Buluştuğumuz her gün saçımı örüyordum. Ama o gün farklıydı çünkü geç kalmıştım. Saçlarımı toplamadan gitmiştim buluşma yerine. Beni bekliyordu:
-Ödümü patlattın! Sana bir şey oldu sandım!
-Beni önemsiyor musun?
-Seni...
-Hı?
-E...evet önemsiyorum.
Kelimeyi yutarcasına söylemişti ve yüzü kızarmıştı.
-Yüzün kızardı.
-Y...Yooo! Niye kızarsın ki hem...
-Bilmem. Bence bunu senin bilmen gerek.
-Neden saçlarını örmedin?
-Geç kaldım ya...
-Dönsene arkanı bir...
-Saçmalama istersen.
-Sus ve arkanı dön.
-Pardon?
-Arkanı döner misin?
-ORKONO DONOR MOSON!
-Sen ne şımarık bir şeymişsin ya!
-Üf!
-Döner misin arkanı?
Saçlarımı örmeye başladığında yüzümün daha önce yanmadığı kadar yandığını, kalbimin çok hızlı attığını hissedebiliyordum.
-O...oldu mu?
-S...se...sence nasıl?
-Çok şey...
-Ney?
-T..
-Ha?
-TATLI!
İşte tekrar yapmıştı. Bana tatlı olduğumu söylemişti. Bana bunu her söylediğinde farklı hislere kapılıyordum. Farklı bir duyguydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygusal mı Duygusuz mu?
Science FictionHerkesin tek duygu ile yöneltildiği bir Dünya... Yumemi kendisinin içinde bulunmadığı bu dengeyi sorgulayınca, içindeki yok etme isteği ateşlenir. Dengeyi yeniden kurmaya çalışırken , tüm duyguların tadına varıyor. Aşk, Cesaret, Güven, Acı, Korku, Ü...