final

4.1K 381 57
                                    

Finale hoşgeldiniz

×

Ali Asaf elindeki son kaseyi de bulaşık makinesine koyarken kapağını kapattı. Artık mutfak tertemizdi.

Üç ay önceki kabus dolu gün artık ikisine de cok uzaktı. Bu berbat günlerin tek artısı artık irbirlerinden uzakta kalamadıklarını fark etmeleriydi.

Ali Asaf, Eymen'i bir an bile yalnız bırakmak istemiyordu. Eymen ise Ali Asaf'tan ayrıldığında boşlukta hissediyordu.

Bu yüzden birbirlerinin evlerinde yatıya kalma merasimi başlatmış oldular. Hatta birbirlerinin evlerinde eşyaları bile vardı artık.

Ali Asaf, Eymen'in evine artık yabancı olmayışını seviyordu. Onun banyosunda kendisi için bir bornoz olmasını, iki tane diş fırçası görmeyi, yatak odasında ona ait belgeler olmasını ya da şemsiyesinin girişte asılı olmasını.

Aynı şekilde kendi evinde Eymen'e ait pofuduk ev terlikleri olmasını, yüz temizleme ve duş jellerinin onunkilerin yanında olmasını, parfüm şişesinin masasındaki uyumunu seviyordu.

Ali Asaf birbirlerinin hayatında iz bırakma durumunu belli etmese de cok sevmişti.

Baktığı her yerde o vardı, aklından hic çıkmıyordu ve kıyafetlerinin birbirleriyle teması yüzünden hep o kokuyordu.

Üstelik havlusunda feromonlarının kokusu varken Ali Asaf onları koklamadan banyodan çıkamıyordu. Bağımlılık edici olduğu gerçeğini göz ardı edemezdi zaten onunla tanıştığı o gece bu bağımlılığı kabul etmişti.

Şimdi Ali Asaf'ın evindelerdi. Yemekler yenmiş Eymen salondaki işten kalan dağınıklığı toplarken Asaf mutfaktaki bulaşıklarla ilgilenmişti.

Ev işlerini dönüşümlü yapıyorlardı. Bazen yemekleri Eymen yapıyordu bazen de Ali. Bazen etrafı Eymen topluyordu bazen kendisi.

O anda kim daha az yorgunsa ya da istekliyse o topluyordu dağınıklığı.

"Çilek yemek ister misin?" Ali Asaf önündeki buzdolabına bakarken içeri seslendi.

"Muz vardı onu getirir misin?" Duyduğu istekle sessizce muz dolu kaseyi aldı. Birlikte alışverişe çıktıklarında almışlardı meyveleri. Eymen yemeyi seviyordu.

Elindeki kaseyle içeri girdiğinde koltukta yüzüstü yatan bedeni gördü.

İc çekti istemsizce. Yan yana olmanın güzel tarafları olduğu kadar zorlayıcı tarafları da vardı elbette.

Mesela Eymen'in pijamalarının çoğu şorttu ve bunun yarattığı manzaraya hipnoz olmamak çok zordu Ali Asaf için. Öğrendiği bir diğer alışkanlıksa Eymen'in günün çoğunluğunu yatarak geçirmeyi sevmesiydi.

Tam şu an üzerinde şortlu pijamalar varken ve yüzüstü yatmış bir halde ayaklarını hava kaldırmış telefona bakıyordu.

Ayır gözünü artık şu güzel kıçtan!

Yapabilse kendine sert bir tokat atardı. Ancak bu onu kendine getirmede işe yarar mıydı meçhul.

"Al bakalım." Muzu ona uzatırken hemen dibindeki boşluğa oturmuştu Ali Asaf.

Sanmıştı ki Eymen muzu yemek için doğrulacak ve artık kalçalarına bakmak zorunda kalmayacaktı ama Eymen ne zaman Ali Asaf'ın planlarına göre hareket etmişti ki zaten?

KanıtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin