*dip not: Bu ve bundan sonraki okuyacağınız bölümler Kerem'in transfer haberleri sonrasında yazılmıştır. Bu yüzden hikayenin gidişatında değişiklik yaşanırsa ana hikayeden tamamen kopacağı ve büyüsünü kaybedeceğini inandığımdan hikayenin finaline kadar Kerem Galatasaray'da devam edecektir.
*Bu bölümde okuyacaklarınız için şimdiden özür dilerim, ne olur beni vurmayın...
•••
•Leyla'dan.
Üç hafta sonra,
Üç hafta sonrası, yeni evimize taşınma heyecanı içinde herkes bir ucundan tutmuş, ortalık şenlik alanına dönmüştü.
"Kız, yenge!" dedi Berkan, elindeki son koliyi yere bırakarak belini tutarken. "Allah aşkına ne var bunlarda? Taş mı koydun? Benim bel yamuldu da."
"Lan, kerata," diye ensesine hafifçe vurdu Kaan abi, Berkan'ın bu sızlanmasını duyunca. "İki koli taşıdın sanki Çanakkale cephesinde savaşa girmiş gibi sızlanıyorsun."
Aylin abla hem Kaan abiye hem Berkan'a bakıp kahkahayla gülerken, elindeki fincanları yerleştirmeye devam ediyordu. "Kaan!" diye uyardı sonunda. "Uğraşma çocukla, hadi sen de yardım et."
Tabiri caizse bütün Galatasaray ekibi, yeni evimize yerleşmemize yardım ediyordu. Kerem abi, Mauro ve Dries mobilyaları yerleştirmekle meşgulken, Kaan, Berkan, Metehan ve Torreira kolileri taşıyorlardı.
Üst katta ise Barış, Kerem, Yunus ve Ziyech, odaları düzenlemekle uğraşıyordu. Herkes o kadar neşeliydi ki, evin içinde bir kargaşa varmış gibi görünse de aslında tam bir uyum içindeydik.
"Abla, bırak ben devam ederim," diyerek fincanları yerleştirmek için Aylin ablanın yanına geçtim. Tam fincanları yerleştiriyordum ki, içeriye koşarak gelen Karan, bacağıma koala gibi yapıştı.
"Lelaa!" dedi masum bir şekilde, bana doğru bakarken.
Eğilip onu kucağıma aldım, "Söyle, bir tanem?" dedim gülümseyerek.
"Top oynayalım mı?" Kocaman gözleriyle o kadar tatlı bir şekilde baktı ki, ona hayır deme şansım yoktu.
"Peki," dedim ve tam bahçeye doğru yürümeye başlamıştım ki, üst kattan gelen gürültüyle derin bir iç çektim. Kollarımda Karan, merdivenlerden yukarıya baktım.
"Şinanay da, yavrum, şina-şinanay
Şinanay da, şinanay, hoppa şinanay!"Üst katı inleten şarkı sesi evin her köşesine yayılmıştı. Barış, Yunus ve Hakim sanki birer çocuk gibi bağıra çağıra şarkıya eşlik ediyorlardı. Karan'ın masum bakışlarına karşılık verip güldüm. Yukarıdaki sesin kaynağına şaşkınlıkla bakıyordu.
"Top oynamadan önce Barış abi ne yapıyor bir bakalım mı?" dedim. Karan başını sallayıp ellerini havaya kaldırınca, hızlıca merdivenlere doğru yöneldik.
"Estirir de ada yeli estirir
Seni sevindirir, beni küstürür
(Lüküs kamarada kimler oturur?)"Yunus, Barış ve Hakim, sanki sahnedeymiş gibi ellerinde olmayan mikrofonlarıyla şarkıya tam gaz eşlik ediyorlardı. Kerem ise gözlerini devirip, "Allah'ım, ben buraya nereden geldim?" bakışını atıyordu.
"Şinanay da, yavrum, şina-şinanay
Ananızı siksin Galatasaray!""Lan çocuk var karşınızda, Allah'ın cezaları!" diye bağırdı Kerem, şarkının cüretkâr kısmını duyunca, hızla bana dönüp, "Leyla, Karan'ı götür buradan!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• bul beni, barış alper yılmaz.
Non-Fiction"Rüyalarıma giriyor senle sevgili olmak, ama sen diye yok bir şey..." Barış sıkça gittiği kafede yeni işe başlayan Leyla'dan oldukça etkilenir. 05.07.24 - 07.11.24