlerindeki ciddiyeti gördüğünde, işin sandığından daha karmaşık olduğunu anladı.
Derin bir nefes aldı ve karşısındaki adama dikkatle baktı. "Peki, anlat bakalım," dedi Jisung, "Neden buradasın ve ne istiyorsun?"
Minho, Jisung'un bu sorusuna hazırlıklıymış gibi, cebinden küçük bir not defteri çıkardı ve sayfaları karıştırmaya başladı. "Her şey burada yazılı," dedi, defteri Jisung'a uzatarak. "Ama oku ve anla, çünkü bu sadece başlangıç."
Jisung, Minho'nun uzattığı not defterini alırken içinde bir merak ve endişe karışımı hissetti. Sayfayı dikkatle okumaya başladı. Sayfalar, titizlikle yazılmış notlar ve çizimlerle doluydu. Her satır, bir gizemin parçası gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEY | MinSung
FanficJisung, gizemli bir şekilde ölen babasından miras kalan malikâneye taşındığında, kendini büyük bir bilinmezliğin ortasında bulur. Korkunç görünümlü malikâneyi keşfetmeye başladığında, bahçede eski bir kuyu gözüne çarpar. Kuyuya yaklaştığında, içerd...