Kanıt| gay

23

Eymen

Elimi kaplayan elin verdiği güven ve heyecan hissi öyle güzeldi ki denize yaklaştıkça bırakmak istemiyordum.

"Eymen!" Arkamdan gelen seslenmeyle oraya döndüm.

Kendimi kasmam ya da kısıtlamam gerekmiyordu çünkü artık kanıma karışan iki kadeh şarap gerginliğimi alıp götürmüştü.

"Hadi." Dedim elini daha sıkı tutarak. Gülse de kumsalda ilerlerken takip etti beni. Oraya konulan şezlonlaglara yöneldim.

Birkaç kişi daha vardı ama hava karardığı için kıyıda köşede durursak görünmezdik.

Elini bırakmak zorundaydım. Hiç istemeyerek ondan ayrıldığımda elim ceketime gitti. Onu çıkardığımda beni izliyordu. Cebimdeki telefonu, cüzdanı ve diğer şeyleri de hızla ceketin cebine aktardım. Kravatımı çözüp dört düğmemi de açtığımda sıra saatime gelmişti. Ayakkabılarımı ve çoraplarımı da çıkardığımda ona döndüm.

"Hadi." Diye ısrar ettim. En sonunda gülerek gökyüzüne baktı. Hemen sonra yaptıklarımı tekrar etti.

En sonunda benimle aynı duruma geldiğinde bu sefer o tuttu elimden. Karanlık havanın etkisiyle sadece ayı yansıtan denize ilerledik.

Ayaklarıma değen soğuk ve ıslak kumlar tüylerimi diken diken etti ama geriye çekilip geri dönen dalgalar ayaklarıma temas eder etmez istemsizce yüksek bir ses çıkardım.

"Soğukmuş!" Gittikçe içine giriyorduk ve soğukluğun etkisiyle yüksek sesle konuşuyordum.

Sadece elim üşümüyordu çünkü onun avucu içindeyken soğukluk söz konusu bile değildi sanki.

"Gel buraya." Duyduğum şeyle ona yaklaşırken yüzüme sıçrayan suyla irkilip çığlık attım.

"Ali!" Çığlığına kahkahaları karıştığında kanımdaki alkolle ben de gülmeye başladım.

"Görürsün sen!" Anında boştaki elimde hınçla su sıçrattım ona. Öyle de gözünü bile açamıyordu.

"Benimle savaşamazsın!" Kahkahalarımız arasında bağıra bağıra uyarıyordum onu ama hala bir elimiz birbirine kavuşmuş halde ayrılmıyorlardı.

Belimize kadar sudaydık ama baştan aşağıya sırılsıklamdık.

"Sen öyle san." Saniyeler içinde elimden kopan el beni belimden kavrayıp kendine çektiğinde daha şaşkınlıktan tepki veremeden ikimizi de suya gömdü.

Beş saniye sonra yukarı çıktığımızda soğuk yüzünden titrer bir halde ona yaklaşmış ellerim omzunda dinleniyordu. Onun iki eli belimi kavramışken aramızda santimler vardı.

"Çok kötüsün ki." Alkol, soğuk, temasın sıcaklığı aklımı başımdan alıyordu.

"Öyle miyim?" Diye sorarken sesi oyunbazdı.

"Saçların ıslakken çok güzel." Dediğinde  güldüm. Utanıyordum bana her iltifat ettiğinde çünkü o kadar içtendi ki sözleri ister istemez kendimi mutluluk sarhoşuyken buluyordum.

"Ali Asaf," diye mırıldandım göğüslerimiz birbirine yaslanırken.

"Eymen," diye karşılık verirken yaklaşıp alnını alnıma yasladı.

"Korkuyorum." Dedim gözlerim ona bakarken. "Çok korkuyorum ya yanlışsa yaptığım şey?"

Nefretimin onun karşısında tuzla buz olduğu gerçeği beni o kadar savunmasız hissettiriyordu ki. Bu kadar savunmasız olmaya alışık değildim hiç.

Kendimi deli gibi ana kaptırmak istesem de bir tarafım onun alfa olduğu gerçeğini unutamıyordu. Sanki beni elde ettiğinde tüm büyü bozulacak ve benim pişmanlık zamanlarım başlayacaktı.

Çok korkuyordum bundan, hoşlandığım alfamın nefret ettiğim birine dönüşecek olmak düşüncesiyle uykusuz kalıyordum gecelerdir.

Her şey hem çok hızlı hem çok ani ama bir taraftan da çok yerinde ilerliyordu.

"O halde seninle olacağım bu yanlışta." Derin ve fısıltılı sesi suyun soğukluğunu bile değiştiriyordu.

"Ali ya her şey bir rüyaysa?" Korku ve beklenti dolu sesim dudaklarıma çarpak sıcak nefesiyle titriyordu.

Gelecek olanı biliyordum ve kalbim daha önce hic bu kadar hızlı atmamıştı.

"Beni bulduğun ve bana dokunduğunda kabustan uyandım zaten ben." Yaklaşan dudakları konuştukça benimkilere çarpıyordu.

"Ali." Diye mırıldandım ona daha da yaklaşırken. "Eğer bu bir rüyaysa uyanmayalım."

"Eymen," dudaklarımız birbirini kavramadan önce mırıldandı o da. "Rüya olmadığını hissettireceğim sana."

Orada, denizin ortasında bizi ay ışığı aydınlatırken öyle bir öptü ki beni, öyle sıkı kavradı ki beni, konuşmadan sadece öpüşüyle sözünü tuttu.

Bunun rüya olamayacak kadar gerçek olduğunu hissettirdi.

AAAAAAA

EYMEN VE ALI ASAFIN ASKINDAN GEBERMISIM BEN